Bir rüya gördüm seher vakti…
Tuna Nehri kenarında, şanı büyük Osman Paşa Plevne’den çıkmam diyor…
Beyaz heybetli bir atın üzerinde, emrinde beş bin top birden patlıyor…
Bağırıyorum, el sallıyorum “Şanı büyük Osman Paşa, askerinle binler yaşa!” diye.
Dönüp bakıyor, atını yanıma sürüyor.
“Sen de kimsin?” diye yüzüme bakıyor, yorgun asil gözleriyle…
“Sizin destanlarınızla uykulara dalan küçük bir Türkmen kızıyım.” Diyorum korkarak.
Atından iniyor, elleriyle saçlarımı okşamaya başlıyor, yorgun asil gözleri hasretle buğulanıyor ve derin bir soluk alıp dudaklarından şu kelamlar dökülüyor:
“Elbet bir gün soracaklar sana Osman Paşa’nın Plevne’de ne işi vardı diye. Kızılelma’yı anlat onlara. Bir devletin makus talihini Kızılelma’nın değiştirdiğini anlat, susma, ömründen ömür alacaklarını söyleseler bile vazgeçme, işkence yapsalar da ruhunu zindanlara kapasalar da, bir başına kalsan da vazgeçme. Yoksa Kızılelma’ya asla kavuşamazsın.”
Kan ter içinde uyandım. Büyük bir şaşkınlıkla etrafa baktım, ben kim Kızılelma’ya kavuşmak kim dedim içimden.
O çok sevdiğin Kızılelma’na madem kavuşamadan öleceksin, anlat bari herkese de dillere destan olsun…
*
O zaman Afrin’ den anlatmaya başlayayım.
20 Ocak 2018 tarihinde Zeytin Dalı Harekatı ile tanıştık…
Şaşırdık, inanamadık.
ABD Kuzey Suriye’ye 4 bin tır silah sevkiyatı yaptı dedik, şehir merkezi hendeklerle tuzaklarla kurulu,20 bin YPG’ li konuşlanmış biz bu işin içinden tövbe çıkamayız, rezil oluruz dedik.
Bir çoğunuzun aklından bu düşünceler geçti değil mi?
İtiraf edin şimdi, inkar değil…
*
Bir piramit düşünün, Anayasa Hukuku’ndaki normlar hiyerarşisi gibi.
En altta DAEŞ, bir üstünde PKK, onun bir üstünde DHKP-C ve diğer sol terör örgütleri, onun bir üstünde FETÖ ve en üstte mandacılar…
Biz hep meydanlarda oynayan kuklaları izlemekten perde arkasındaki kuklacıları göremedik.
Fakat Türkiye artık perdenin arkasındaki kuklacıları da görmeye başladı…
Afrin’ de adeta kuklacıların üstüne yürüdü…
Nasıl mı?
*
Afrin stratejik olarak öyle bir yerdedir ki, PKK’nın Suriye’nin kuzeybatısından Akdeniz’e açılan bir kapısı olmuştur adeta ve Hatay Amanos Dağları’ndan Türkiye’ye sızmak için bir tünel olarak 2010 senesinden beri kullanılmaktadır. 200 terörist son bir yılda bu tünelden Türkiye’ye baskın, canlı bomba, silahlı çatışma ve eylem planları için geçiş yapmıştır.
Yıllardır ABD tarafından yığılan silah ve mühimmatlardan bahsetmeyeceğim bile…
Bunca çıkmazlara rağmen Türkiye, İsmail Metin Temel Paşa’nın komutasıyla Suriye sınırında derin bir nefes aldı…
Ve bu derin nefesi kahraman Mehmetçik’i gökyüzünde koruyup kollayan milli İHA’ larımıza da borçluyuz.
Yeni geliştirilen İHA teknolojileri ilk defa Zeytin Dalı Harekatı’nda kullanıldı. Anlık hedeflerin tespit edilmesi ile şehir merkezi kısa sürede büyük bir başarıyla kontrol altına alındı. Afrin semalarında aynı anda 5 tane İHA kullanıldı.
*
20 Ocak 2018- 19 Nisan 2018 tarihleri arasında Zeytin Dalı Harekatı sürecinde SİHA ve İHA’ larımız toplam 417 sorti ve 5368 saat 45 dakika görev yapmıştır. 226 MAM-L atışı yapılmıştır. 449 terörist SİHA’ larımızın MAM-L atışı ile imha edilmiştir.
SİHA’ larımızın yaptığı tespitler sayesinde F-16, F-4 ve ATAK helikopterlerinin gerçekleştirdiği atışlar ile 682 terörist imha edilmiştir. Toplamda SİHA ve İHA’ larımızın tespit ettiği 1131 terörist imha edilmiştir. İHA’ larımız hiçbir şekilde sesini duyurmadan, kendini göstermeden, çok yüksek irtifada, çok hassas görüntüler alıp operasyonlar yapmıştır.
İHA/SİHA’ lar Afrin’ de genel olarak harekat birliklerinin taktik istihbarat ve ateş destek ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla kullanılmıştır.
*
Yani insan istihbaratından teknik istihbarata büyük bir geçiş yapıldı, İHA/SİHA sayesinde istihbarat da derin bir nefes aldı.
Hatta geçen ay MİT’ e, elektronik ve görüntü istihbaratı toplayan sistemler yüklenilmiş ANKA-İ teslim edildi. Böylelikle hedef bölge üzerinde uçarken telsizler ve veri linklerindeki haberleşmeler dinlenilecek, olası bir tehdit durumunda güvenlik ve askeri birimler erkenden uyarılacak.
*
1996 senesinde uzun süren çalışmaların ardından ABD ve İsrail yazılımlı GNAT 750, Predator ve Heron modeli taktik İHA’ lar satın alma veya kiralama şeklinde Türkiye’ye giriş yaparken beraberinde savunma sanayideki kronik bağımlılığı ve anlık krizleri de getirdi.
Hal böyle olunca 2005 senesinden itibaren savunma sanayi de millileşmeye gidildi. Bu aslında mandacılara karşı yapılan stratejik bir hamleydi.
El Bab’ da ve Afrin’ de İHA/SİHA’ ların sivil hassasiyet dengesini koruyarak bölgenin kaderini değiştirmesi dünya bülteninde de gözlerden kaçmadı tabi ki…
Türkiye’de geliştirilen İHA motoru PD-170 ve PD-155 yabancı üreticilerin dikkatini çekmeye başladı yakında yurt dışına ihraç edilecek.
Kısaca Afrin’ de küresel güçlerin hibrit savaş stratejilerine İHA/SİHA sayesinde gereken cevabı verdik.
Piramitte dengeler bozulmaya başladı kanımca…
*
Ne alakası var şimdi bu anlattıklarının Kızılelma ile diyecekseniz belki de…
Ortadoğu’daki sönmek bilmeyen o ateşe uzaktan bakmayın.
Bölgede bulunan her devlet bir çıra atmıştır içine…
Türkiye’nin Kızılelma’sı o ateşe ya su ya da toprak olmaktır.
Yoksa o ateşte bir çıra olup yanacaktır…