Hayırlı uğurlu olsun Hilal Kaplan, Nagehan Alçı ve diğer akil akbabalar!
Gözünüz aydın, itiniz Öcalan "Çözüm Süreci" ateşkesi ilan etti.
Vay Anadolu'm vay, sen yaka dur ağıtlarını şimdiden.
Su bulanık, bu suyu berraklaştıracak olan bütün vatanseverlere sesleniyorum.
EL ELE VERELİM, ÇÖZÜM SÜRECİ‘NE GEÇİT VER-ME-YE-LİM !
*
Bu yazıyı unutmayın, tarih 8 Ağustos 2019.
Bugün tam akşam vaktinde Asrın Hukuk Bürosu, Öcalan'ın açıklamasını okudu.
“Kürtlere yer açmaya çalışıyorum gelin Kürt sorununu çözelim. Bir haftada çatışma durumunu, ihtimalini ortadan kaldırırım diyorum. Ben çözerim, kendime güveniyorum, çözüm için hazırım. Ancak devlet de, devlet aklı da gereğini yapmalıdır.”
7-8 senedir, Öcalan'ın nefes almasını dahi kamuoyu ile paylaşmayanlara şimdi ne oldu?
Hepimiz biliyoruz ki, yetkili yerlerden izin alınmadıkça Öcalan açıklama dahi yapamaz.
Kağıtların altına imzalar atılır ve o mektup İmralı'dan yola çıkar.
Bu yüzden burnuma kötü kokular geliyor...
*
Belki size çok saçma gelecek fakat yetkililere soruyorum: Öcalan'ı Suriye'de garantör olarak mı kullanacaksınız?
Fırat‘ın doğusunda kritik günlerden geçerken Öcalan da nereden çıktı?
Yoksa, varisim dediği Şahin Cilo ile bir gönül bağı mı kurduracaksınız ?
Şahin Cilo‘yu tekrar hatırlatayım: Suriye'de şu an YPG'nin en başındaki isim, Öcalan ABD'ye Cilo için diyor ki "Suriye'de özgürce gezmek istiyorsanız yolunuz Cilo'dan geçer.” Hulusi Akar ABD Suriye özel temsilcisi ile görüşürken ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Cilo ile el sıkışıyordu...
Yeterince açıklayıcı oldu mu?
*
Etmeyin, eylemeyin.
Milletim adına ayaklarınıza kapanmaya razıyım yeter ki bu kepazeliğe yeniden evet demeyin.
Zalimin, zulmünü süsleyip püsleyip karşımıza getirmeyin.
Meskun mahal şehitlerinin hatırına, Öcalan itinin ağzına "Barış Süreci"ni aldırmayın.
*
Feryatlarımızı figanlarımızı dinlemeyeceklerine adım gibi eminim fakat benim tek amacım kamuoyunu bilgilendirmek.
Bakın, önümüzde ciddi bir süreç var. Herkes elini taşın altına koymazsa, biz taşımızı toprağımızı PKK'ya bir bir kaptırmak üzereyiz.
ABD ile neler konuşuluyor bilmiyoruz fakat sınır hattında en az 30 kilometrelik bir alanda barış değil, güvenlik koridoru kurmalıyız.
Ve PKK, arkasına ABD'yi alarak barış mı güvenlik mi sorusu üzerinden algılara sızmaya çalışıp, kitlelere saldırıyor buna izin vermemeliyiz.
Çok dikkat edelim çok.
*
Sizi haber manşetlerindeki bilgilere boğmak istemiyorum.
Öyle bir tablo var ki karşımda, nereden baksam bilemedim ondan bu sitemim.
Öfkeme yenik düşüyorum, bu konular yüzünden sinirlerim inceldiği yerden koptu kopacak.
E ne yapayım? Arşive ister istemez göz atıyorum, moralim alt üst oluyor ve tarih tekerrürden ibarettir cümlesi kulaklarımda çınlıyor.
*
Her neyse, sonuca gelirsek bu seferki sürecin istekleri 2011 yılındaki taleplerinden daha başka.
Suriye'nin kuzeyi gibi...
Ve anlatım dili; terörü, demokratikleşme süreci diye süsleyecek kadar ikiyüzlü.
Fakat bu iki yüzün bir ucunda YPG var bir ucunda ABD...
Bekleyelim ve görelim...