EY Y-CHP, NEREYE BU YOLCULUK?

Deniz ÖZKÖK

Sıkıştıkça “Atatürk’ün partisizyiz!” der ama Atatürk milliyetçiliğinden haberi yoktur.

Sıkıştıkça “laiklikten” söz eder ama mezheplerin partisi olmuş haberi yoktur.

Sıkıştıkça “halkçılık” der ama ondan “PKK seviciliği”ni anlar…

Özellikle Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında CHP, “Y-CHP” olalı beri, hangi yola düştüğü, kimin değirmenine su taşıdığı belli değil…

15 Temmuz akşamı orada burada ortamı koklayanlar, demokrasi kralı kesiliveriyor.

Y-CHP’nin tipik travması…

FETÖ için istediğinin onda birini PKK/HDP için gösterse alkışlayacağım…

Milletin çocuklarını zehirleyen PKK’li öğretmenlere sahip çıkan Y-CHP…

Hastanelerde Mehmetçiği zehirleyen PKK’li sağlık personeline sahip çıkan Y-CHP…

Binmiş bir alamete, gidiyor kıyamete…

Yalnız kendisi gitse iyi, milleti de sürükleme derdinde…

Partide ne ararsa var…

PKK’lisi, Perinçekçisi, Saraycısı, dincisi, liberali…

Ermeniyi, Romanı, Yahudiyi aday gösterince demokrasiyi geliştirdiğini sanır.

Ama meşhur “ulusalcılar”ı kapı dışında bırakırlar!

Muhalefet partisi olarak MHP’li Bahçeli’ye “Başbakan ol” derler…

Seçimde MHP’ye destek yerine HDP’ye oy verirler.

Bol bol “10. Yıl Marşı” söyletip Türk milliyetçiliğini faşizm sayarlar.

Koşa koşa Saray’a ilk giden onlardır, arada bir asar keserler…

Yeni yargı yılının Saray’daki açılış törenini boykot etmek huylarıdır.

Sonra MHP’yi AKP’ye baston olmakla suçlayan onlardır.

“MHP, AKP’ye selektör yapıyor” diye sızlanan onlardır.

“Yenikapı ruhu”na kezzap dökmeğe kalkan onlardır.

Amblemi “altı ok”un biri “devletçilik”tir ama devleti değil, adamları kutsarlar…

Karşı darbe psikolojisini pompalamaya bayılıyorlar.

TV kameraları önünde şehit ailesi ziyaret ederler…

Sabahtan akşama kadar PKK propagandası yapan TV’lerin kapatılmasını protesto etmekten zevk alırlar…

Genel Başkan Yardımcıları PKK’li TV’yi ziyarete gider…

FETÖ’cü bazı gazetecilerin tutuklanmasını demokrasi ayıbı sanırlar…

Suriye sınırında inceleme yapmaya gider, davullu zurnalı sofraya otururlar…

Dil Bayramı etkinliklerine katılır, “tek dil” demezler..

OHAL’e oy verip hükümetin KHK’lerini AYM’ye götürmeyi severler…

PKK’li belediyelere kayyum atanmasına karşı çıkarlar…

“Zaman” gazetesine kayyum atandığında “hukuki ihlal” diye sızlanırlar…

            Y-CHP’nin vitrinindeki isimler, sanıyorum CHP’nin tabanını ürkütüyor.

Diyarbakır’da “Biz eski CHP değiliz. 1930’ların, 1940’ların CHP’si değiliz!” diyen bizzat Kılıçdaroğlu idi.

Atatürk’ün partisinin başındaki adam “Dersim için devlet özür dilesin” diyordu.

“Kefere Kemal” diyebilen birini partiye idareci yapan da oydu.

Y-CHP’nin işi kendi gözündeki merteği görmeyip başkasının gözündeki çapakla uğraşmak…

Hep laf üretir, icraat gösteremezler zaten… Bakalım bu yolculuk nereye varacak?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.