ADIYAMAN’DAKİ TERÖR SALDIRISI

Ayşenaz ÇİMEN

Gönül isterdi ki; bayramdan önce terörü anlattığımız bir gün daha yaşamayalım.

Ne yazık ki yaşıyoruz ve yaşamaya devam edeceğiz…

Maryland Üniversitesi'nde dünya genelindeki terör saldırıları araştırılmış. Bu araştırmada terör saldırılarının dünya genelinde en fazla arttığı yıl 2014 olarak belirlenmiş.

Türkiye’de 2016 ve 2017 yılları arasında terör saldırıları % 67 düşüş gösterirken, kurbanların sayısı da%78’e düşmüş. Uzmanlar Türkiye’nin terör örgütü DEAŞ’a karşı son iki yıl içinde kararlı tavır almasının bu düşüşte önemli bir faktör olduğunu yorumluyor.

Araştırma PKK’nın saldırılarında bir önceki yıla oranla %58, kurbanların sayısında da yüzde %75 düşüş olduğunu gösteriyor.

Terörle mücadele Türkiye genelinde tam teşekkül devam etmekte.

Daim olması dileğiyle…

*

Malumunuz 15 Ağustos 1984; Eruh ve Şemdinli baskınları…

Türkiye’nin hiç beklemediği bir anda bu saldırılar o dönemde büyük şok etkisi yarattı.

Ve 34. Yıldönümünde birçoğumuzun telefonuna, MERSİN 153’ten gelen ve “Komutan Agitle başlayan mücadele…” li 15 Ağustos yıl dönümünü kutlayan bir mesaj hepimizi çok şaşırttı, anlam veremedik aslında tuhaf bir durum…

Şaka gibi.

*

Neyse değinmek istediğim konu başka.

Geçtiğimiz günlerde Adıyaman Kuyucak köyünde zırhlı aracın geçişi sırasında PKK tarafından düzenlenen EYP patlaması sonucu 1 askerimiz yaralandı, olay sırasında yaralı askerimizi sivil araçla hastaneye götürmek isteyen 3 askerimiz ise güvenlik güçlerinin kazaen açtığı ateşle şehit düştü, EYP’ den yaralanan askerimiz de kurtarılamadı.

Basında “DOST ATEŞİ” ile şehit düştüler haberinden başka bir şeyle karşılaşamayacağımız bu olay aslındabir çok soru işaretini içermekte.

*

Nasıl mı?

Öncelikle DOST ATEŞ’ ten kasıt, bölgede operasyonel faaliyette tıkama görevi yapan güvenlik korucuları yani eski adıyla köy korucuları…

Operasyon bölgesinde istihbarat çalışmaları yapan jandarma personelleri, patlamanın olduğu yerden yaralı askeri alıp hastaneye yetiştirmek üzere yola çıktığında, yolda görevli olan köy korucuları patlama bölgesinden gelen aracın teröristlere ait olduğunu düşünerek aracı durdurmaya çalışmışlar, araç yavaşlayınca da ateş etmeye başlamışlar.

Ve 4 askerimiz olay yerinde şehit düşüyor.

“DOST ATEŞİ” ile geçiştirilemeyecek kadar şüpheli bir olay…

Devletin ilgili kaynaklarının bu olayla ilgilendiğinden zerre şüphem yok...

*

Hepimizi yürekten yakan bu acı olayda zannımca 3 çeşit senaryo var:

1-) Görevlendirilen köy korucuları; patlama üzerine panik yapıp ne yapacağını bilemeyip araçtakileri terörist zannederek daha büyük zafiyet olmasın diye gelen araca ateş etmiş olabilir.

2-) Görevlendirilen köy korucuları; ikili çalışmak zorunda bırakılmış olabilir çünkü araçtakiler istihbarat personeli, bölgede bu askerlerin çalışmasından rahatsız olan ve halen devlet kadrolarında görev yapan bazı sızıntı güruhların emirlerini “KAZA KURŞUNU” süsü verdirerek yerine getirmiş olabilirler.

3-) -Görevlendirilen köy korucuları; ETKİN PİŞMANLIK YASASI’ ndan yararlanmış itirafçı koruculardan olabilir bilirsiniz ki bunları satın almak çok kolaydır, doğuda ve güneydoğuda kendilerine “KONTRA” lakabı takarak sanki bölgede terörü temizleyen, mücadele eden sadece kendileriymiş havasıyla gezip ahkam kesen bu adamlar bölgenin en tehlikelileridir.

-Pimi çekilmiş bomba gibidirler, örgütü iyi tanırlar atacakları adımları önceden tahmin ederler, bölgeyi avuçlarının içi gibi bilirler her ne kadar terör geçmişlerini VATANSEVER duruşla örtmeye çalışsalar da devlet onların ne olduğunu çok iyi bilir ve bu adamlar bölgede en çok istihbarat personelleri ile iletişime geçer. Araçtaki istihbarat personelleri ile husumetleri olabilir ve bu husumeti de üst mertebelere taşıyarak el birliği ile infaz gerçekleştirilmiş olabilir…

*

Aklıma daha çok şey geliyor ama bu maddelerdeki senaryolar daha ağır baskın basıyor. Güneydoğu ve doğu her zaman zayıf halkamızdır unutmayın, her ne kadar terörle mücadelede kararlı adımlar atıyor olsak da bu halkayı güçlendiremiyoruz ne yazık ki…

Bu halkanın kilit noktası bölge halkı...

Bölge halkı 3’e ayrılır: Devlet yanlısı olanlar, etliye sütlüye karışmayanlar ve kim güçlü ise yanında duranlar, terör yandaşları.

Her biriyle mücadele başka başka. At izi it izine karıştırarak devlet yanlısı olanlar, kim parayı ve gücü verirse onun yanında duranlar, vatan hainlerini anlatmaya zaten gerek yok…

Terörle mücadelede samimi duygulara sahip olan doğulu vatandaşlarımız o kadar az ki…

*

Yıllardır gelen bir düzen var: Bölgeyi ve dili iyi bilen gönüllü yöresel halkı görevlendirilir, araziyi çok iyi bildikleri için hemen hemen her komando timine görevlendirme yapılır, kimi zaman başarılı operasyonlara kimi zaman da büyük bir zafiyete imza atarlar…

Bu konuda sadece yöre halkına muhtaç olmak ne kadar doğru bilmiyorum.

Aslında Anadolu’nu her yerinden gönüllü, güvenilir birçok vatan evladını toplayacaksın. Bölgeyi, dili, coğrafyayla ve terörle mücadeleyi çok iyi öğreteceksin, sanki her biri Hakkarili, Şırnaklı, Tuncelili gibi davranacak, orada doğmuş büyümüş gibi…

Salacaksın hepsini bölgeye; ikili çalışan şovmenlere karşı bir zırh gibi koruyacak bölgeyi.

Belki de vardır böyle bir şey bilemeyiz…

*

Samimi olan herkesten Allah razı olsun hepsi gözümüzde birer kahraman bilirsiniz ki bu işin ırkı, dini, dili, mezhebi yok.

Yaklaşık 40 yıldır verdiğimiz bu mücadelede bazı kalıplaşmış düzenlere bir göz atsak iyi olur zira 90’lardaki gibi zaptedilemiyor bazı güruhlar artık, hepsi olmuş bölgenin çakalı…

Adıyaman’daki bu olayda da böyle bir bit yeniği olduğunu düşünüyorum…

Ha günah alıyorsak vebali zaten boynumuza, gerisi Allahla bizim aramızda…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.