Sahi merak ediyorum da, uzun zamandır nerelerdesin?
Nasıl beceriyorsun karşıma çıkmamayı?
Neden kaçıyorsun?
Sana vicdanını hatırlatıyorum değil mi?
Vicdanına yük gelen her şeyi bildiğimi biliyorsun ve kolay olan yolu seçiyorsun:
Kaçmak…
*
Devletin vicdanını mı yoksa kendi hırslarının vicdanını mı taşıyorsun içinde?
Bilmem ki…
Her neyse.
Seni şaşkınlıkla izlediğimi biliyorsun değil mi?
Biliyorsun evet biliyorsun…
Yargılamıyorum seni, buna yetkim yok çünkü.
Bilmem farkında mısın ama her geçen gün ruhunda devletin vicdanı daha ağır basacak.
Uykuların tamamen yok olacak.
Sen kendini kandırmaya, hırslarınla yaşamaya devam et…
*
Sen yargıladın beni, öyle bir yargıladın ki hiç adını sanını bilmediğim suçların içinde buldum kendimi.
Sırf beni yargılamak için yeniden kanun yazmış olabilirsin.
Bu derece öfke kusuyor için.
Sebep ne peki?
Vicdanına yük gelen şeyleri bildiğim için mi?
Bir gün bu sorunun cevabını almaya geleceğim senden, bunu da çok iyi bilirsin…
*
Bilmem seni neden merak ediyorum.
Ben de bir tuhafım değil mi?
Ateşle oynamayı seviyorum ve bir o kadar da inatçıyım değil mi?
Senin oyuncaklarınla oynamayı sevmiyorum, sen yakıp yıkmaya devam et oyuncaklarını.
Ben ateşle oynamaya devam ederim de ruhun duymaz…
*
Ha sen diyeceksin ki “Bu ateşte sadece ben mi kül olacağım?”
Sen hâlâ hangi aşkın ateşinde kül olduğumu anlayamamışsın…
Aptallıklarımla yitip gitmişim say sen beni.
Say ki, yitip gittikçe döneyim geri.
*
Seni bu yerde, gökte ve her yerde hissettikçe korkuyorum ülkem adına.
Biricik aşkımı senden korumak istediğimi hissetmek ne acı değil mi?
Eminim aynı korku sende de vardır, değil mi?
Sen beni vicdanında hissettikçe korkuyorsun, ben ise seni yerde, gökte ve her yerde hissettikçe…
Zannedecekler ki bu bir sitem dolu aşk hikayesi.
İtiraf edeyim, mesaj gönderiyorum bir hiçliğe…
Bu yüzden aşkı andıran aptal romantizmime katlanmak zorunda kaldığınız için özür dilerim sevgili okurlarım…
*
Her neyse, vedalaşayım seninle son sorumu sorarak:
“Sessizce yürüttüğümüz bu savaşı hangimiz kazanacak sence?”
Sen zaferlerini içerken sarhoş oldun, ben ise acılarımı içerken…
Bu yüzden adil bir savaşın içinde olmayabiliriz.
Hatırlatmak istedim.
Eğer bu yazımı okursan bana mutlaka bir mesaj gönder.
Unutma bu mesajı benim hatırıma değil, savaşımızın hatırına gönder…
Gönder ki, kalu belaya geri döneyim…