Kazasız belasız 24 Haziran’ı atlattık şükür…
Tabi ki sonuçlar Türkiye’yi yine ikiye böldü isyan edenler ve kabul edenler olmak üzere.
Fakat bu seçimden şunu anladım ki Türkiye artık milliyetçi olmak istiyor.
Meydanlardaki kutlamalara ve konvoylara baktım, kolay kolay siyasi bir partinin bayrağını göremedim aksine herkeste Türk bayrağı vardı.
Ve MHP’nin Türkiye’de yıllardır görmek istediği tablo bu idi…
*
Birçok arkadaşım bana kızdı, isyan etti, beynin yıkanmış dedi.
Dedi de dedi…
İnsanlara derdimi anlatamadım belki de ama nedense ilk defa bir seçimde siyasi partinin bazı kritik duruşlarından bahsederek birkaç konuda dikkat çekmek istedim.
Kimine faydalı olabildim kiminin ancak öfkesini kazanabildim.
Öğlen oy kullanmaya giderken şunu fark ettim ki; Türk milliyetçileri ilk defa kimliklerini, tercihlerini gizlemeden, aman sus fişlenirsin denilmeden seçme ve seçilme hakkını kullanabildi…
Zira ben ilk oyumu 30 Mart 2014’te kullanırken “Aman kızım bak sakın bir yerde konuşma, oyunu ver geç boş ver sandıklarda çıkar iraden.” Diye susturulmuştuk.
Türk milliyetçilerini bu baskıdan kurtaran herkese minnettarım…
*
Türkiye siyasi tarihine bir göz attığınızda; şehitlere saygısından ödün vermeyen, vatana, devlete ve millete olan bağlılığıyla ön plana çıkan tek parti MHP’dir.
MHP bu seçimlerde “Kepaze olacaklar, rezillik diz boyu, yüzlerini kaldıramayacaklar.” Diyen herkese cevap verdi…
Kim ne derse desin MHP bu ülkenin sigortasıdır.
Eskiden MHP’nin kalesi dediğimiz birçok yerde oyları artmış.
Şırnak’ta %4, Hakkari’de %3 aldı, hani diyorlardı ya MHP’ye hiçbir Kürt oy vermez diye; Kandil’e sınır olan bir coğrafyadan milliyetçi bir partiye oy çıkması demek “Kürt sorunu yoktur, PKK sorunu var.” Demektir.
*
Bizi üzen ve öfkelendiren durum ise HDPKK’ nın meclise girmesi olmuştur.
Ahmet Şık, Barış Atay gibi soytarıların sırıta sırıta yüzümüze bakmaları gerçekten onur zedeleyici.
CHP sonunda emeline ulaştı.
Bunun vebalini nasıl kaldırabiliyor insanlar anlamıyorum.
66 HDP vekili ve mecliste 3. Parti olarak yerleşti HDPKK.
Tek çekincem seneye yapılacak olan yerel seçimlerde HDPKK’ nın oy çıktığı yerlerdeki belediyeleri kim alacak?
Tekrar başa mı dönülecek yoksa kayyumlarla devam mı edilecek?
Halk o bölgede kayyumun hizmetinden memnun fakat sandığa yansıyan oylara bakarsak değişen çok bir şey olmayacak gibi, gerçi 1 Kasım 2015 seçimlerine göre ciddi bir düşüş oranı var Diyarbakır, Şırnak, Hakkari ve Van’da özellikle.
%80’lerden %65’lere bir düşüş var.
İşte bundan sonraki süreçte doğu ve güneydoğu çok önemli…
Meclisteki partiler yerel seçimlerde HDPKK’ nın kazanmaması için elinden geleni yapmalı.
*
Gerçi CHP ve İYİ Parti’den pek ümidim yok.
HDP barajı geçebilir bu bize bir sorun teşkil etmiyor diyen İYİ Parti ve HDPKK’ yı meclise taşıyan CHP’nin bundan sonraki tavrını şahsen çok merak ediyorum.
Bütün partilerden bir çoğunluk oluştu seçimde.
İyi Parti’nin henüz duruşunu net kestiremiyoruz, merkez sağ konumunda mı duracak? Yoksa tam tersi mi?
Gerçi analiz edersek; CHP’nin yüksek oy aldığı yerlerde yani Ege ve Akdeniz Bölgesi’nde yoğun bir şekilde oy almış olduğunu görüyoruz. Bu bölgelerde oy veren kesimin duruşunun da merkez sağ milliyetçiğini kaldırabileceğini pek zannetmiyorum…
Bu arada Banu Avar’ın bir videosu çok dolaştı sosyal medyada “Google pazarlama müdürleri üzerine.” videoya bir göz atarsanız sevinirim…
Çünkü seçim zamanı Google’a İbrahim Tatlıses yazdığımda karşıma İYİ Parti’nin reklamı çıkmıştı, ne alak demiştim fakat Banu Avar’ın bu videosunu izlediğinizde ne demek istediğimi anlayacaksınız.
*
Madem ülke olarak kutuplaşmaya çok hevesliyiz bari diyorum terörle mücadele üzerine birleşelim, birlik olalım diyorum. İnsanlara siyasi partilerin geçici, devletin baki olduğunu fakat devletin bakiliğine saygı gösteren partilerin de olduğunu anlatmaya çalışıyorum, vatandaşlık görevimizi yapacağız seçme ve seçilme hakkımızı bu kriterlere kullanalım diyorum fakat kendimi anlatamıyorum.
Bizi birbirimize küstüren devlet değil bunu da asla unutmayın, devletin içine sızmış takım elbiseli adamlardır.
Devlet; babadır bazen yüzümüze bir şamar vurur etkisinden yıllarca kalkamayız fakat bir süre sonra sırtımızı sıvazlar, gönlümüzü almasını bilir çünkü o şefkatli bir babadır.
Seçimler hakkında pek konuşmamayı düşünüyorum, zaten siyaseti yorumlayacak kadar siyasi bir tecrübem yok, gazetemizde üstatlarımız daha iyi bilir. Bundan sonraki süreçte terörle mücadele üzerine yazdığım yazılara kaldığımız yerden devam edeceğim.
24 Haziran’dan sonraki süreç umarım hem PKK hem de FETÖ ile mücadelede çığır açacağımız bir dönem olur.
Yeniden şahlanmak dileğimdir Tandoğan Meydanları’ nda, bütün milliyetçilerle…