Uzun zamandır üzerinde çalışılan infaz paketi yasasına dair çalışmalar Korona virüs nedeni ile hız kazandı. Bütün gözler, düzenlemenin yürürlüğe gireceği tarihte…
Öncelikle, yeni infaz paketi ile ilgili SADECE sosyal medya üzerinden tepki çeken maddelere odaklanmamanızı tavsiye ederim. Çünkü bu yasada çok dikkat edilmesi gereken başka maddeler de var.
Şayet bu yasanın uygulanmasında, bazı zafiyetlere sebep olabilecek unsurlar varsa bir vatandaş olarak; saygı çerçevesinde eleştirilerimizi yapmamız ve gerekli tedbirlerin alınmasını söylememiz gerekir.
Nasıl mı?
*
Yeni infaz paketine göre; kasten adam öldürme suçu bakımından 2/3 ve terör suçları ile örgütlü suçlar bakımından 3/4'lük koşullu salıverilme oranında herhangi bir değişiklik yapılmadı fakat mükerrirler ve buna bağlı olarak cinsel suçlar, uyuşturucu ticareti suçları için 3/4'lük koşullu salıverilme oranı 2/3'e (%75'den %67'ye) kadar indirildi.
Türkiye ' de son 10 yılda artan cinsel istismar vakalarını göz önünde bulundurduğumuzda, cinsel suçların koşullu salıverilmesinde esneklik gösterilmesi şahsen vicdanımı rahatsız etti.
Her neyse, bu eleştirimi yaptığım takdirde genelde “Aaaa! Bak, sen terör suçlarına önem veriyorsun ya, terör suçlarında koşullu salıverilme oranında herhangi bir indirim yapılmamış ama…” Diyerek karşılık verenlere ise şu cevabı vermek istiyorum:
Toplam 10 yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkum olanlar ile terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya üye olmak suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar, kasten adam öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından mahkûm olanların açık ceza infaz kurumuna ayrılması; infaz hakiminin onayına tabi olacak…
Yani kapalı cezaevinde infazını çeken bir terör örgütü üyesi, infaz hakiminin inisiyatifi ile açık cezaevine geçecek. Peki neyin inisiyatifine göre?
Kamu vicdanı mı yoksa teröriste şefkat mantığıyla mı?
Kaçakçılık suçlarıyla ilgili getirilen yeni düzenlemeye de birkaç kelam etmeden geçemeyeceğim. Kaçak malın değerinin hafif veya pek hafif olması halinde cezada oransal bir indirim yapılması öngörüldü. Terör mafyasının kaynağı; kaçakçılıktır ve bu mafyayı yeniden hortlatmak diğer bütün adi suçların ivmesini arttıracaktır, 90’lı yılları ne çabuk unuttunuz?
Unutmayın ki, devlet ne yaparsanız yapın yaralanmaz, unutmaz. Sizler unutturmaya çalıştıkça, biz vicdanlı gazeteciler de bunu sizlere hatırlatacağız…
*
Biliyorsunuz ki ülkemizdeki terör örgütlerinin listesi hayli kalabalık. FETÖ, PKK, DHKP-C, DAEŞ, Hizbullah ve daha nicesi. Kapalı cezaevlerinde, bu örgütlere üyelikten hüküm yemiş ve halen tutuklu yargılanan yüzlerce terörist var.
Ve bu örgüt mensuplarının, kapalı cezaevinden açık cezaevine geçişlerine verilecek kararın inisiyatifinin, yargı mensuplarına yani bireylerin vicdanına bırakılması ise çok riskli.
Ne yazık ki yargıda hala vicdanını cemaatlere, kripto yapılanmalara, tarikatlara ve terör örgütlerine teslim etmiş binlerce hakim savcı var.
Peki böyle bir durumda cemaatlerin, tarikatların ve terör örgütlerinin inisiyatifi kamu vicdanına ağır basmayacak mı? Basacak…
Ve netice? Terörle mücadelenin sekteye uğraması…
*
Devletin güvenlik ve yargı bürokrasisinde, terörle mücadelenin sekteye uğramasını isteyen bazı gruplar var. Bu gruplar; şu an rövanşta olan bazı cemaatlerin, tarikatların güdümünde. Aslında değişen hiçbir şey yok, her şey kaldığı yerden devam ediyor sadece. Nasıl mı?
FETÖ’ nün 2007 senesinde emrettiği renklendirme taktiği ile, örgüt mensupları diğer bütün cemaatlerin, tarikatların içine sızdı. Güç ve para, birleşti, menfaatler çatışmadı ve hiç kimse bu sızıntılara sesini çıkartmadı.
İçim acıyarak söylüyorum ki, sene olmuş 2020 ve hala bu sızıntı grupların yükselişinin önüne geçemiyoruz. Elimiz kolumuz bağlı adeta. Gözümüzün önünde kimisi terfiden terfiye zıplıyor, kimisi de devletin bütün kurumlarında makam odasını seçiyor.
Soruyorum o vakit sizlere: Ya bir gün bu menfaatler çatışırsa?...
*
Sadede gelirsek; yeni çıkacak olan infaz paketi, bu sızıntı gruplar tarafından suiistimal edilerek, terörle mücadelede yıldırma politikası yeniden devreye sokulabilir. “Siyasi suçlular içeride, sapıklar, hapçılar dışarıda!" algısı üzerinden, yeni infaz paketinde terörizmi hortlatmaya sebep olabilecek unsurların göz ardı edilmesi birçok zafiyete sebep olabilir.
Umarım ki; bu yeni infaz paketi art niyetlilerin eliyle, Türkiye 'yi daha farklı bir sürece götürmez.
Aksi takdirde, önümüzdeki günlerde devlet yorulabilir…
Bizden söylemesi.