SEÇİM YAKLAŞIRKEN NELER OLUYOR?

Ayşenaz ÇİMEN

Acılar taze iken, her gün bir yenisi daha gelir oldu kara haberlerin…

Ne oldu böyle?

Son bir haftadaHakkari’de 15 şehit verdik.

Ali Koç ve Muharrem İnce kadar konuşulmadı hiçbirisi.

Birileri Kuzey Irak’ta TSK’nın emin adımlarla ilerlemesini istemiyor…

Attığımız her adıma karşılık güdümlü bir füze saldırısı geliyor.

ABD’nin tırlarla YPG’ ye gönderdiği silahların bir gün bize döneceğinden zaten emindik…

Tanksavarlar, füzeler, uçaksavarlar…

ABD menşeli liste uzar da uzar…

*

Bunca kargaşada Muharrem İnce TSK’ya destek verip, moral yükselteceğine kalkmış kin ve nefret dolu bir söylemle 2. Ordu Komutanı İsmail Metin Temel’e hakaretler yağdırıyor.

Geçen sene Balıkesir gezisinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun özel uçağının Bandırma 6.Ana Jet Üssüne inmesini ve orada bir törenle karşılama yapılmasını neden böyle sert dille eleştirmedi? İnce’nin bakış açına göre burada da asker siyasete karışmış oluyor.

Metin Temel Paşa Afrin, El Bab, hendek operasyonlarını yönetmiş ve TSK’daerinden subayına herkes tarafından sevilen sayılan bir komutandır.

Her gün şehit haberi gelirken, millete vatan sevgisini ile ayakta durmayı aşılamanız gerekirken bu denli kin dolu söylemlerinizden gerçekten nefret ediyorum.

Çevremdekiler, muhalif görüşte düşünseydin kime oy verirdin dediklerinde empati yaparak “Muharrem İnce” derdim.

En azından adam davasını ve yol arkadaşlarını satmamış, kaç defa genel başkan adaylığını koydu seçilemedi gidip de partisi aleyhine hareket etmedi, bir duruşu var derdim.

Fakat böyle bir çıkış yapması hele ki Türkiye için büyük bir önem arz eden komutana “Senin apoletlerini sökeceğim!” demesi gerçekten kendisinde ciddi bir oy kaybına sebep olacaktır…

*

Cumhuriyet Gazetesi’nden soytarı bir gazeteci Selahattin Demirtaş’ı cezaevinde ziyarete giden karısı Başak Demirtaş’ın “Cezaevi Yolculuğu” ‘nu yazmış. 20 aydır her Çarşamba Diyarbakır’dan Edirne’ye gidiyormuş eşini görmeye, bu yol güzel bir yolmuş. Böyle ajite yapa yapa süsleyerek yazmışlar da yazmışlar…

Tek kelime ile yazıklar olsun diyorum.

Ey vatan! Bu hainleri bağrına basma, bir avuç toprağın bile çok onlara.

*

Her akşam TV programlarında mutlaka seçime değiniliyor.

Ekonomik boyutu ne olur, terörle mücadelede durum ne olacaktır, sınır ötesi operasyonların akıbeti nedir, siyaset baştan aşağıya değişecek midir, kabinedeki vekil oranları nasıl olacaktır gibisinden.

Bir kere de seçimden sonra yaşanılacak gerginlikleri ayrıntısıyla konuşanı göremedim ne yazık ki.

Ali Koç’un FB başkanlığına seçilmesini bile siyasete çekerek, 20 yıllık Aziz başkan devrildi sıra Erdoğan’da söylemleri hemen sosyal medyada aldı başını gitti.

Çıra misali en ufak kıvılcımda ortalık yangın yerine dönüşsün diye dua ediyorlar…

Bu yüzden seçim sonrası çok mühim.

Her zaman devletimizin bekası için en hayırlı olanı diledim, yine aynı temennileri diliyorum.

*

FETÖ ile mücadelede neredeyiz?

Terfiler yakın ya, 15 Temmuz’dan önce olsun sonra olsun FETÖ ile mücadele eden komutanlara son zamanlarda itibarlarını zedeleyici saldırılar artmaya başladı.

Eskişehir 1’inci Ana Jet Üssü Komutanlığı’nın sorumlusu yakalandı geçtiğimiz gün.

Cezaevleri ne durumda dersiniz? İçerde bile hala kendilerine kazanmaya çalışıyorlar.

Danıştay daire başkanları, Yargıtay hakimleri, başsavcı vekilleri, ağır ceza reisleri ve daha nicesinin yattığı koğuşlarda neler dönüyor acaba? Koğuşa yeni gelen biri için bizden mi değil mi diye araştırma yaptırtıp, ona göre muamele uyguladıklarına göre örgüt ideallerinden asla vazgeçmemiş demektir.

Ankara TEM daire başkanı Turgut Aslan ve koruması Hasan Gülhan’ı ne çabuk unuttunuz?

Turgut Aslan 2015 hendek operasyonlarında FETÖ ve PKK arasındaki ilişkiyi raporlayan ender amirlerden birisidir, başından vurulmasına rağmen hayata tutunmuştur ve şu an kısmi felçlidir. Koruması Hasan Gülhan şehit kardeşidir, ağabeyi 2001 Malatya helikopter kazasında şehit olan bordo berelilerden birisidir, “Şehit kardeşiyim ben, emanetim.” Demesine rağmen acımadan başından vurarak şehit edilmiştir.

Bu kahramanları aklımıza getirerek FETÖ ile mücadelede daha samimi ve sabırlı olmamız gerekir.

Gezi olaylarında İzmir’de “Amirim, eylemcilerle sigara içen yemek yiyen gülüp sohbet eden devrelerimi görüyorum, pankart temin ediyorlar eylemcilere bu nasıl bir iştir?” diyen bir polis memurunu Nusaybin’e sürüp ardından ihraç edenler kimlerdi acaba?

Farkındaysanız 1 2 yıldır yüksek tonajlı saldırılar düzenlenemiyor, FETÖ ’nün elinde olan bazı patlayıcı depoları vardı, 33 gübre dediğimiz amonyum nitrat yıllarca örgüte temin ediliyordu artık bu depolar deşifre edildi ve kapatıldı.

Örnekler çok ama hala inanmak istemeyenler var, yakınınızdan birinin başına gelmediği sürece inanmayacaksınız artık anlaşılan.

*

Kritik günler bekliyor bizleri.

Elinizi verin devlete, millete.

Küsmeyin, kırılmayın, sitem etmeyin.

Devletin; siyasi makam peşinde koşmayan gençlere ihtiyacı var.

Taze kanlara ihtiyacı var, askeriye, emniyet ve yargı çok çekti kanı bozuklardan…

Hele ki basın resmen kan ağladı kan.

Yazın, okuyun ve susmayın.

Hainlerin üstüne gidin, durmayın!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.