Avrupa Baharı; kışın tam ortasında zehir zemberek düştü Fransa’ya.
Tabi Arap Baharı’ nın Ortadoğu’yu kasıp kavurmasına daha çok alıştık sanırım.
Fakat Fransa bu sefer hiç ummadığı bir anda sırtından vuruldu ve “Sarı Yelekliler” galip geldi.
Ortalık resmen cehennem yeri, polis bir o kadar orantısız güç kullanarak eylemcileri daha bir fişekledi, siyasiler şaşkın ve Macron olayları sadece izlemekle yetindi. Yaklaşık 300 bin kişinin katıldığı protestoları durduramayacağını anlayan Fransa pes etti ve yakıt vergisi zamlarının askıya alındığını duyurdu.
*
Fransız otomobillerinde en çok kullanılan akaryakıt türü olan mazotun litre fiyatı son 12 ay içerisinde yüzde 23 artış gösterdi. Böylece 2000'lerin başından bu yana en yüksek düzeyine ulaştı. 1 Ocak 2019'dan itibaren geçerli olmak üzere mazot ve benzinde tekrar fiyat artışına gitme kararı tepki topladı.
Bu karara karşı ilk protesto eylemi 17 Kasım'da düzenlendi ve bu gösteriye 300 binden fazla kişinin katıldığı açıklandı. Sosyal medya üzerinden duyulan ve giderek büyüyen eylemlere belli bir sendika, grup ya da kişi liderlik etmiyor.
Fransız basınında yer alan haberlerde, eylemlerin kendiliğinden geliştiği ve sosyal medya üzerinden paylaşılan çağrılarla düzenlendiği belirtiliyor.
Tıpkı 2013 Gezi Parkı olaylarında olduğu gibi…
*
Fransa’nın ardından olaylar Belçika ve Hollanda’ ya sıçradı. Peki ya Türkiye’ye de sıçrarsa?
Sürekli bir gerginlik çıkması için dua edenler, en ufak bir kıvılcımı yangına çevirmek isteyenler bir bir sokaklara inmiş vaziyette, Gezi Parkı olaylarında tetikçilik yapan köstebekler inlerinden çıkmış sağda solda pişkin pişkin gezip duruyorlar.
Biliyorsunuz ağustos ayından beri doların yükselmesinden dolayı yapılan zamlar, konkordato veren şirketler, pahalılık seviyesinin yükselmesi, açlık oranının artması ile boğazına kadar borca sokulmuş bir Türk milleti var. Her ne kadar dolar düşüşe geçmiş olsa da piyasaya yansımasını henüz görebilmiş değiliz.
Enflasyonla mücadele kapsamına katılanlar da istemeye istemeye cüzi miktarlarda indirimler yaparak akılları sıra milleti rahatlattıklarını zannettiler.
Yerel seçimler yakın, bazı ittifaklar şer odaklarıyla süslenmeye başladı bile. Gezi Parkı olaylarının baş mimarı CHP en ufak fırsatı değerlendirmek için gözlerini fal taşı gibi açmış bekliyor, iş birlikçileri ise malum. Fransa’ daki gösterilere eylemciler ufak propagandalar yapıyor gözüyle bakan CHP zihniyetinde zerre değişiklik yok.
*
Gezi Parkı olayları da aynı şekilde gelişmişti, Taksim’ de ağaçlar kesilmesin propagandası ile başlayan eylemlerin 3. Gününde Öcalan posterlerini, faşizme geçit yok pankartları ve bütün sol terör örgütlerinin flamaları ile asıl niyet anlaşılmıştı.
Tabi o dönemlerde emniyet tamamen FETÖ’ nün elinde olunca, eylemleri bastırmaktan ziyade daha da artırılarak gerginlik had safhaya ulaşmıştı.
*
Dikkat etmek gerek.
Sarı Yelek “İsyan Var” demek. Fransa gibi Avrupa’nın merkezini ateş çemberine çeviren zihniyetler gözlerini Türkiye’ye dikebilir.
15 Temmuz istedikleri gibi geçmeyince yeni bir kargaşaya, bozguna heves edenlerin iştahları Sarı Yeleklileri görünce hayli kabarmış durumda.
Fransa duvarlarında “PKK, TKP-ML, TİKKP” ve daha nicesi sloganlar var.
Buradan ne anlıyorsunuz?
Umarım bu durum Türkiye’ ye sıçramaz zira 15 Temmuz’da kaybolan bir çok silah bu tarz olaylarda eylemcilerin eline verilip maazallah istemediğimiz sonuçlara sebep olabilir.
Aman dikkat Türkiyem, aman dikkat…