YÜKSEKOVA’DA KALLEŞ SALDIRI

Ayşenaz ÇİMEN

Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz, bize acımayanlarla mücadele edemeyiz yufka yürekli olursa.

Yasımızı sessizce derinlerde tutalım, gözyaşlarımızı sessizce içimize akıtalım, şehitler ölmez biliyorsunuz, hele ki o savunmasız melekse... Aslında yazmak istemedim, susmak ve sessizce yasımı tutmak… Ama yapamıyorum olmuyor. Kalleşlikten de öte bir şey bu, bir yavruyu annesiyle birlikte babasının gözünün önünde şehit etmek… Ah güzel gözlü melek!

Senin masumiyetine kan sıçratanlardan bir gün elbet intikamın alınacak ama o zamana denk acıdan deliren ruhumuza çare sabırdan başka bir şey olmayacak.

Al bayrak dalgalanırken göklerde, içimiz kan ağlarken yeryüzünde sizler baki olacaksınız bu yüreklerde.

Nurcan Karakaya ve Mustafa Bedirhan Karakaya… Akıllardan asla çıkmayacaksınız, asla…

Sizi unutturacak olanlara şimdiden yazıklar olsun!

*

Hakkari Yüksekova’daki bu kalleş saldırı hepimizin yüreklerini dağladı. Savunmasız bir anne ve bebeğine kıyan eller bir insana ait olamaz, hayvan da diyemem hayvanlara hakaret olur. Çok öfkeliyim, bir o kadar hüzünlü ve kırgın. Kendimle beraber herkesi suçlu görüyorum, görüyorum, göreceğimde. Biz ne ara koptuk birbirimizden? Sadece şehit haberlerinde mi bir araya geleceğiz?

Biz hep bir arada olsaydık bu acılara 80 milyon şahit olmayacaktık. Hala bir bebeğin naaşının üzerinden siyaset yapmaya çalışanlar var. Kessinler artık seslerini, sessizce yasımızı tutalım artık, yüreğimizdeki bu korlu ateşi intikamla daha harlayalım.

             *

Öyle bir teslimiyet ki bu, kalbi yaralı içi kor Mehmetçik Astsubay Serkan Karakaya’nın ağzından şu cümleler döküldü: “ Diyecek bir şeyimiz yok, vatan sağ olsun. Vatana iki canımızı verdik, feda olsun. Kanını yerde bırakmayacağız. Sürpriz yapmak için yanıma çıktı. İki saaat oturduk, iki saat sonra indi. 15 dakika sonra da patlama oldu zaten. Patlama sesini duydum. Ben üst bölgesinden takip ediyordum eşimi, kaybolduğu noktada zaten patlattılar. Ben silahımı alıp indim zaten. Allah onları kahreylesin. Biz evlat katili değiliz. Kanını yerde bırakmayacağız. Gelip benden sorsalardı ama çocuğumdan, eşimden sormuşlar; bakacağız. Vatan sağ olsun. Vatan yoluna iki canımız feda olsun. Vatan sağ olsun inşallah.”

 

Seçimden sonra PKK, bir atılım hamlesi gerçekleştirmeye çalıştı, sesini duyurmak ve konuşulmak istedi. Türkiye’de oluşan siyasi ayağı düşmanlığı kullanmak için sürekli fırsat kolladı durdu. Bahar döneminde istediği hamleyi gerçekleştiremedikten sonra, PKK o siyasi düşmanlığı kullanarak bir etki üretme gayretine gitti ama başaramadı. Şimdi bu başarısızlığın üstüne ortaya çıkan bu hengamede sivil katliamını gerçekleştirdi.

*

Aslında  bu saldırı bir çok mesajı barındırıyor. Güneydoğu’da bir rahatlama olmuştu, özellikle bu sene. Bunun ispatı zaten şehit düşen anne ve bebekte kendisini gösteriyor. Yani rahatlıkla eşi, Güneydoğu’nun bizim hep terörle andığımız meskun mahallerinde rahatlıkla gezebiliyorlar, yollarında seyahat edebiliyorlar. Hatta tek başına çıkıp çocuğunu alıp bir üs bölgesine eşini ziyarete gidebiliyor.

