İnsanoğlunun olduğu her yerde fikir ayrılıkları olur.
Siyasi parti üyelerini bir araya getiren ortak amaçlar söz konusu olsa da, bazı çekişmelerin yaşanması kadar doğal bir şey yoktur.
Herkes ben daha iyi yaparım, ben daha iyi yönetirim, benim yöntemim daha doğru diyebilir.
Eğer bu durum içinde bulunduğu kişiyi partisine, ideallerine ihanet edecek noktalara kadar vardırmamış ise verilen birlik mesajları sonrası bir araya tekrar gelinebilir.
MHP'de bir dönem yapılan birlik ve beraberlik çağrısıyla Ümit Özdağ partiye tekrar katılmış, MYK üyesi, milletvekili, hatta genel başkan yardımcısı bile olmuştu.
Olmuştu olmasına ama yaşanılanlar Ümit Özdağ'ın elinde hançeri ile fırsat bekleyen bir kişi olduğu gerçeği ortaya çıkardı.
***
Genel başkan yardımcısıyken geçirdiği bir operasyon sonrası gazetemiz yazarlarından Yıldıray Çiçek ve İsmail Özdemir, Ümit Özdağ'ın partide bulunan makamına geçmiş olsun ziyaretine giderler.
Ümit Özdağ o gün enteresan cümleler kurar.
Mesela "2005 yılında Sayın Genel Başkanım bana bir oda, bir makam verse, gel Ümit şurada çalış dese hiçbir mesele olmaz, hatta beni bitirirdi" der.
Yıldıray Çiçek ve İsmail Özdemir odasında çıktıktan sonra, "Sayın Genel Başkan dün oda vermedi ama bugün o odadayım, beni bitirdi" diye kendine dert edindiğinden mi yoksa birileri istifasından aylar sonra gerçekleşen darbe teşebbüsü hakkında kulağına bir şeyler üflediğinden mi istifa eder gider?..
Değerli ağabeyim Yıldıray Çiçek bu konuyu defalarca kez köşesinden yazdı.
O gün aralarında geçen sohbette Ümit Özdağ'ın söylediği "Bu dönem çok farklı bir dönem, başka bir döneme benzemiyor" sözüyle ne kast ettiğini, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında oluşan şüpheleriyle birleştirip sorular yöneltti.
Ümit Özdağ'ın kurduğu bu cümle üzerinde durulması, onunda bu sorulara doğru düzgün cevap vermesi gerekmez mi?
Çünkü bu adam Mümtazer Türkönen'in kankası, Emre Uslu'nun değerli hocası…
Mümtazer Türkönen'in evinde kapı arkasında saklanırken yakalandığı kişiye "Nolur beni burada gördüğünü yazma" diye yalvaran, Emre Uslu'ya 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü'ne ait dergisinde yazılar yazdıran adam…
Bu kişiler darbe olacağı kulağına üflemiş olamaz mı?
***
Defalarca kez sorulmasına rağmen o gün bahsettiği "farklı dönemle" ilgili kast ettiğinin ne olduğunu bir türlü cevaplamadı.
Çünkü adam çok meşgul…
Son dakika atladığı değişim vagonu…
Tellere tırmanıp sergilediği performanslar…
Her fırsatta MHP'yi ve Liderini hedef alan açıklamalar…
Üyesi olmadığı partinin genel başkanlığı için ümitlenmeler…
TSK'yi hedef alan açıklamalar…
CHP adına mecliste söz almalar…
CHP milletvekillerine MHP'yi şikayet eden mektuplar…
***
Hoca değerli büyüklerim Yıldıray Çiçek ve İsmail Özdemir'in kendini ziyaretinde kurduğu laflardan sonra yerinde duramıyor.
MHP'yi ele geçirme çabalarına, şimdi de CHP'ye yanaşmalar eklendi.
Ne diyelim Allah sonunu hayır etsin…
***
Mecliste CHP adına söz alması, CHP milletvekillerine MHP'yi şikayet etmesi sonrası "acaba CHP'ye mi geçecek" sorusunu soruyoruz da…
Suriye sınırında kahramanca mücadele eden Türk Ordusunun acizlikler içinde olduğunu dillendirdiği basın toplantısının IŞİD başta olmak üzere terör örgütü PKK'yı da sevindirdiğini, moral olduğunu atlıyoruz.
Hem Ümit Özdağ değil miydi dün Sezgin Tanrıkulu gibileri partilerine alıyorlar diye CHP'yi eleştiren…
Bugün hangi yüzle MHP'yi CHP'ye şikayet ediyor, onlardan ümit bekliyor…
Ümit Hoca o yüzden sen boş ver CHP'yi, sen en iyisi mi HDP'ye geç…