Bazen içimi amansız bir boşluk kaplıyor, nereye gideceğimi bilemiyorum. Ayaklarımı serseri mayın misali sokaklara salıyorum nereye giderse gitsin diyorum…
Bir bakıyorum adres hep belli, nazlı yârin gölgesi…
Öyle bir acı çekiyorum ki anlatamam, ızdırabımı Atsız misali kanıma katıp da içiyorum kimi zaman.
Ben mutlu değilim, huzurla uyuyamıyorum, içimden gelerek kahkaha atamıyorum çünkü bu dünyaya bir türlü ait olamadım…
Olmaya çalışsam da elime yüzüme bulaştırıyorum, son zamanlarda zihnim adeta ikiye bölünmüş durumda, devlete ihanet edenleri kendi içimde sorgulayıp infazını vermekten o kadar çok yoruldum ki anlatamam.
Kendimi anlatabileceğim kimse yok etrafımda, olanlar da çok uzaklarda…
Fakat bu kargaşadan korkmuyorum, neden mi?
Çünkü vatan beni dinler! Nerede olursam olayım dinler.
*
Dipteyim belki de kimi zaman, susarak dinliyorum herkesi. İnandığın değerlerden soğuyacaksın öğütlerini hep kulağımın arkasına sarıp koydum.
Ben karşılık beklemeden sevdim, kimseye beni pış pışlasın diye eğilmedim, tek gayem bu vatan uğrunda yaşamak ve yaşatmak oldu.
Bu duyguların yoğunluğu gerçekleri gördükçe daha bir arttı içimde, soğuyacaksın bırakacaksın diyenlere inat daha bir sıkı sarıldım çünkü devletin içindeki çakalları gördükçe vatanım için öyle bir endişelendim ki çakal sürüsünün içine girmeyi dahi göze aldım…
*
Dinlemeyin beni, anlamasanız da olur. Bir gün bağrına basınca toprak beni işte o zaman anlaşılmışım diyeceğim.
Şu dünyadan maddi hiçbir isteğim, arzum, hayalim kalmadı. Abartma be sen de, parasız yaşanmaz diyeceksiniz belki de, maddiyat tabi ki önemli parasız pulsuz yaşanmaz benim kast ettiğim şu: Türlü adiliklerle vole vurup, devlete külliyen zarar olanlar.
Ah ah! Bir yazabilsek, öyle dudak uçuklatacak şeyler var ki…
Neyse içimizdeki derin kuyulara atalım biz bunları.
*
Hiç mi hayalin yok diyeceksiniz belki de; artık yok ne yazık ki. Bir kadına dair tüm naif duygularımı yitirdim, hani kadın çıtkırıldım olur ya ince düşünür, duygusal olur…
İşte bunlardan öyle bir arınmışım ki, kalbim çok acıyor.
Yani insani duygulara dair ne varsa hepsini kaybettim adeta. Duygusuzluk bütün damarlarımı kaplamış durumda, sıra hücrelerimde…
Bu durum beni korkutmuyor değil ama bir yandan da seviniyorum. Hainle mücadele ederken acımasız olacağımı şimdiden görmek bende şimdiden zafer edası yaratıyor, gerisi zerre umurumda değil…
*
Neyse bunca ızdıraba rağmen korkmuyorum çünkü vatan beni dinler buna adım gibi eminim.
Sizler de korkmayın, keyfini sürerken bu dünyanın sizin yerinize ızdırabını çekenler var…
Korkunun ecele faydası yok bilirsiniz, Allah herkese hayırlı ömürler versin tabi.
*
Vatan kendisini delicesine seven evlatlarını da çok iyi bilir, henüz karşısına alıp konuşamamış olsa da iyi bilir…
Mesela çok sevdiğim bir arkadaşım vardır, ALAŞ derim ben ona. Öyle yiğit bir kadındır ki, eminim bir gün onu polis özel harekat formasıyla gördüğümde gözlerim dolacak ve hıçkıra hıçkıra ağlayacağım, gözünü kırpmaz. Hayali için öyle şeylere göğüs geriyor ki onun mücadelesi bana yetiyor.
Bir başka arkadaşım daha vardır ki o arkadaş değil kardeştir benim için, geceleri vatanın ızdırabını çeken ender kadınlardan birisidir. Ayaklı gazetedir bilmediği şey yoktur, kimi zaman gecenin 3’ünde arar beni “Neden insanlar böyle umarsız.” Diye ağlar. O gözyaşlarını yanaklarına akıtır, ben kalbime. Usulca “Sabret, sabret vatan bir gün bizi bağrına basacak.” Derim...
Seher vakti olur, gözyaşlarımız kurumuş olur, kalbimizdeki yaraların sızısıyla uykuya dalarız…
Korkmuyoruz çünkü vatan bizi dinler…
Eh be bir karışına dahi kurban olduğum, al artık bu evlatlarını bağrına bas! Bas ki toprağına toprak olalım, suyuna su…
Duy bizi iki gözüm, duy…
Uyuttuğunuzu zannedersiniz, yaptıklarınızı görmediğini zannedersiniz öyle bir anda tepenize çöker ki neye uğradığınızı şaşırırsınız.
Sabret der devlet, sabret. Zamanı ve yeri gelince ne yapacağımızı iyi biliriz der.
Devlet falan kalmadı ortada demeyin, emin olun ki devlet ayakta dimdik duruyor, durmasa Suriye’den bir farkımız kalmazdı…
Tabi her şeyi yazamıyoruz burada keşke yazabilsek de sizlere devletin dimdik ayakta durabildiğini gösterebilsek.
