Ne ulkucumedya.com’da, ne de yazılarımızda hiç ailelerinize, şahsınıza ait iki çift lafımız olmadı.
Böyle bir tavır ne insanlığımıza ne de Ülkücü tavrımıza yakışmaz, bilirsiniz!
Üstelik;
Ülkücü, Ülkücüye hakaret eder mi hiç?
Ülkücü Ülkücünün kardeşidir değil mi?
Ülkücü Hareket’in siyasi organı MHP’de “parti demokrasisi” olmalıdır, değil mi?
Yarım asırlık partimizin hem programı hem vizyonu da vardır herhalde, değil mi?
Sizler, onca haber siteleri ile muhaliflerinize karşı bombardımana girişeceksiniz…
Ballı gazete ve televizyonlarda her hafta sırayla “koltuk” uğruna hem seçilmiş genel başkanı hem de görevdeki seçilmiş yönetime demediğinizi bırakmayacaksınız…
Sizler, hakkınızdaki her haberi ve yazıyı trollerinizle hakaret yağmuruna tutacak ve siteleri mahkemelere vereceksiniz…
Memleketin dört yanında Ülkücü üst kurul delegesi avına çıkacaksınız…
Bu arada birbirinize üstünlük sağlamak için olmadık hamleler yapacak ve sonra da şikâyetçi olacaksınız…
Sadece siz haklı olacaksınız, bunca yıllık emek, gayret, enerji sarf etmiş lidere, sanki Türkiye’nin içinde bulunduğu konjonktürü bilmiyormuş gibi, olmadık suçlamaları, seçim yenilgisini yükleyeceksiniz…
İletişim çağında hiçbir şeyin gizli kalamayacağını bile, “hakikatler”i açıklayanlara adamlarınızla saldırıp haber kaynaklarını kapattırmaya kalkacaksınız…
Hürriyet, demokrasi, kardeşlik, şeffaflık, iktidar, başbakanlık lafları edip bırakın yabancı gazeteci ve haber sitelerini, Ülkücü yazar ve siteleri mahkemeye vereceksiniz, iftira gibi şahıs ve ailelerinize hakaret ettiğini beyan edeceksiniz…
Hiçbir şey olmazsa, şu yüzde 12’lik “kemik Ülkücü irade”ye saygı duysaydınız da, azıcık sabırla delegenin sesine kulak verseydiniz…
Hiç olmazsa, sizi eleştiren Ülkücü yazar ve sitelere, size sordukları sorulara yiğitçe cevaplar verip anlatma cesaretini gösterseydiniz…
Hiç olmazsa, bizleri beğenmiyorsunuz madem ki, çıktığınız kanallarda Ülkücülere seslenip her sorularına açıklama yapsaydınız…
Olmadı.. Yapamadınız…
Yaban denizlerde yıkanırken kaptığınız “gizleme”, montaj-dublaj hikayelerine saptınız.
Dün Yıldıray Çiçek yazmış; “’Hayır’ları Haklı Çıkan MHP” diye… Hiç mi memleketi düşünmez, hiç mi bir-iri-diri olacağımız bir devirde bir türlü toplanamayan 300 delege ile kurultay çığırtkanlığında ısrar edersiniz?
Tam iki aydır, 250-500-600-300 imza zikzağında MHP kitlesinin beynini karıncalandırdınız, ya gidip dayanın genel merkezin kapısına ya da susun artık!
Zafere bu kadar yakın, delegenin ve MHP tabanının çoğunluğuna bu kadar güvenen insan, sözde bu bayrak yarışında karşısına çıkan Ülkücü kardeşlerine zulm etmeye, mahkemeye vermeye, hakaretler yağdırmaya kalkar?
Bu ne yaman bir çelişki ve aldatmacadır beyler?
Hangi yolu, hangi hileyi, hangi alavereyi denerseniz deneyin, arkanızda hangi güçler olursa olsun, “güneş, balçıkla sıvanmaz” beyler!
Bu memleket bir Cumhuriyet ve bu ülkede hukukun gereğini yapan hakimler hala vardır, yarın da mutlaka olacaktır…
Biz önce Allah’ın takdirine, sonra yüce Türk milletinin sağduyusuna ve Ülkücü Hareket’in sağlam karakter ve tahlillerine hep inandık…
Bu meydanları sizin beyin yıkama ve algı operasyonlarınıza bırakmayacağız!
Bizi üç beş gün okuyucu kitlemizden koparmakla hata ettiniz, kaybettiniz…
Kesilen sakal daha gür çıkar, hukukun iletişime açtığı ulkucumedya.com’un yarın nasıl patlayacağını göreceksiniz beyler!