PKK, KARŞI BİR HAMLEDE Mİ?

PKK’ nın bu sessizliğini hayra mı şerre mi yoranlardansınız?
Sizce örgütün beli mi kırıldı?
Yoksa kontrespiyonaj faaliyetleri kapsamında karşı hamleye mi geçti?
Geçtiğimiz hafta Ağrı/Doğubayazıt’ta bir vatandaşımızın şehit düştüğü terör saldırısına bakılırsa ben bu sessizliği şerre yoranlardanım…
Haaa bir de Esad’ın Suriye’de “ Kürtler gelsin, Türkiye’ye karşı birlikte savaşalım.” naralarını da göz önüne getirdiğimde kafamda oluşan senaryoların haddi hesabı yok ne yazık ki.
*
Örgütte değişmeyen tek şey; karşı hamledir.
Nasıl mı?
PKK’nın kuruluş tarihinden kısa bir süre sonra örgütün manifestosu özelliğini taşıyan “Kürdistan Devrimi” broşürü; Abdullah Öcalan, Cemil Bayık, Şahin Dönmez, Mehmet Hayri Durmuş, Mehmet Turan, Mehmet Cahit Şener, Ferzende Tağaç, Ali Haydar Kaytan, Mazlum Doğan, Hüseyin Topgüder, Ali Gündüz, Sekine Cansız gibi çekirdek kadro ile istişare edilerek hazırlanmıştır.
Bu manifestoda devrimin tanımı, özellikleri, yöntemi, taktiği, temel gücüyle ittifakları, mücadelenin yol ve yöntemleri dile getirilmiştir.  
Örgüt tarafından yıllarca bu yöntem ve taktikler izlenmiştir fakat dönemin siyasi konjonktürüne göre bu durum değişkenlik göstermiştir. Kimi dönem sözde silah bırakma eylemleri, sivillere yönelik fedai eylemleri, karakollara sızma ve baskın eylemleri ile; örgüt Türkiye’nin gündemine göre hep değişkenlik göstermiştir.
Fakat değişmeyen tek şey, örgütün Türkiye’nin  değişen gündemine karşı atmış olduğu hamlelerdir…
*
Bir ülkenin rejimi her ne olursa olsun mutlaka realist ve esnek olmayan bir güvenlik politikası olmalıdır, uluslararası anarşi sisteminin yarattığı durumlardan devletin çıkarlarını korumalıdır.
Aksi takdirde, anarşizmin maşası terörizm, bir ülkenin ana gündeminden hiçbir zaman düşmeyecektir...
Bir devletin çıkarlarını, terörizmin karşı hamlelerinden korumak için karşı istihbarat teknikleri kullanılır.
İstihbarat üretmek için ham madde olan bilgiye ihtiyaç vardır. Bilginin bu derece önemli olması onun korunması gerekliliğini doğurmaktadır. Bilginin korunması için de karşı tarafın bilgi toplama faaliyetlerini kontrol etmek ve gerektiğinde bu faaliyetleri etkisiz hale getirmek gerekmektedir. Bu noktada “İstihbarata Karşı Koyma” devreye girmektedir.
Kısaca tanımlamak gerekirse; İKK, rakip istihbarat servislerinin,  terör örgütlerinin ve melez  aktörlerin bilgi toplama faaliyetlerini engelleme sürecidir. 
İstihbarat servisleri bilgi toplamak için hemen hemen her türlü yöntemi kullanabilmektedir. Bu yöntemlerden biri de, karşı istihbarat tekniklerini kullanarak rakip servislerin çalışanlarını devşirmek ve onlardan bilgi toplamaktır. 
Devşirilen bu kesim genelde ülkelerde; terör örgütleri ve etnik köken-mezhep çatışmalarının kolayca yaşanabileceği bölgesel insan kaynaklarıdır…
Bu yüzden, İKK faaliyetleri Ortadoğu’da oldukça zengindir.
Peki, İKK sadece devletlerin kullandığı bir yöntem midir? 
Hayır…
Meskun mahal çatışmalarında, PKK bizi sahada neden zorladı dersiniz? 
Malum; istihbarat güvenlik birimlerimiz 2015 senesinde öbek öbek FETÖ’cülerin elinde olduğu için, meskun mahal çatışmalarında sahada karşı istihbarat faaliyetlerinde biraz zorlandık.
Daha doğrusu, FETÖ’nün istihbaratçılarının yapmış olduğu karşı istihbarat çalışma raporlarının içi boş çıkınca, sahada PÖH ve JÖH hem İKK faaliyetlerini yürüttü hem de sıcak teması…
*
Hendek operasyonlarında örgütün birçok taktik-stratejik unsurları deşifre oldu, bunun üzerine örgüt ne tarafa yöneleceğini tam olarak kestiremedi…
Günümüze gelirsek ve PKK’ nın bu sessizliğini şerre yoranlardan isek, örgüt yeniden karşı hamle atağı için sessizliğe bürünmüş olmasın?
Çözülemeyen bir hücre sistemi taktiği ile güneydoğuda ve doğuda, yeniden karşı istihbarat çalışmalarına başlamış olmasın?
Hal böyle olunca örgütün, karşı istihbarat faaliyetlerini devreye sokarak Suriye destekli yeni bir yapılanmaya gittiğini görmemek imkansız…
Suallerim, aklınızın bir köşesinde kalsın.
Bu sessizliği hayra yormamanız dileğiyle…