Börteler, Tanrı Dağı’ndan ayrılalı çok olmuş. Asena da onları ufuk çizgisinde kaybolana dek izlerken iç geçirmiş “Kara bulutlar çökmek üzere çehrelerine, ulu Tanrım onları koru.” demiş. Börteler, Asena’nın bu yakarışını duymuşlar, göğe bakmışlar ve haykırmışlar “Ey Asena! Sen bizi düşünme, varsın kara bulutlar düşsün çehremize, Kızılelma’ya kavuşmadan dönmek yok.”
Asena, gözlerini kapatmış atının yelesinden tutup kulağına sessizce fısıldamış “Poyaza, hazır ol gök girip kızıl çıktığında beni Börtelerin yanına göz açıp kapayıncaya dek götüreceksin.”
Ve Poyaza göğe şahlanmış, Asena’nın çehresinde hüzünlü bir gülümseme ile Tanrı Dağları’nda bir gün daha bitmiş…
*
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Amerikan askerlerinin Suriye'den çekilmesinin bazı şartlara bağlı olduğunu söyledi ve "Suriye'nin kuzeyindeki Kürtleri korumaya yönelik anlaşma sağlanmadan ABD askerlerinin çekilmesi gerçekleşmeyecek" dedi.
Pardon ama kimi kimden koruyorsunuz, anlayamadım.
Gerçi Bolton sözü Türkiye’ye getiriyormuş yani Suriye’de Kürtlerin can güvenliğini ve geleceğini düşünmeyen tek devlet Türkiye imiş…
Vay be! Türkiye’deki PKK, Suriye’de üç harf değiştirip “YPG” olunca uluslararasında masum bir halk statüsüne giriyor demek ki. Kamışlı’dan sınıra bir adım attığınızda karşılaşacağınız YPG’ li ABD için sadece topraklarını koruyan masum bir insan, terörist falan değil.
ABD; Suriye’den çekilirken IKBY’nin YPG versiyonunu kurdurmadan gitmeyecek anlaşılan…
*
Türkiye bu mesele yüzünden artık öyle bir damgalanmış ki, nasıl bir lekedir anlamadım gitti.
Bazen düşünüyorum da 90’larda uygulanılan gayri nizami harp suiistimal edildiği için mi bu mesele bu kadar büyüdü? Bu taktiğin ustası olan Cem Ersever gibi kahramanlar kalmadığında meydanda, gayri nizami harp terörle mücadele için değil de bölge ile mücadele için kullanıldı adeta.
Faili meçhuller, ne zaman ki terör yandaşları dışında kullanılmaya başlandı işte o zaman sözde “Kürt Sorunu”nun fitili ateşlendi.
Belki de çoğunuz kızacaksınız bana fakat bu meseleyi derinlemesine incelediğinizde ne demek istediğimi anlayacaksınız. Günümüzde bütün yabancı devletler bizi bu konudan vuruyorsa, geçmişte nerede hata yaptığımızı ve nasıl bir açık verdiğimizi düşünmemiz gerekir.
Devlet, gereken bütün hassasiyeti ve şefkati göstermesine rağmen kazanamıyorsa eğer o bölgedeki insanları, bu onların vicdanına kalmış bir şeydir.
Özellikle meskun mahallerden sonra terör tazminatları ile hırpalanan evlerinin yenisine kavuşan doğu ve güneydoğu vatandaşlarımızın yeni tavrı nasıl olacak merak ediyorum, bunu yerel seçimlerde belediyeleri kimlere teslim ettiklerinde anlayacağız.
*
Suriye, ortak bir saha. Bütün devletler orada soğuk savaş halinde adeta. Bir satranç masası kurulmuş İsrail tarafından, İngiltere hakem, Rusya ve ABD oynayan iki taraf, Türkiye ise ne yazık ki satranç taşlarından sadece birisi, ben hangisi olduğunu çözemedim, piyonun Suriye olduğu kesin de, ya Türkiye?
“Kürt Sorunu” meselesini Türkiye’de tekrar alevlendiremeyen ABD, Suriye’yi ateşe vererek Türkiye’yi de bu yangının içine çekmek istiyor. Fakat bu ateş artık öyle silahla, bombayla olacak bir şey değil. İlikleri titreten bir soğuk savaş var şu an Ortadoğu’da…
Zaman her şeyi gösterecek tabii ki.
*
Tam da böyle kritik zamanlardan geçerken AKP Bingöl il başkanı Mehmet Hanefi Güler, MHP için “ MHP’yi artık minimize ettik, eski MHP değil. MHP’nin Türkiye iddiası yok.” demiş.
Öncelikle bu şahsiyetin konuşmasına kimler müsaade ediyor bilmiyorum fakat Çözüm Süreci zamanında PKK’ya nasıl göz yumduklarını bir hatırlatmak gerek ayrıca 15 Temmuz’dan sonra MHP, Türkiye’nin geleceğini düşündüğü için siyasi tavrını değiştirdi. İhanet sürecinde MHP’nin tavrını incelediklerinde utanacaklardır bu dedikleri laflar için.
*
MHP’yi hassas noktalarından vurmak istiyorlar.
Tek emelimiz devletimizin bekası, asla siyasi jargonlar peşinde koşup sembollerin içinde sloganlar atmak değil amacımız, en azından ben böyle düşünüyorum ve benim gibi düşünen insanlar elbette var buna canı gönülden inanıyorum.
Vay efendim ittifak yaptı vay efendim şunu yaptı bunu yaptı ben bunların peşinde değilim, siyasete odaklanırsak çıkmaz bir sokağa gireriz. Hepimiz bu vatanın üzerindeki kara bulutların dağılmasını istiyoruz başka bir şey değil. Bu yüzden kimseyle oturup bunları tartışıp, boşa nefes tüketmeyin.
Daha geniş çaplı düşünün.
Birileri her ne kadar Kızılelma’yı unutturmaya çalışıyor olsa da ben bu hayalimden asla vazgeçmedim.