Sevgi...
Bana sevgiyi değil, sevmeyi öğret.
Sevilmek mi?
Güldürme beni...
*
Sen bana sevmeyi öğret, ben de sana hasreti...
Nasıl mı?
Kapa gözlerini, dinle söyleyeceklerimi...
Nazlı yâre hasretimde buram buram Anadolu var, kokla hadi!
Bak böyle güzel koku bulamazsın ömrünce, burnunun direkleri sızlasın çek içine...
Yüzünde huzurlu bir gülümseme oldu sanki.
Hasretim, ılık ılık geçti damarlarından değil mi?
Bu hasreti; kırgınlıklarla, suskunluklarla, acılarla besledim.
Ay yıldızlı nazlı yâre hediye etmeden önce bir de sen kokla istedim...
*
Bu hasreti beslerken içimde, en çok neyi öğrendim biliyor musun?
Yapmak, yıkmaktan daha zor imiş...
Yıkılan bütün duvarlarımı yeniden yapmak için harç yetiştiremedim.
Çimento bitti gitti , tükendi.
Madem böyle, düşündüm ve karar verdim, etten duvar öreceğim dedim.
Neden mi?
O duvarları yıkmak için, göğsümü yarıp kalbimi sökmeleri gerekecek de ondan.
Eee bu da imkansız olduğuna göre...
Göreceksin bak, etten duvarlarımla daha güçlü bir kadın olacağım.
*
Sevmeyi öğret bana, sevmeyi...
Sevgiyi yazdım ben zaten kalbime.
Sevmeyi beceremiyorum sadece.
Hiç saklayamıyorum, koruyamıyorum bu sevgiyi.
Hal böyle olunca üzüyorum nazlı yârimi.
Ahhh! O öyle nazlı ki, tek kelime etmez, üzüldüğünü hiç hissettirmez.
Yahu bir sitem et! Yüzünü göklerde gösterme bana, cezalandır beni diyorum yok dinlemiyor.
Sonra diyorum ki yahu manyak mısın be kadın !
Onsuz tek bir günün geçemez senin, ölürsün, bu nasıl bir cezadır diyorum, susuyorum.
*
Tehdit ediyorum seni bak.
Sevmeyi öğretmezsen bana, vicdanında yaşarım ömrünce.
Yüzünü nereye çevirirsen çevir kaçamazsın benden, çocukluğumdaki o mahsun çehremle gözlerinin içine bakar dururum öylece.
Başka da bir şey yapmam...
*
Ne bu cürretkar tehditler diyeceksin , bir bilsen içimdekileri.
İnsanlar çok acımasız.
Beni vuran insanlar değil, kahpe düzen.
Nazlı yâre küstüremeyeceklerini biliyorlar ya, ah etmemi istiyorlar ona.
Bu kahpe düzen beni susturmak istiyor, onlar istedikçe inada biniyorum ben de...
Sonra başlıyor soğuk savaş.
Sonu olmayan bu savaşta üşümek istemiyorum.
Isıtacak mısın beni?
Öğretecek misin bana sevmeyi?
Sevgiyi dert etme sen, bilirsin içimdekini...
Bekliyorum seni.
*
Bu yazım, vatanını severken kafayı yemiş herkese...