HABUR SINIR KAPISI YENİDEN Mİ AÇILIYOR?

Ayşenaz ÇİMEN

Üzerimde öyle bir yorgunluk var ki, ne dilimde ne dizlerimde derman kalmadı artık…

“Yorgun olmak doğaldır ama yorgun kalmak hayatın olağan akışına aykırıdır.” demişti bir büyüğüm.

Ne kadar da doğru söylemiş…

Çünkü yorgun kaldıkça, atı alan Üsküdar’ı geçiyor, biz ise sadece yorgunluğumuzun külfeti ile baş başa kalıyoruz.

Neyse…

*

Son zamanlarda dikkatimi çeken bir kadın gazeteci var. İsmini vermek istemiyorum ama bana Çözüm Süreci zamanındaki Amberin Zaman, Aslı Aydıntaşbaş, Nagehan Alçı gibi tiplemeleri hatırlattı.

Kuzey Irak’ a gidiyor, Talabani ailesi ile röportaj yaparak KYB’yi şirin gösteriyor, Nevruz ‘u Diyarbakır’da karşılayalım diyor, Irak Kürdistanı’ndaki Kürtlerin sayısıyla Türkiye’deki Kürtlerin sayısını kıyaslıyor vs. vs. vs…

Yapmayın, etmeyin, eylemeyin.

Bu ülkedeki kutuplaşmanın fitilini daha da ateşlemeyin, Türkiye’de yaşayan Kürtler Irak Kürdistanı’ndaki Kürtlerden daha fala sayıda diyerek “Kürdistan” kelimesini bu ülke topraklarında normalleştirmeyin, terörizmi anlamadan Kürtlerle ilgili analizler yapmayın, her Kürt eşittir PKK’ lı algısına sebep olacak tehlikeli sularda yüzmeyin.

Habur Sınır Kapısı’nı özlemiş olabilirsiniz ama o kapı o sulara kapanalı çok oldu sayın hanımefendi.

*

Türkiye’nin her yerinde öyle değişik ittifaklar, birlikler, buluşmalar var ki akıllara zarar.

İzleyenlere ne demeli peki?

Çizgisi net olan insanların sayısı o kadar az ki.

İzlemeyin, renginizi belli edin artık.

Zira bu durumdan çok ama çok sıkıldım…

*

Ülke öyle bir aşamaya geldi i, her telden her renk çıkıyor maşallah.

İYİ Parti bir yandan Çözüm Süreci’nde aktif olan siyasetçilerin Ak Parti MYK listesine girmesine tepki gösteriyor, her salı mecliste Andımız’ı okutuyor bir yandan da HDP milletvekli Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesine tepki gösteriyor, HDP’nin kapatılmasına karşı çıkıyor.

2011 yılında "PKK vurdukça, siz gerillalar, öldürdükçe ve öldükçe daha güzel bir yer oluyor Türkiye." diyen Şeyh Sait’in torunu Av. Abdurrahim Fırat Ak Parti’nin MYK listesine giriyor.

DEVA Partisi genel başkanı Ali Babacan geçen gün Şemdinli’de Ergenekon-Balyoz kumpaslarının temelinin atıldığı Umut Kitap Evi’ni ziyaret ediyor.

Gelecek Partisi genel başkanı Ahmet Davutoğlu Andımız tartışmalarına müdahil oluyor “Benim için 83 milyonun tek metni var. Devletin marşı İstiklal Marşı’dır. Geri dönüp eski tartışmaları yapmak yerine, önümüze bakmamız lazım. Yeni kutuplaştırmalara zemin oluşturmamak gerekiyor." Diyor.

Ege’deki adalarımızın Yunanistan tarafından sessizce işgaline rağmen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Atina ile “iyi niyet protokolü” imzalıyor.

*

Herkesin mi kafası karışık?

Herkes mi aynı bulanık sudan içiyor?

Bence mesele ne biliyor musunuz?

Bu ülkede siyaset üstü bir ittifak var.

İsmini koyamadığım, gözle göremediğim, elle tutamadığım ama hissettiğim tehlikeli bir ittifak…

Her siyasi partiden üyesi var bu ittifakın.

Bunları kim mi bir araya getiriyor?

Bir zamanlar  Şemdinli’de Umut Kitap Evi’nin önünde tanrı gibi gezen savcı Ferhat Sarıkaya’nın beynini teslim ettiği o aşağılık güruhlar…

Bir zamanlar Habur Sınır Kapısı’ndan bahar geldi başlıkları atan Taraf Gazetesi’nin talimat aldığı o aşağılık güruhlar…

*

Neyse sadede geleyim ben. Bu ittifak her geçen gün öyle bir korkunç güce sahip olmaya başladı ki…

FETÖ itirafçısı olan eski savcı Ferhat Sarıkaya ‘yı bir gün Habur Sınır Kapısı’nda “Bahar geliyor!” diye nara atarken görürsek şaşırmayın!

Açık açık söylüyorum: “Habur’da bir daha çadır kurulursa gücüm yettiğince bizzat kendi ellerimle yıkacağıma ant içiyorum! “

Bu da böyle biline.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.