ISSIZ BİR CENAZE: MELİKE KUVVET

Ayşenaz ÇİMEN

Gökyüzü bir daha ağarmayacak kadar kara…

Analar kalmış bir başına.

Yürekler olmuş göz göz yara.

Geride ne eş kalmış ne de tatlı bir bala.

Bir çift masum gözle, soluk fotoğraflar kalmış akıllarda.

Durur musallada, ıssız tabutuyla bir başına.

Yanarken yürekler, garibanlığına.

Bilmezler ki en güzel rütbeyi taktılar omzuna…

*

Evet…

Yüreğim gecenin tam ortasında yangın yeri oldu yine.

Nasıl yaşarsan hayatta, öyle uğurlanırmışsın son yolculuğunda…

Geçen hafta İran’da düşen özel jet uçağının ikinci pilotu Melike Kuvvet’in hayat hikâyesi birçoğumuzun yüreğini dağladı geçti.

Hepimizin demiyorum farkındaysanız, birçoğumuzun diyorum.

Neden mi?

Cenazesine, Konya protokolünden kimse katılmadı.

Sadece bir kişi hariç…

Sayın cumhurbaşkanımızın koruma pilotu da olan Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığı Harekât Komutanı Albay Mete Kuş.

Melike Kuvvet’in tabutunun başında nöbet tutması büyük bir ahde vefa örneğiydi.

FETÖ mağduru bir askerin, son yolculuğunda nöbet tutmak gerçekten çok ince bir hareketti…

Görebilene tabi ki…

Vefanın sözde olmadığını, özde olduğunu bir kez daha gördüm…

Pilot tulumu da binbaşı rütbesi takılmış bir şekilde, tabutunun üstüne serildi.

Gözlerim doldu…

Boğazımda düğümlenen hıçkırık gözyaşı oldu…

*

Melike; 2014’te FETÖ’cü subaylar tarafından her türlü kumpasa maruz bırakılarak ihraç edilmişti.

Kendisi gibi asker olan bir arkadaşının çocuğunun doğum gününde şarkı söylemişti.

Melike şarkı söylerken, 10 dakikalık bir videosu çekilmişti.

Videoyu çeken de kumpasçı hainlerdendi.

Mahkeme heyeti, davada delil olarak videonun sadece 9 saniyesini kullanmıştı.

“Pavyonlarda, gece kulüplerinde şarkı söylüyorsun sen, orduya layık değilsin” demişlerdi Melike’ye…

Ve o masum karelerden eser kalmamıştı…

Aile ortamının olduğu, çocukların ortalıkta koşuşturduğu, pasta kremalarının parmaklara bulaştığı, hediye paketlerinin büyük bir merakla açıldığı, balonların, renkli ışıkların, konfetilerin havada uçuştuğu bir pastanede doğum günü çocuğunu mutlu etmek isteyen Melike ahlaksız yaşam sürmekten ordudan ihraç edilmişti…

 

Bu zorlu süreci kabullenmek zorunda kalan Melike, özel bir okulda sivil havacılık bölümünde hocalık yapmaya başlamıştı.

Gökyüzünden asla vazgeçmemişti.

Başaran Holding’in özel jet uçağını kullanmaya başlamıştı.

Kim bilir, kimsesiz kaldığı o günlerde tek ilacı ne olursa olsun gökyüzünde uçmak olmuştu…

En büyük hayali o üniformaya geri dönmekti zaten.

Bu inancından hiç vazgeçmedi.

*

15 Temmuz darbesinden sonra Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından göreve geri çağrıldı.

Melike’nin ordudan ihraç kararında parmağı olan Hava Kuvvetleri Komutanı, Personel Daire Başkanı, İstihbarat Daire başkanı ve AYİM’in hâkimleri hep tutuklanmıştı…

Devran dönmüş, Melike’nin yüzü gülmüştü.

Mayıs ayında binbaşı rütbesi ile göreve başlayacaktı…

Başlayamadı…

Elem dolu günlerini bizlere emanet etti, gitti…

Bakışlarındaki o kimsesizlik, son yolculuğunda da üzerimizdeydi…

*

Yalnız herkes şunu bilsin isterim.

Vatanı için çile çekenler, fani dünyada kimsesiz olabilirler.

Fakat göklerde nazlı nazlı dalgalanan o asil Türk bayrağı herkese nasip olmaz.

Bir bayrak varsa eğer o tabutta, 80 milyonunun kalbi orada atıyor demektir…

Ve o asil Türk bayrağı, sadece şehitlerin huzurunda selama geçer.

Gökyüzünden yeryüzüne sadece şehitler için iner…

Son yolculuktan kıyamete dek hazır ol da bekler…

*

Ne mutlu sana Melike!

Boş ver, sen bizim sitemlerimize aldırış etme…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.