DEVLETE SAHİP ÇIKANLAR

Ayşenaz ÇİMEN

Devlet…

Yeryüzünde gölgesine sığındığım, ruhumda açılmış derin yaralara merhemim, gözyaşlarımı avucunda biriktirenim, nazlı yârin gölgesinde saçlarımı okşayan şefkatim, gülümseyince yanaklarımda çıkan gamzelerim, anam babam atam, kimsesizliğimin kimsesi, yalnızlığımın ebedi misafiri, canım pahasına bendimi feda ettiğim, deliliğim…

Kısacası her şeyim.

Yok artık sen de, edebiyatı süslemişsin sunuyorsun önümüze demeyin.

Gecenin bir vakti hoyratça atan şu nabzımı ne zaman dinlesem, parmaklarımdan bu cümleler çıkıyor.

Ne yapayım, kalbim sadece onun için çarpıyor…

*

Devlet için yanıp tutuşan yürekleri gözlerinden ve dudaklarından anlarsınız…

Ezelden gelen bir vatan aşkına susamaktan dudakları kurumuş ve çatlamıştır.

Geceleri çakallar meydanlara inmesin diye kimi zaman ıssız çöllerde kimi zaman bir dağın zirvesinde uykularını kör bir ateşte yakmışlardır, bu yüzden gözleri yorgun ve kısıktır.

*

Hepimiz bu vatanın evladıyız.

Fakat öyle evlatlar vardır ki analarına kurban olurken babalarının kucağında son nefeslerini verirler.

 Ömer Halis Demir, Fethi Sekin, Eren Bülbül, Bülent Albayrak, İlker Çelikcan, Mehmet Selim Kiraz, Murat Uzun, Musa Özalkan, Necmettin Yılmaz…

Vatan bir anne şefkatiyle bağrına basar kınalı kuzularını, devlet bir baba metanetiyle son yolculuklarına uğurlar yiğit evlatlarını…

*

Yiğitler ebediyete sessizce giderken, yetimlerin gözyaşları dinmezken, acı devran hep böyle dönüyorken atın üzerinizden şu siyasi kimliklerinizi.

Bıkmadınız mı Devlet Bahçeli şunu demiş Recep Tayyip Erdoğan bunu yapmış demekten.

Bir kere olsun devletle siyaseti birbirinden ayırın. Çok zor değil bunu yapmak, birçoğumuzun işine gelmiyor gerçi.

Devlet sevgisi ile yeşermek varken, siyasetin çıkmaz sokaklarında yitip gidiyoruz.

*

24 Ağustos 2013.

Sonbahar kapımıza dayanmış, yaza veda etmek üzereyiz.

Türkiye ağustos sıcağından beter bir halde cayır cayır yanıyor resmen.

Gezi olayları sarmış dört bir yanı, Çözüm Süreci saçmalığı zirvede, güneydoğuda PKK yaylalarda piknik yapıyor, karakol bahçelerinde halay çekiyor.

Böyle bir Türkiye gündeminde Devlet Bahçeli 9 ilde “Milli Değerleri Koru ve Yaşat” mitingleri düzenliyor.

Duruşumu ortaya koyacağım dedim ve koşa koşa meydanlara gittim.

Vatan kelimesini ağza alamayanlara inat dik bir duruşla Devlet Bahçeli ve karşısında her daim hazır olan bozkurtlar.

Sevdalıyım, yangın yeri bu sinem dedim ve gözlerim doldu, hiç unutamam o anı…

*

Devlet Bahçeli öyle birisi ki, onun attığı adımları anlayabilmek için siyasetin kirli politikalarından zihninizi arındırmış olmanız gerek.

Bir günden bir güne devletin bekasını zora sokacak tek bir hareket yapmadı.

Ne bir cemaate kapısını açtı ne de ikiyüzlü sinsileri etrafında barındırdı.

80’lerde birlikte mücadele ettiği birçok arkadaşı koltuk uğruna onu yarı yolda bıraktı.

Yüzlerce hakarete maruz kaldı, kimi zaman sesini kimse duymadı, FETÖ başa bela olacak diye diye dilinde tüy bitti.

Fakat öyle bir an geldi ki…

*

15 Temmuz 2016.

Ya bu ne böyle bıyıklı militanlar polis özel harekatı doldurmuş diyenler soluğu cezaevlerinde aldı, militan dedikleri o vatan evlatları cumhurbaşkanından çobanına herkesin hayatını kurtardı.

Devlet Bahçeli akıllı adamdı, sabretti, sustu. Biliyordu, militan diye ilan ettikleri hilal bıyıklı bozkurtları gün gelecek ve bu vatanı kurtaracaktı…

15 Temmuz’daki o kriz ortamını büyük bir soğukkanlılıkla yönetti.

Ortalık yatıştıktan sonra da tavrı hiç değişmedi, muhalefet gibi çıkıntılık yaparak ortamı germedi.

OHAL kalksın diyenlere, terörle mücadelede OHAL’ in önemini bahsetti.

Sınır ötesi operasyonlara desteği tam oldu, sabote etmeye çalışanlara cevabını verdi.

*

Ergenekon iftiralarına maruz kalan Engin Alan paşaya sahip çıktı, şehit Musa Özalkan için Telafer’ de okul yaptırdı ve şehidimizin vasiyetini yerine getirdi, milletvekili maaşını Mehmetçik Vakfı’na bağışladı…

Devlet Bahçeli, duruşuyla Türkiye’nin her zaman güvenilir bir limanı oldu.

Kimi zaman da esprileriyle yüzümüzü güldürdü…

*

Duruşu olmayan şahsiyetlerin, belli bir çizgide yürüyemeyenlerin devlete sahip çıkmalarını beklemeyin.

Bu karaktersizler vatanın dört bir köşesinde derin yaralar açarlar ve vicdanları asla sızlamaz.

Fakat her ülkenin kanayan yarasını dikecek  bir cerrahı vardır.

Devlet Bahçeli gibi…

Ve unutmayın, her cerrahın yetiştirdiği öğrencileri vardır.

Hocaları kim asla demezler, siz yaptıklarımıza bakın derler.

Bir bakarız meydanlara bozkurtlarla inerler.

Göğsünden çıkarttıkları nazlı yâri göğe dikerler.

O zaman anlarız ki Türkmen Beyi’ne selam ederler…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.