Siyasete değinmeyi pek sevmiyorum ama gündemimizde, sağda solda, sokakta, caddede kısacası her yerde “31 Mart’ta ne olacak?” soruları havada uçuşup duruyor.
İttifak zeminleri, milletin nabzı, iç güvenlik politikaları, ABD’nin Suriye’den çekilmesi ve daha nicesi derken oturup da şu yerel seçimlerde asıl dikkat edilmesi gerekilen şeyler neler konuşamadık.
Aslında bu yazımda sayın Devlet Bahçeli’ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum: “Yerel seçimler turnusol kağıdı olarak kullanılmak için iyi bir fırsat.”
Neden mi?
Türkiye’nin bir iç kargaşaya sürüklenmesini isteyen sözde dava arkadaşlarını görmek için 31 Mart iyi bir fırsat…
Kim nerede ittifak yapmış, neresi kaybedilecek kazanılacak zamanla göreceğiz, oturup şimdi bunları konuşmaya da gerek yok.
*
Fransa’daki “Sarı Yelekliler” olayı bazı güruhları cesaretlendiriyor ve yerel seçimler onlar için cesaret hapı adeta…
Bu yüzden ittifak muhabbetlerinde en çok dikkat edilmesi gereken unsur iç güvenlik.
Bakın 2019’a giriyoruz ve herkesin 2019 ile ilgili komplo teorileri var…
Kafalar karıştırılıp, güvensiz bir ortam yaratılmaya çalışılıyor.
Aman dikkat, aman…
*
Suriye sınırında artık aklımızın almadığı oyunlar oynanıyor, gündemde neyi konuşacağımızı, takip edeceğimizi bilemez olduk.
Yerel seçimler mi, Suriye politikası mı?
Başımızı nereye çevirsek kara bulutlar üzerimize üzerimize geliyor…
Sadece şunu diyebilirim; milletin nabzını yokladığımda herkeste bir bıkkınlık var. Siyasi partilerin taze fikirlerle milletin kalbine girmesi gerek.
Akıllar karışık, umutlar tükenmiş durumda.
Verilen vaatler yerine getirilmezse, istenmeyen seçim sonuçları ile karşılaşılabilir.
Millet artık elle tutulur, gözle görülür şeyler istiyor.
Zihinlerin berraklığa ulaşması için, ümitlerin yeşermesi için daha somut şeylerle seçim sahalarına inmek gerek.
*
Ne Millet İttifakı ne Cumhur İttifakı değil mesele…
İşte AKP MHP ile birleşmiş, CHP İP’e kapı açmış HDP de onları 3 büyükşehirde destekleyecekmiş şu bu değil mesele…
Asıl mesele devletin bekası, vatanın birliği, milletin dirliği…
Fakat terör örgütünün partisine göz yummak da, aman desteklesin yeter ki iktidar partisi gitsin diye düşünmek de kansızlığın ayrı bir daniskası, bunu unutanlara hatırlatayım dedim…
*
Konuşulacak çok şey var aslında ama anlayana anlatılabilecek şeyler…
Mesela FETÖ hakkında yazılarımda ne zaman bahsetmek istesem “Aman dikkat!” uyarıları ile karşılaşır oldum.
Tekrar hortladılar, herkesi yeniden fişlemeye başladılar, ileride başımıza ne gelecek belli değil korkularıyla yaşamayı öğreneceğiz sanırım artık…
Aslında yerel seçimler sadece belediyecilik meselesi değil, belediyelerde kadrolaşmış kriptoların da temizlenmesi için iyi bir fırsat. Kadrolar tamamen değişmeli, herhangi bir cemaat tarikat yapılanmalarına izin verilmemeli…
Özellikle AKP belediyeleri buna daha çok dikkat etmeli.
En çok sızıntı AKP’ye yapılıyor ardından da MHP…
Yerel seçimlerde bu sızıntılara çok dikkat edilmeli.
Zira her şey en başa döner, bir kördüğüm misali işin içinden çıkamayız…
31 Mart’ın en kritik meselesi aslında HDP.
Doğu ve güneydoğu hendek belediyeciliğine teslim edilecek mi? Yoksa kayyum politikasına devam mı edilecek? Ee kayyumlar Kadir Güntepe gibi zihniyetlerden de arınmış olmalı…
Anlayacağınız her şey de bir aksaklık, bit yeniği var.
Ne yana dönsek bir belirsizlik…
Fakat bizi bu durumdan çıkaracak tek şey Türk milletinin inadı ve dirayetidir.
Unutmayın…