Yani güvenilir bölgeler gerçekten insanlara güven veriyor demektir. Aynı zamanda burada Batı’dan gelen insanlarla Güneydoğu’daki yaşayan insanlar arasındaki ilişkilerde güçlenme var demektir. Fakat bu durum PKK’nın hiç işine gelmedi. Kendisini dinlemeyen bazı esnaflar özellikle maddi olarak güçlü olan bazı ailelerin bölgede kendisini desteklemekten vazgeçmesi bardağı taşıran son nokta oldu. Aslında bu saldırı ile PKK Güneydoğu’da herkesi vurdu. Masumu, sivili, askeri, polisi, koruyucu herkesi… Bundan sonraki süreçte Güneydoğu’daki asker eşleri, asker aileleri sokağa çıkmak için hep tedirgin olacaklar. “ Acaba yine böyle bir eylemle karşılaşır mıyız?” diyecekler. Meskun mahaller sonrası kentsel dönüşümle yenilenen Güneydoğu, trustik gezilere açılan doğuya gelmek isteyenler durup bir düşünecekler. İşte PKK’nın tam da istediği buydu…

PKK, Türkiye’de arzu etmiş olduğu etkiyi üretemeyince, güvenlik güçlerinden ziyade sivillere saldırma taktiğine yeniden başladı. Açıkçası şuan bütün Türkiye PKK’yı konuşuyor. Fırsat eylemi olan bu saldırının ne yazık ki bir saha keşfi istihbaratı ile yapıldığı belli bariz duruyor.

Bölge halkına korku salmak için gerçekleştirdiği kanlı eylemleriyle yüzlerce çocuğu katleden, çok sayıda çocuğu da yaralayan veya sakat bırakan terör örgütü PKK, 1993’te Siirt’te kurşuna dizilen 13’ü çocuk 22 kişi arasında bulunan 3 yaşındaki Serkan Erdem’in bedeni kurşunlanmış fotoğrafı terörün acımasız yüzünü dünya kamuoyuna gösterirken, Abdullah Öcalan bu katliamdan sonra “bebek katili” olarak hafızalara kazındı. 

*

Sivil halka yönelik ilk eylemlerine 1987 yılından itibaren başlayan, köy baskınlarda yaşlı, kadın ve çocukları katleden teröristlerin, özellikle kundaktaki bebekleri kurşuna dizmesi hafızalarda derin iz bıraktı. 20 Haziran 1987 ‘de PKK’lı teröristlerin saldırısı sonucu Mardin’in Ömerli ilçesindeki köy korucusu ailelerin yoğunlukta olduğu Pınarcık köyünde 16’sı çocuk 30 kişi öldürüldü. 18 Temmuz 1993’te Van’ın Bahçesaray ilçesindeki Sündüz Yaylası’na baskın düzenleyen PKK’lı teröristler,14’ü çocuk 24 kişiyi katletti. PKK, saldırılarını kırsalda sürdürdüğü dönemde şehirlerde de kanlı eylemler gerçekleştirdi.

Diyarbakır’da 3 Ocak 2008’de askeri servis aracının geçişi sırasında bir dershane önünde bomba yüklü aracın patlatılması sonucu 6’sı öğrenci 7 kişi yaşamını yitirdi. Saldırıda, aralarında öğrencilerinde bulunduğu73 kişi yaralandı. İstanbul’un Bağcılar ilçesinde 8 Kasım 2009’da belediye otobüsüne terör örgütü mensuplarınca molotofkokteyli atıldı. Saldırıda, evine giden 17 yaşındaki lise son sınıf öğrencisi Serap Eser, otobüste çıkan yangın sonucu alevler arasında kaldı ve hayatını kaybetti.

Kronolojiye şöyle bir göz atarsanız, PKK’nın sivillere yönelik yaptığı saldırıların haddi hesabı yok. Bedirhan bebek son kurban oldu, bir süredir ortalık sessiz sakin diyorduk, artık terörün beli kırıldı diyorduk. Su uyur düşman uyumaz, baharda istediği eylemlerine Güneydoğu’da ne de Karadeniz’de gerçekleştiremeyen örgüt bundan sonraki eylemlerini güvenlik güçlerinden ziyade savunmasız sivillere gerçekleştirecek belli. Yüksekova’daki saldırı, örgütün merkez komitesinin bundan sonraki stratejisi budur mesajını veriyor aslında. Kışa doğru çetin günler bekliyor bizleri, terörün artacağı, kan ve gözyaşının dinmeyeceği günler artacak gibime geliyor. Aman dikkat aman, millet olarak el ele verelim sakin olalım, en ufak kıvılcımda yanıp tutuşabiliriz.

Ruhları şad olsun Nurcan Anne ve o güzel gözlü bebeği Bedirhan’ın…

Yaralı Mehmetçik Serkan Karakaya’ya Allah intikamlarını almayı nasip etsin,

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.