CNNTürk’te Murat Yetkin, 3 adayın da genel başkan olmak için yarıştığını belirterek MHP’de değişiklik olmayacağını ama terör konusunda MHP tabanının AKP’ye kaydığını söylüyor.
O 3 aday da, Ülkücü Hareket’i kendi hırsları için kullanıyor, delegenin imzası için “birlikte” görünüyor.
Üçünün de ayrı hedefleri var, “dava” için bir adayda birleşmez.
“Koltuk” ihtirasları, “evimiz” dedikleri partiye delege imzalarını teslim etmek için kendilerinin gelmesine bile engel olduğuna göre “parti” de umurlarında değil!
Taraftar ve sempatizanlarının diğer ülkücülere pervasızca saldırmasına, ağza alınmayacak küfürlerine, sağlık problemi yaşayan mevcut lidere hakaretler yağdırmasına bir çüş diyen bile çıkmadı…
Ak troller gibi “ölse de kurtulsak” diyen beyinsizlere tepki bile göstermediler.
İşte zaman içinde oraya buraya kayacak olanlar bu kitledir.
Hatta amaçlarına ulaşamazlarsa, bir aday hariç, diğer ikisinin başka denizlere trolleriyle birlikte açılacağını tahmin etmek zor değil!
Gelelim AKP’ye destek veren MHP’lilere…
Gazeteci Yetkin’in “Taban” dediği Ülkücüler değil…
“Taban” zaten yüzde 12’lik kemik kitle olarak durdukları yerdeler…
“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” düsturuyla, sadece AKPye değil, her hükümete vatan-millet-devlet menfaatine destek vermekte sakınca görmez Türk milliyetçileri. Başbuğ da, Bahçeli de aynı yoldaydı.
İktidara yürüyen bir hareketin bünyesine milletin her katmanından katılım olması, zaman içinde bunun iniş çıkış göstermesi siyasetin cilvesidir.
Ülkücüler, “kutlu dava”nın hedefine ulaşması yolunda siyasi kuruluşu olan MHP dışında istiklal ve istikbal aramaz!
Ülkücü, Ocaklarda filizlenip meyveye durur, MHP’de devletin idaresine talip olur!
Eğer…
Ülkücüler, kah idamlık Ülkücünün mektubunu timsah gözyaşları ile okuyup kah “kandan beslenen kafatasçılar” diyenlere omuz verecekse gaflete düşmüş demektir.
Ülkücüler, “Zeytin ağaçları yerine İslama uygun helal ağaçlar dikilmelidir” diyen o zihniyetle inanç birlikteliği buluyorsa bir virüs içimize girmiş demektir ki vah halimize!
Eğer…
Ülkücüler, AKP’nin ikiyüzlü HDP/PKK dostu politikasını destekliyorsa bu iş bitmiş demektir!
Ülkücüler, terördeki kirli pazarlığın “Başkanlık”a çıktığını bilmiyorsa şuuru çökmüş demektir!
Eğer…
Ülkücüler, Güneydoğu’yu PKK’nin silah deposu haline gelmesini AKP’nin sağladığını anlamıyorsa bu hareket tükenmiş demektir!
Ülkücüler, Dolmabahçe mutabakatını hatırlamıyorsa hafızasını yitirmiş demektir!
Eğer…
Ülkücüler, hırsızların mesken tuttuğu bir partiye destek verecekse “Devlet başa kuzgun leşe”, “kan kusup kızılcık şerbeti içtik” lafları çöpe gitmiş demektir.
Eğer…
Ülkücüler, binlerce insanın katili ile masaya oturanlarla, beş bin Ülkücü şehidin kanının üzerinde özerklik-başkanlık alışverişine girişenlerle ortak payda bulabiliyorsa bu dava bitmiş demektir!
“Tek millet, tek vatan, tek bayrak, tek dil” diye yeri göğü inletip Türk milleti uğruna ölümü göze alanlar, bu milletin istikbali ve yegâne ümidi Ülkücü Hareket, asla bunlardan biri değildir…
Deniz, göl, ırmak gezip duranlara, ikballeri uğruna kılıktan kılığa girenlere, beslenip büyüdükleri ocağa nankörlük edenlere uğurlar olsun!
Türklük şuur ve İslam ahlak ve faziletinden mahrum devşirmeler geldikleri yere mutlak dönerler… Bıraktıkları enkazın ne altında kalırız ne de azalırız!
Büyük dava ve hareketler her zaman safra atar!
MHP, bir bey ve 40 bozkurt ile de olsa Türkiye Cumhuriyeti’nin teminatıdır…
Türk, yeryüzü ve tarihten silinmedikçe bu dava yol alacaktır!