Türkiye gündeminde siyaset, bazı şeylerin öyle bir önünü kesiyor ki…
Görülmesi gereken şeyler hep arka plana atılıyor.
Ve nedense teröristle mücadele, terörizmle mücadeleden daha ön plana çıkıyor.
Neyse.
*
Sizce terörist mi daha tehlikelidir yoksa kozmik savaşın baş aktörü terörizm mi? Her zaman şunu söyledim: Eğer ki eleştiri, saygı çerçevesinde yapılırsa üç beş kelamla bazı şeyler her kesime anlatılabilir.
Bildiğiniz üzere; PKK üzerine çalışmalarını yoğunlaştıran ABD, örgütü yeniden yapılandırma kararı aldı. ABD, Suriye’de Ferhat Abdi Şahin (Mazlum Kobani), Kandil’de Nureddin Halef el-Muhammed (Sofi Nurettin)'in önünün daha da açılması için çaba gösteriyor.
ABD için BOP kapsamında eskiden Irak birinci planda iken şimdiki öncelik Suriye’de. Suriye’de tüm ipler ABD’nin kontrolünde, PKK bölgeye hakim. ABD, Türkiye’nin tepkisi nedeniyle başka grupları öne çıkarmaya çalışsa da PKK bölgeye hakim. Ayrıca bölgedeki petrol kuyularının geliri de PKK’ya finanse ediliyor.
Ve terörizm aracılığı ile Mazlum Kobani, dünya gündemine “DAEŞ ile mücadele eden Kürt savaşçı.” olarak sunuluyor.
Şimdi soruyorum sizlere: Mazlum Kobani öldürülse, terörizm biter mi?
Ya da Öcalan geberince; boşalan İmralı’ya Mazlum Kobani gelirse, terörizm biter mi?
Bitmez.
Türk devlet aklı, terörizmle savaştığı sürece teröristlerden temizlenen dağlar hiçbir zaman yerini doldurmaz. Fakat küresel devlet aklı devredeyse vay halimize…
*
Öncelikle her siyasi iktidarın ya da muhalefetin dönemin konjonktürüne göre terörle mücadele politikasını dizayn etmesi başlı başına büyük bir risk.
İktidar savaşında, birbirine kinlenen siyasi partilerden kim galip çıkarsa diğeri onun yaptığı politikaların tam tersini yapabilir.
İşte bu olasılıklar günümüzde hem savunma sanayisinde hem de devlet kademesinde yapılan terörizmle mücadeleyi ileride sekteye uğratabilir.
Düşünsenize DEVA Partisi ile Gelecek Partisi’nin iktidarda yer aldığını? Bu sefer Kandil’i temsil eden çözüm çadırları Ankara’nın göbeğinde açılır, “PİŞMAN OLDUM!” deyip örgütten kopup gelenler terörle mücadele savcısı yapılır.
Neden? “EMPATİ” değil mi, empati !
Hümanizm maskesine bürünmüş, terörizmin sempati kaynağı empati…
Çok gördük zamanında sempatik empatileri…
*
Bazı siyasi partiler terörle mücadeleden oldukça rahatsız.
FAKAT terörizmle mücadeleden oldukça memnun!
Neden mi?
Çünkü terörizmle yeterince mücadele edilmiyor…
Terörizmle mücadele eden sadece bir avuç deliden ibaret devlet aklı…
Bir avuç kalsa da, içi kan ağlasa da bu mücadeleyi devam ettirmekteler ve ettirecekler. Unutmasınlar ki nesilden nesle aktarılan bir mirastır bu:” Karşılıksız sevmek .” İşte bu miras sayesinde şehirde terörizmle, dağlarda teröristle mücadele etmekte devlet aklı. Fakat kirli ve çıkarcı siyasetin , sözde devleti temsil eden kripto gölgelerin zihninde her zaman görünürde “TERÖRİZMLE MÜCADELE.” Arka planda “TERÖRİZMLE EL ELE.” Politikası devam etmekte…
*
Daha önceki yazılarımda da belirttim. En basitinden kayyum atanan belediyelerde, HDP’ li belediye başkanına yağ çeken, emrine amade olan adamlar halen mevcut konumunda müdürlüklerine devam ettiği sürece terörizmle mücadelede yol kat edememişiz demektir.
Olsun, umutsuz değiliz. Şuna eminim ki, devlet aklının yolunda gidenlerin varlığı bile rahatsız ediyor bu ikiyüzlüleri.
Ama benim tek korkum şu: Terörizmi, hümanizmle süsleyenler bir gün siyasi gücü eline aldığında başımıza gelecekler…
Tek telaşım bu, bunları hissettiğim için çırpınıyorum ya deli gibi.
Sözün sonuna gelirsem; ben de “Terörle Mücadele Kanunu” değişsin diyenlerdenim ama öyle bir madde konulsun ki Türkiye’nin siyaset havasına göre değişimler yapılmasın, bu değişime açık yönetmelikler çıkartılmasın, kanun açık ve net olsun, etkin pişmanlık yasasında bazı sert tedbirler olsun.
İşte bir de o zaman görelim teröristle ve terörizmle mücadeleyi.
Saygılar.