Aylardır konuşuluyordu, Fırat’ın doğusuna ne zaman operasyon düzenlenecek diye.
Eğrisiyle doğrusuyla konuştuk durduk.
Biz konuşup dururken ABD 40 bin YPG’liyi eğitmeye çoktan başlamıştı, sözde DAEŞ ile mücadele kapsamında eğittiği bu teröristlerin Türkiye sınırına yığılmış olması da bir o kadar ironiydi…
Bu işte bit yeniği vardı belli bariz, peki Türkiye bunun için ne yapabilirdi?
Oturup masada konuşulsa, çare yok. Biliyorsunuz İdlib görüşmelerini, Türkiye dışında herkes bildiğini okudu.
Madem öyle, geç kalmış olabiliriz fakat biz de bildiğimizi okuyacağız artık dedik ve Fırat’ın doğusuna operasyon düzenlenmesi kararını aldık…
*
Neresi bu Fırat’ın doğusu dediniz mi hiç?
Hepinizin Suriye haritasına bir göz aşinalığı vardır.
Aynel Arab, Tel Abyad, Kamışlı üçlüsü…
YPG/PYD’nin Suriye’deki tam karargahı yani.
Buraya düzenlenecek operasyonun her aşaması çok kritik. ABD tepelerinde iken itlerinin burnunun kanamasına dahi izin vermez. Eee adamlar binlerce tır sevkiyatı düzenledi, zeminini bir güzel döşedi kolay vazgeçer mi?
*
Türkiye, Ortadoğu’da 2. KBY’nin kurulmasına izin vermemeli. Suriye’nin kuzeyinde YPG meşrulaştırılıp, bölgesel yönetim haline getirilirse yapbozun son parçası güneydoğu kalıyor…
Ve sonrası malum.
Buna izin vermemek için sınırlarımızdaki terör koridorlarının lağvedilmesi gerek.
Bazen kızıyorsunuz, ya vursun F-16’lar bunları teker teker bitirsinler diyorsunuz.
O iş öyle olmuyor işte…
Tel Abyad’ da bir terör kampını vurduğunuzda, AB ya da ABD hemen başımıza dikiliyor.
“İnsan hakları beyannamesine aykırı hareket” diye. Sonra ceremesini biz çekiyoruz hemen doğuda düğmeye basılıyor, karakollarımıza saldırı düzenleniyor canlı bombalar patlıyor, canlarımız yakılıyor.
Bu yüzden Hava Kuvvetleri’ne pek kızmayın…
Onlar neresi vurulacaksa en ince ayrıntısına dek düşünüp, planlıyorlar. Emin olun planlayanlar hakiki vatan evlatları, sayıları azalmış olabilir fakat öz be öz devletin evlatları…
15 Temmuz’dan önce bu harekatların düzenlenmesi imkansız ötesiydi zaten. Hangi savaş pilotuna güvenip sınır ötesi harekat düzenleyebilirdik ki, yanlış koordinat geldi deyip sivilleri vurdular mı bittik, ajiteye malzeme verilip uluslararası camiada rezil olmadığımız yer kalmazdı…
*
Suriye politikası kimin döneminde böyle oldu? O bataklığa Türkiye’yi kim sürükledi?
Bunun cevabını ve buna sebep olan malum şahsı hepiniz tahmin ediyorsunuz bu yüzden ben buraya yazmayacağım, sonra başımıza ne geleceği meçhul…
*
Irak’ın işgali döneminde çocuk olduğum için düşünüyorum, Irak Suriye kadar acı çekti mi diye? Tarihe bir bakıyorum şöyle, aynı acı aynı dram…
Ve hepsinin sonucunda kurulan bir Kürt bölgesel yönetimi…
Öcalan iti demiyor muydu, halkımın özgürlük mücadelesi için yeri geldiğinde bebek de ölecek kadın da ölecek diye.
Fırat’ın doğusu kuzey olmasın diye çırpınıyoruz adeta.
Her akşam haber programına çıkan bir dengesiz var ya, yorumcu olarak aklına geleni kesiyor, ikide bir Kuzey Suriye federasyonu diyor…
Hah işte, bu zihinlerin ağa babalarını sevindirmemek için Türkiye’nin gözdağı vermesi gerek.
*
Kızıyorsunuz belki de, neden seçim yaklaşırken yapılıyor bu sınır ötesi operasyonlar diye.
Kızmayın; çok değil 3 yıl öncesine gidin, meskun mahaller dönemine. Suriye sınırına operasyon düzenlemek hayal ötesiydi daha Nusaybin’i kontrol altına alamıyorduk ya, ne çabuk unuttunuz o günleri? Kamışlı’dan sızan YPG’lilerle Nusaybin’i Kobane’ye yani Aynel Arab’a çevirmişlerdi adeta.
Yüksekova, Sur, Nusaybin YPG’nin Türkiye’deki karargahı olmuştu, temizleyeceğiz derken ne bedeller ödemiştik…
O zamanlarda sınır güvenliği diye bir şey kalmamıştı, şimdi biraz daha iyimser bakın.
Kötünün iyisi mi diyorsun yani diyeceksiniz bana…
Ee ne yapalım? Bizim ne başka bir devletimiz ne başka bir vatanımız var.
Sahip çıkalım, sahip…
Yoksa etrafımız sarılıyor hainler tarafından…