“Altın hızma mülayim
Seni Hak’tan dileyim.
Güzel gel görüşelim
Men gidirem Irak’a…”
O çok sevdiğimiz türkü “Altın hızma”.
Hatırladınız mı?
Abdurrahman Kızılay’dan dinleyin; pek güzel söyler, yanık yanık…
Aslında buradaki ıraklıktan kasıt, uzaklar, çok uzaklar hatta…
Fakat ben Kuzey Irak olarak algılayıp, dinlediğimde pek keyif alıyorum…
*
Malumunuz Kuzey Irak bu aralar yine gündeme düşmeye başladı.
İkindi vaktine doğru haberlere göz atarken birden şok oldum.
IKBY diyor ki: “Ankara ile Bağdat arasında yapılacak terörle mücadele konusunda her türlü anlaşmaya bağlı kalacağız.”
Hâlbuki daha 5-6 ay önce; Irak, Türkiye, İran ve uluslararası toplum, gösterdiği çabalara rağmen Kuzey Irak referandumunu ertelemeye ikna edememişti.
360 derece dönüş…
Eeee büyük konuşmamak gerekirmiş…
*
IKBY, İran ve Türkiye sınırlarını kapatınca, tek 120 kilometrelik YPG-PYD’Lİ Suriye sınırı kalınca referandumun neticesini uygulamaya cesaret edemedi. Üstüne bir de ekonomik ve sosyal sıkıntılar da patlak verince ‘’Yetişin!’’ feryatlarıyla tutuşmaya başladı.
Ankara-Bağdat arasında 7 aydır süren “PKK’ya operasyon” görüşmelerinde, Sincar’daki 7 kamp ve Mahmur bölgesi için harekât planları olduğuna dair bilgiler de artık kamuoyuna çıtlatıldı.
Malum herkes terörle mücadele uzmanı olduğu için; vay efendim Afrin bitmedi ardından Menbiç var, oy telaşına sınır ötesi harekâta başlarlar artık söylemleri ile vızıldamaya başladılar hemen.
Arkadaşlar; merak etmeyin TSK ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınır ötesinde birden fazla operasyonu yönetebilecek güçte.
*
Ne kadar garip değil mi? Ekmeğini yediği, suyunu içtiği devleti küçümsemek, aşağılık söylemlere tabii tutmak, güçsüz izlenimi verdirmek…
Bağdat yönetimi, PKK’ya Mayıs ayına kadar uyarılarını sürdüreceklerini bildirdi ve bölgeden çekilmelerini emretti. Bu demektir ki Kuzey Irak’taki harekât Haziranda.
İçimdeki vesvese ise Afrin’deki kamuoyu desteğini burada pek alamayacağımızı söylüyor.
Bahaneleri ise “Suriye bitmedi kardeşim, bitir öyle Kuzey Irak’a gir.”
Devletine canı gönülden bağlı olanlar işte o zaman belli olacak…
Erbil, Kerkük, Musul, Süleymaniye…
Kısacası Kuzey Irak, vefalı Türk’e 2003 senesinden beri hasret.
Kandil’in ateşini öyle bir yakacağız ki, taaa fizandakileri ısıtacak.
Türkmenler için özel bir yeri olan, tarihi Kerkük kalesinin üzerindeki Barzani’nin paçavrasının yerini al bayrak ve gök bayrak süsleyecek yakın zamanda, az kaldı.
Hatta Kuzey Irak harekâtının adı “Gökbayrak Harekâtı” olsa keşke, Irak’ta gökyüzünde dalgalanamayan tek bayrak Türkmeneli’nin bayrağı çünkü…
Harekat, Kandil’deki 8 kampa mı olur yoksa sınıra 15-20 km uzaklıktaki Avaşin, Metina, Kelereş, Piran, Haftanin kamplarına mı olur henüz bir bilgimiz yok. Fakat Afrin’den daha kapsamlı olur gibime geliyor.
Kim bilir ardından İran sınırındaki kamplara el atarız…
Kuzey Irak’tan alacağımız intikamlar o kadar çok ki.
Özellikle de 4 Temmuz 2003, Çuval Olayı. 11 Türk askerimizin ayaklar altına alınan onuru, gururu ve şerefi hala o topraklarda…
21 Şubat 2008 Güneş Harekatı şehitlerimizin kanı hala o topraklarda…
20 Mart 1995 Çelik Harekatı şehitlerimizin postallarının izleri hala o topraklarda…
12 Mayıs 1997 Çekiç Harekatı şehitlerimizin sesi soluğu, bakışı, asil duruşu hala o topraklarda…
25 Eylül 1997 Şafak Harekatı şehitlerimizin şehadet getirişleri hala o topraklarda…
Diyeceksiniz; intikam kötü bir hırstır, insanın gözünü kör eder, bize yakışmaz. Bizim intikamımızda bir art niyet yok ki. Haini, geride kalan şehit yetimlerinin gözyaşları ile boğacağız. Masuma dokunmak zaten fıtratımızda yok. Devletimize yakışmayan hiçbir şeyi yapmayız. O yüzden boş nutuklarınızı kendinize saklayın.
12 Mayıs’ta yapılacak Irak genel seçimlerinden sonra, harekatın ayrıntıları netleşmiş olur muhtemelen. Irak Türkmen Cephesi başkanı Erşad Salihi de vefalı Türk askerini Kuzey Irak harekatında asla yalnız bırakmayacağına canı gönülden inanıyoruz.
Beyler, Türkmeneli bizi bekler, gök bayrağını ilelebet özgürce dalgalandırmak ister, masum bütün insanlara derman olmak ister, haç ile hilalin savaşından galip çıkmak ister, Kerküklü Leyla’nın intikamını almak ister…
Yoksa “Gavim gardaş nerdesen, nerde!” feryatlarını duymaya devam mı etmek istiyorsunuz?
Al bayrakla gök bayrağı, bir paçavranın gölgesine mahkûm mu etmek istiyorsunuz?
Zira benim hiç tahammülüm kalmadı.
Belki de bu yazıyı okuyunca faşizan duyguların konuşmuş yine diyeceksiniz.
Yanılıyorsunuz.
Afrin de, Kürt köyleri de Arap köyleri de Türk köyleri de hainlerden temizlendi. Kuzey Irak’ta da aynısı olacak.
Irk, din, mezhep gözetilmeksizin zalimin elinden mazlumlar alınılacak…
Vefalı Türk bunun için var.
Ve hep var olacak…