Devlet, laik, sosyal, üniter bir hukuk devleti…
Anayasası, ilgili kanun ve yönetmelikleri var.
Kılık kıyafet kanunu var.
Eğitim kanunu var.
Siz 15 yılda 6 eğitim bakanı değiştirmişsiniz…
Her bakan eğitimle ayrı yoğurt yemiş…
Eğitimin “millî”liğini bırakmamış, mile çamura bulamışsınız…
Kadrolaşıyoruz diye sarı sendika bile üretmişsiniz.
Milli bayram falan koymamışsınız…
“Andımız”ı kaldırmışsınız.
Becerseniz Gençliğe Hitabe’yi de kaldıracak, İstiklal Marşı’nın bestesini bile değiştirecektiniz.
Sayenizde okullarımızda eğitim yerlerde sürünüyor.
Siz hep başörtüsüyle, öğrencinin, öğretmenin başını örtmesiyle uğraştınız.
Ders kitaplarını bedava veriyoruz diye yola çıktınız, dağıttığınız kitapların hepsini FETÖ yazıp basıyormuş, şimdi sınıflarda kitap yok!
İmam-Hatiplerle yatıyor, imam-hatiplerle kalkıyor, “dindar nesil”den bahsedip duruyordunuz…
Çoğu bilmem ne cemaatinin, tarikatının arka bahçesi olup çıktı.
AKP’nin il ve ilçe teşkilat toplantılarına ve mitinglere katılan İl ve İlçe Milli Müdürlerinin pervasızlığını da gördük.
O kadar pervasızdılar ki, AKP’nin militanı gibi çalıştıklarını gazeteler sık sık haber yaptı.
Kanun, yönetmelik işlemiyordu bu ağalara…
Çocuklarımızı saç-sakal, yaka bağır darmadağınık kıyafetlere soktunuz.
Disiplin, eğitim, beceri hak getire…
Memurlara inanç hürriyeti maskesiyle yeni tezgâhlar peşindesiniz.
Badem bıyıklı sarı sendikanın desteklediği kıyafet yönetmeliği, saça sakala, kot pantolona bile izin veriyor.
AKP’nin Milli Eğitim kadrolarına atadığı yandaşlardan Burdur Milli Eğitim Müdürü, Facebook’ta “süslenerek evinden çıkan kadının erkeklerin şehvetini tahrik ettiğini, zina yapmış sayılacağını” yazacak kadar yobazlığa batmıştı.
Bilecik’te “Başörtülü ilk Milli Eğitim Müdürü” diye reklamı yapıldı bir yandaşın…
Yandaşları ise fes giymeye özenip kravatı gâvur icadı sayıyor, oysa fes dediği bir Yunan serpuşudur!
Devlet memuru, örnektir.
Kılığı kıyafeti, toplum içindeki davranışları ve yaşayışı ile topluma örnek olmak, Cumhuriyeti temsil etmek durumundadır.
Başbakan Binali Yıldırım’ın onayını bekleyen yeni kıyafet yönetmeliğinde kravat zorunlu olmaktan çıkıyor, kadın memurlar için ise kot yasağı kalkıyor. Erkekler saç ve sakal uzatabilecek, top sakal bile bırakabilecekmiş.
Eğitimcilerimiz buna tabi olamaz, eğitimci örnek olmak, Cumhuriyet öğretmeni olarak kıyafet giymek zorundadır.
Zaten eğitimcilerin haliçler acısıdır.
Bu ülke günden güne garip bir hale geliyor.
Mahkemede “Kravat ve traşla” katillere “iyi hal” indirimi uygulayan devlet, memurlarının saç sakal, kıyafet yönetmeliğini kuşa çevirdi, resmi daireler, okullar panayır yeri gibi…
Eğitimi bırakıp onun bunun yalakalığına soyunan şuursuz bir okul müdürünün Andımız’ı okutmama rezaleti işin suyunu çıkardı.
Milli eğitim dingonun ahırına dönmüş anlaşılan…
O müdürünün saçına başına bakınız, rock müzisyenleri gibi..
Başımıza 15 Temmuz belaları bu şuursuzlar yüzünden gelmektedir.
Oysa eğitim disiplindir!
Nizamdır, programdır…
Hapçı kılıklı biri kalkmış çocukların Andımız’ı okumasına engel oluyor!
Mesele eğitime “milliyetçi bakışla” bakmak lazımdır.
O densize MHP lideri Bahçeli gereken cevabı vermiştir zaten:
“İzmir Karşıyaka’da işgüzar ve densiz bir okul müdürü çıkmış Andımızı okuyan çocuklara, “dingonun ahırı mı burası” diyor? Soruya bakar mısınız? Söz konusu müdür kendisini ahırda hissedebilir, bence mahsur yoktur. Ancak çocuklarımız okuldadır, Andımızı Türkçe okumak istemektedir.”
Türkiye, Türklerindir ve Türk çocukları “milli” bir eğitim beklemektedir…
Bizim çocuklarımız yarış atı değil…