*
20 Nisan 2018 “TERÖRLE MÜCADELEDE AF OLUR MU?” yazımda da dile getirmiştim.
VATANSEVER BOZKURTLAR maskesi altında her türlü pisliğin transitine izin veren iki yüzlü korucuları. Ve İçişleri Bakanlığı’ndan gelen son dakika haberi ile 7 ay önce yazdığım yazımdaki dileğimin kabul olduğunu gördüm.
Terör örgütlerine ve devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya irtibatı bulunduğu değerlendirilen 635 güvenlik korucusunu görevden uzaklaştırıldı. İçişleri Bakanlığı’nın açıklaması şu şekilde: "Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu'nca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya irtibatı bulunduğu değerlendirilen 559 güvenlik korucusu ile kaçakçılık, göçmen kaçakçılığı, uyuşturucu madde suçları gibi çeşitli suçlara karıştığı…”
*
İşte aylardır beklenilen haber buydu, kimi zaman o kadar çok kafa yordum ki bir çare bulunamamasına, önlem alınmamasına… İçerlenmiyor değildim bu duruma fakat devletin zamanı gelince elbette bir müdahalede bulunacağına emindim. 50 bin korucuya göre görevden uzaklaştırılan korucuların sayısı az olabilir ama 1 kişi 1 kişidir. 659 kişinin bölgede irtibatlı olduğu onlarca insan, polis, asker, korucu illaki vardır, bunların da izlerinin sürülmesi gerekir. Uyuşturucu, silah, göçmen ticareti ve kaçakçılığı devletin içinden birisi olmadan yürümez. Bölgede kelle parası ayağına kimlerin ne paralar götürdüğünü iyi biliyoruz, istediğiniz kadar milliyetçiliğin arkasına sığının devletin hafızasından sildiremezsiniz kirli geçmişlerinizi…
Devletin şefkatli yüzünü kullananlar bir gün bu ikiyüzlülüğün bedelini ödeyeceklerdir.
*
Gerizler Başı destanında ne demişler? “Ahbap düşman oldu ben buna şaştım.” Gerçekleri söyledik diye dost iken düşman olanlara cevabı her zaman devlet verecektir. Boş boğazlıklar, arkadan kuyu kazmalar, dedikodu yapmalar bizim işimiz değildir. Önce Allah’a havale ederiz sonra da devlete. Susarken çok acı çekeriz, ikiyüzlüleri izlerken içimiz içimizi yer, damarlarımızda akan kan kimi zaman bedenimize ağır gelse de sabretmesini biliriz. Çünkü devlet sabredenlerledir…
İçişleri Bakanlığı’ nın vermiş olduğu bu kararın yaptırıcı olacağını düşünüyorum, en azından bölgede bu pisliklere devam etmeye kalkışacakların kafasında bir soru işareti olur. Tabi bölgede görev yapan diğer güvenlik görevlilerine çok dikkat edilmesi gerekir. Jandarma ve emniyet personellerine özellikle TEM, KOM ve istihbarat birimlerine…
Bölgede pis işlerde sahada kullanılan koruculardır, araziyi avuçlarının içi gibi bildikleri için işin ucunda da yüklü meblağda para kazanmak olunca kullanılmayı seve seve kabul ederler. Planı, projeyi yapanlar ise asker, polis, savcı ve diğer güvenlik görevlileridir. Bu yüzden 659 korucu ile uyuşturucu, silah, kadın ticaretlerini yaparken iş birliği içinde olan diğer güvenlik görevlilerinin de tespit edilmesi gerekir. Kaçakçılık demek terörün finansal kaynağı demektir. Para hırsı bürümüş gözlerin, şehitlerin kanını içtiklerinden haberleri yok anlaşılan, devran 1978 senesinden beri hep böyle dönmedi mi?
*
Adana ve ötesine gönderilen terörle mücadelede çalışacak personelin öyle seçilmesi gerekir ki ne para ne de makam mevki amacı olmamalıdır, parayı görünce değişmeyecek iradede olması gerekir. İşte o zaman her şey çok başka olur, Hakkari’nin İzmir’den bir farkı kalır mı? Kalmaz... Anadolu’nun bağrından kopup gelen, yüreklerinde masum vatan sevgisi ile yanıp tutuşan evlatlara müsaade edin, önünü kesmeyin. Pensilvanya’ dan gelen emirlerle çalışan kriptoları değil, al bayrağı nazlı nazlı göklerde dalgalandırmak isteyen yavrulara sahip çıkın…
Güzel haberler gelmeye devam etsin, Etkin Pişmanlık Yasası’ na yeniden bir düzenleme getirilsin, bu yasadan yararlanıp masum ayağına yatan binlerce ikiyüzlü vatan haini var sadece PKK’ dan değil, FETÖ, DAEŞ, DHKP-C ve nicesi. Gerçekten pişman olanı, ikiyüzlü davranmayanı devlet zaten bağrına basıyor ama bizim korkumuz Faraşinlerde, Avaşinlerde, Tunceli’ de cirit atan bölgenin ağası kesilmeye çalışan ikiyüzlüler…
Devlet ensenizde, unutmayın. Attığınız her adımdan haberdar, ayakta uyuttuğunuzu sanmaya devam edin bakalım.
İçişleri Bakanlığı’na teşekkürlerimi iletiyorum, bu tarz kararların daim olması dileğiyle…