Sevmek nedir bilir misin? Bu nasıl soru ya elbette bilirim diyeceksin.
Kimi sevdin söylesene bana? Neyi sevdin? Nasıl sevdin?
Hele bir söyle…
Ceylan gözlü bir güzeli sevdim deme bana, saçının tek bir teline kıyamadığım gül kokulu yâr aklımı başımdan aldı deme bana, bakışına bütün dünyayı kasıp kavurduğum bir güzele tutuldum deme bana.
Yoksa acırım sana…
*
Elini sol tarafına koy ve sessizce dinle kalbini.
Bir gönüle kaç aşk sığdırabilirsin söylesene bana?
Ah… Ne demek istediğimi bir anlasan divaneliğe müşterek olurdun tıpkı şehadeti içenler gibi.
Ete kemiğe bürünmüş sevdalardan kime ne fayda gelmiş baksana etrafına? En başta aynaya bak aynaya.
Ağaran saçlarına bak, gözlerinin etrafındaki buruk çizgilere bak, alnına yazılan yazının suskunluğuna bak…
Baktın mı? Baktın, böbürlendin bir şöyle değil mi? Ben sevdim mi tam severim dedin.
Peki…
Bir kere olsun şu devleti sevmeyi denedin mi?
Bir kere olsun Anadolu’nun dört bir yanına delicesine koşmayı denedin mi?
Bir kere olsun al bayrağın gölgesinde nefes almayı denedin mi?
Denemedin.
O halde bana “Ben sevdim mi tam severim” deme emi.
*
Sevgiler kıyaslanamaz, hepsinin yeri gönlümüzde ayrı ayrıdır diyeceksin.
Gönlünün temelini devlet sevgisi ile atmazsan; Leyla’nın Mecnun’u olsan kime ne…
Vatanın olmasa, devletin yerle yeksan olsa Leyla’nın ceylan gözleri neyine?
Peki neden bu kadar zordur ki devleti sevmek?
Boşa soruyorum bu soruları, aslında suç kimin biliyor musun?
Devleti, siyasetle kirletenlerin önüne geçmeyen bizlerde.
Öğretemedik devleti sevmeyi, hissettiremedik devletin şefkatini, anlatamadık devletin el verişini… Vicdanları kör kuyulardan da beter partizanların kavgasında öksüz bıraktık devlet sevgisini…
Hal böyle olunca suskunluğumuzu fırsat belleyen beyler meydanlardan inmez oldu.
Susuyoruz diye görmüyoruz sandılar fakat çok yanıldılar.
Öyle beyler gördük ki devlet sevgisini bir maske gibi çantasında taşıdı, öyle beyler gördük ki tokluğu yoklukla değişip, vatan toprağının her bir karışına sarıldı.
Unutmasınlar ki arşiv gibi zihnimiz var.
*
Sev.
Yeter ki devleti sev, seviyormuş gibi yapma, gerçekten sev. Sakın ola ki devlet sevgisini maske olarak kullanma.
Çünkü devlet sevgisini diğer yüzünü örtmek için maske olarak takanlar; yalanı, azık yapmıştır sırtına; dolanı da katmıştır azığının arasına. Aç kaldın mı azığını paylaşır seninle. Bir bakmışsın ki azık zehir olmuş, sana kan kusturmuş…
Peki ya devleti canı pahasına sevenler? Dürüstlüğü azık yapmıştır sırtına; helali de katmıştır azığının arasına. Aç kaldın mı azığını paylaşır seninle. Bir bakmışsın ki azık gücüne güç katmış, sana havlayanları susturmuş…
*
Şimdi çok zor bir soru soracağım sana.
Hadi dürüst ol bana, söz her şey aramızda.
Senin azığında yalan mı var dürüstlük mü?
Cevabın her ne olursa olsun, yeter ki bu devleti sev.
Sev ki, azığındaki yalan helal olsun…