Evvel evvel iken, deve tellal iken, kırat berber iken…
O cennet gibi üç yanı derya ülkede başkent Angora’da troller anasının beşiğini tıngır mıngır sallar iken ip koptu, beşik devrildi. Ablası kaptı maşayı, abileri kaptı meşeyi, döndürdüler dört köşeyi. Vardık bir pazara. Bir at aldık dorudur diye, binelim dedik, at bir tekme salladı trollere geri dur diye…
Neyse efendim, dedik ya ülkeyi yöneten “gaz lambası” sembollü Beyaz Fırka, Şam’da kayısı peşindeyken çuvallayınca memleketin başı derde girmiş, hudut boylarında eski eşkıya Ermeni soylu Abdılla’nın haramileri bela saçar olmuş…
Bozkurt Fırkası’nın Reisi onları defalarca uyarmış ama dinleyen kim?
Dedikleri bir bir vuku buluyor, hep haklı çıkıyormuş ama Bozkurt Fırkası’nın Türkmen beyi rahatsızlanıp hekimlerin tavsiyesiyle ameliyat olmak zorunda kalmışşşş…
Kaledeki tahta göz diken bozkurt kılıklı tıfıl kırmızı tilki ile Çilli bacının Ahu kadın, gizliden gizliye hazır “baş” yokken, etrafına topladığı trolleriyle fırıldak üzerine fırıldak çevirmeye koyulmuşlar.
Devir şaşaa ve debdebe devri ya, lüküs hanlarda bazı bozkurtlara aşlar ikram ederek beyin yıkayıp kadıya vermek için ellerinden arzuhal alırlarmış.
Her hafta camlı seyir kutusunda bol bol mülakatlar yapıyor, fezadan peyklerle neşriyat yapan ağlardan trollerle bütün bozkurtların kafasını karıştırıp kaledeki reisin yaşlandığını, yorulduğunu, iktidar olamayacağını yayıyor, matbuatta danışıklı dövüş misali sorular sordurup bozkurtların gönlünü okşayacak cevaplar veriyormuş. Zaten Beyaz Fırka’nın desteği yanındaymış Ahu kadının…
Allem kallem, şimşir kallem, kadın deyip geçmeyin, Çilli bacının yaman bir çırağıymış Ahu kadın. Onun devr-i iktidarında Dâhiliye vekili iken, Sağar diye bir asayiş müdürüyle epey macera yaşamışlar Vekâlette… Adı o zaman ünlenmişmiş…
Gel zaman git zaman Çilli’nin saltanatı bitince, Atlı Fırkanın umumi reis yardımcısı olmuş. Taaa o devirde, Özgürlük Gazetesi muharriri Ertuğrul, Balarısı Fırkasının vekili Güneş ve bir kadının “kasetleri”nden bahsettiğini herkes bilir.
Masal bu ya, Ahu kadın, “Çocuğumdan bile çok seviyordum” dediği Çilli bacının kocası ile vekil adaylarından bolca cukka topladığı bile çok konuşulmuş.
Zamanla Çilli ile ipleri koparmış. Şimdi Bozkurt Fırkasının liderine karşı adaylığını ilan ettiği gibi Çilli’ye karşı Toptan abisini desteklemiş, rüyası yarım kalınca da ver elini Fazilet deyivermiş!
İslambol şehremini Faziletçi Ali Müfit’in yanında rozetli pozlar vermiş, o sıralarda Fazilet Fırkası’nda Abdullah efendi ile Recep Ağa bayrak açmışlar, gömlek değiştirip fırka kurmaya soyununca yanlarında yer almış…
Matbuatta boy boy güle oynaya fotoğrafları çıkıyormuş. Hem darülfünun hocası ve hem de çok sempatik bir hatun olduğu için yenilikçi Faziletçiler onu pek sevmiş. Kuracakları Beyaz Fırkanın kurucuları arasında olacağı sırada nereden ilham geldiyse koşa koşa Ülkücü Bozkurt Fırkası’na gidivermiş!
Ahu kadın, Bozkurt kalesinde Reis’in elini öpmüş, ferman dilemiş. “Abim bozkurt, ben de asenaydım zaten” demiş, “Çok reyim var” demiş, İslambol’dan şehremini adayı olmak istemiş, Türkmen beyi de “Hadi bakalım görelim” demiş amma o seçimlerde 173 bin rey alabilmiş… Ondan sonra aday olan bozkurt Ahmet Turgut ise 348 bin rey alarak Ahu kadını utandırmış!
Bozkurt Fırkası reisi Türkmen beyi bu sefer İslambol’dan vekil adayı yapmış, seçilmiş sonra ona önemli vazifeler vermiş.
Gel zaman git zaman ülkede bir sarıksız hoca ünlenmiş, etrafına bir sürü hayran toplamış, iktidar bir dediğini iki etmez olmuş, Ahu kadın da arada onunla görüşür, elini öpermiş meğerse…
Sarıksız hoca, her şeye burnunu sokmaya, önüne gelenden baç almaya başlayıp saltanattakileri hazinden altın çalarken yakalayınca işler karışmış.
