“Dağlık Karabağ, seçim ve PKK. Ne alaka?” diyeceksiniz belki de.
Tabii ki gündemimiz Kovid-19 fakat dış politikaya karşı basınımızın üç maymunu oynaması canımı sıkıyor. Yaşanılan gelişmeler, haberlerde bahsediliyor fakat kıyıda köşede bir yerlerde…
Dünya salgın ile uğraşırken Ermenistan, Dağlık Karabağ işgalini meşrulaştırmaya yönelik bir adım daha attı. Ermenistan yönetimi 31 Mart tarihinde Karabağ’da sözde cumhurbaşkanlığı seçimi yaptı. Ardından 21 Mayıs’ta sözde cumhurbaşkanı seçilen Arayik Harutyunyan’a, Azerbaycan’ın Şuşa şehrinde yemin töreni düzenlendi.
Kanımca; Dağlık Karabağ’da yapılan bu alçak sözde seçim üzerinden hedeflenen başka bir art niyet var…
*
Biraz geriye gidelim istiyorum 1975 senesine, Lübnan’ın Bekaa Vadisi’ne.
Yani ASALA’ya…
20 Ocak 1975 tarihinde Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta kuruluşunu ilan eden ASALA, 22 ülkenin 38 şehrinde 39 silahlı terör eylemi düzenledi.
ASALA’nın kurulmasından önce, örgütün kurucu üyelerinin de içinde olduğu “JCAG” isimli terör örgütü 20 Ocak 1973 tarihinde Türkiye Los Angeles başkonsolosu ve konsolosuna bir terör saldırısı düzenledi. Bu saldırıdan iki sene sonra JCAG, bütün desteğini ASALA’ya vererek ortak eylem kararı çerçevesinde birleşti.
ASALA’nın kurucusu Agop AGOPYAN’ın 1979 senesinde İsrail’in Filistin’e karşı düzenlediği bombaladığı saldırılarda ölmesi üzerine ASALA ve PKK, Lübnan’ın Sayra şehrinde bir araya geldi. Yaklaşık bir sene süren müzakere neticesinde 1980 senesinin nisan ayında ASALA-PKK, ortak eylem deklarasyonunu açıklayarak hedeflerinin “Ermeni-Kürt Federe Devleti” olduğunu ilan etti.
Ve sonrası malum, ASALA’dan PKK’ya evrilen uzun bir süreç…
*
Durduk yere neden mi ASALA’dan bahsettim?
Belki de geçmişi gündeme getirmem bazı kesimlerin işine gelmeyebilir. Fakat devletini düşünenlerin görevi, tarihin kanlı sayfalarını yeniden açmak isteyenlere “BİZ BURADAYIZ!” mesajını vermektir.
Yapbozun parçaları öyle bir birleşti ki zihnimde, nereden başlayacağımı bilemiyorum…
Suriye’de YPG’nin içinde kurulan “Nubar Ozanyan Ermeni Taburu”, YPG/PKK’nın Dağlık Karabağ’da bulunan Laçın Koridoru’na konuşlanması, Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’da düzenlediği sözde cumhurbaşkanlığı seçimi ve daha nicesi…
Dipnot geçmek istiyorum: "Nubar Ozanyan; YPG/PKK saflarında yer alan TİKKO kökenli azılı bir teröristtir, Lübnan’da Bekaa Vadisi’nde ASALA tarafından eğitim alıp 1991-1992 tarihlerinde Ermenistan’ın Dağlık Karabağ işgalinde yer almıştır, 2017’de Rakka’da DAEŞ ile girdiği çatışmada öldürülmüştür."
Sizce bu bahsettiklerimin hepsi birer tesadüf mü?
Yoksa PKK, ASALA’ya mı dönüşüyor? Diyelim ki PKK, başka bir isimle ASALA’ya dönüştü. Suikast timlerini devreye soktu, güvenlik bürokrasinin içindeki sinsi ikiyüzlülerden de istihbaratları aldı ve Türkiye’nin dört bir yanında terör eylemlerine başladı…
Suriye’den, YPG sözde lideri Mazlum Kobani “SİLAHLARINI BIRAKMALARI İÇİN BEN ARABULUCU OLURUM!” yalanları ile karşımıza mı gelecek?
Kuzey Irak’tan Barzani “MAZLUM’A, BEN KEFİLİM. O HALLEDER!” palavraları ile dibimizde mi bitecek?
İmralı’dan Öcalan “ MAZLUM, BENİM MANEVİ OĞLUM. ONA GÜVENİN!” ajiteleri ile çözüm masası mı isteyecek?
Hepsini zaman gösterecek…
*
Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’da yapmış olduğu bu sözde cumhurbaşkanlığı seçimi, kanlı bir siyasi işgaldir ve Kafkasya’da terörizmin tetiğini çekmiştir. Uluslararası kuruluşlar, AB üyesi devletler bu sözde seçimi istediği kadar yasa dışı ilan etsin, kınasın. Ne fayda?
Bütün bu kansızlara karşı tek başına duran, mazlumların tek umudu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir.
Bu yüzden, eyyyyyy göklerde dalgalanan nazlı yâr! Seni; Libya’da, Irak’ta, Suriye’de gördüğümüz gibi Dağlık Karabağ’da da görmek istiyoruz.
Duy sesimizi…