Beyaz Fırkanın reisi, herkese savaş açıp sarıksızla işbirliğine heveslenenleri derdest etmeye başlamaz mı? Al sana belaaa!
Herşey iyi gidip dururken seçim gelmiş, Bozkurt Fırkası aldığı oylarla saltanatı sallamış, ama hiçbir fırka iktidar olamıyormuş, Türkmen beyi katrilyonluk saraya yerleşen Topçu’nun bütün tekliflerine hayır deyip halkın iradesine başvurmaya karar vermiş…
Vermişi amma, memleketin ne kadar hayını, arzısı uğursuzu varsa sarayın efendisine kul köle olmuş camlı seyir kutusundan Türkmen beyini kötülemeye, Bozkurt Fırkasını düşman göstermeye kalkmışlar.
Bozkurt kalesinin Reisi, sarıksız hocayla alaveresini duyduğu Ahu kadını aday göstermeyip saf dışı edince, her şey allak bullak olmuş!
Bir zamanlar Çilli bacıya bayrak açtığı gibi Türkmen beyine de bayrak açmış, eee neylersiniz, can çıkmayınca huy çıkmazmış!
“Bana ne, ya başvekil olacağım ya da nine! Bana ne, bana ne!” diye tutturmuş.
Zaten tetikte bekleyen bozkurt kılıklı tıfıl kırmızı tilki ile Bizans entrikalarına başlamışlar… Vay sen misin bizi aday göstermeyen? Aday olup kendi şehrinden seçilemeyen başka bir bozkurtu da gaflete düşürüp yanlarına alarak düşmüşler yola…
Var varanın sür sürenin, şehir şehir dolaşıp bozkurt ileri gelenlerinden kadıya vermek için arzuhal almaya, camlı seyir kutusu ve matbuatta Türkmen beyine saldırmaya başlamışlar.
Bozkurt kılıklı tıfıl, “Bozkurt meclisini topla, kenara çekilip üst katta onursal başkan ol” diye sloganlar atmaya, çevresine topladığı trollerini de Türkmen beyini sevenlere küfür yağdırmaya başlamış.
Sallaya sallaya başları dönmüş, konuşa konuşa dilleri tutulmuş, bir tıfıl, bir Ahu kadın camlı seyir kutusundaymış… Allem kallem, şimşir kallem derken 500 arzuhal toplayıp Türkmen kalesine yollamışlar, “Tez elden meclisi topla, yaşlandın, yoruldun, çekil” diye ferman buyurmuşlar…
Eee Mevla neylerse güzel eylermiş, Türkmen beyi hekimlere tedavi olup bir güzel dinlenmiş ve fişşeeek gibi Bozkurt kalesine dönmüüüşşşş…
Yine fermanını yayınlamış: “Meclis 2018’de!”
Bozkurt kılıklı tıfıl ile Ahu kadın küplere binmiş, bu defa arzuhal yazıp kadıya gitmiş…
Masal bu ya, ülkenin arşivleri varmış… “Reis” sevdalısı muharrirler, arşivden ha bre belge yayınlamaya başlamış. Hele bir bakın neler varmış neler…
Sağda solda “Türkmen beyi başımızda kalırsa baraj altı kalırız” diye yayan Ahu kadın, etrafına “Bozkurt Fırkasının baraj sorunu yok” dermiş! Kendisi “baş olursam iktidar oluruz” dermiş! “Soldan bile rey alırım” dermiş, yaaa!
Bir ara Haçlı Washingtonlularla görüşmüş, yanında Sırım mı ne biri varmış, adam bitirimmiş! Allah Allah, fırıldağın bini bir para!
Fezadan peyklerle neşriyat yapan ağlarda bozkurtlar ayaklanmış… Kimi başımız Bozkurt soylu olmalı dermiş, kimi başımızın hayatında kırıklık olmalı dermiş, kimi çıraklığını yapmadığı bir davanın ustalığına soyunmamalı dermiş, kimi bağımsız, bağlantısız olacak dermiş…
Bozkurt kalesindeki Türkmen beyi ise hepsini dinlerken ve Beyaz Fırkanın ülkenin başına açtığı belalara derman olmak için beyanat vermekle meşgulken bırakıp geldik…
Masal masal maliki, kuyruğu var on iki… aman karışmasın!
Kadı efendideki arzuhaller ne olmuş dersiniz?
Masal bu… Tepsiler dizi dizi… Ahu kadın bekle bizi… Adresi iyi yaz ki, kolay bulalım sizi… Kadıdan sonuç bekleyelim hele…
Ve üçler yediler kırıklar aşkına, Bizans entrikalarından Tanrı Türkü ve Bozkurt kalesini korusun!