Ülkücüler “Ülkücü gibi düşünmek” birbirlerine karşı daha sevgili ve saygılı olmak zorundadır...
"Töre ve adabın olmadığı yerde Ülkücülük olmaz!.. Büyük küçüğü sevecek, küçük büyüğü sayacaktır!”.. “Ülkücü gibi düşünmek” böyle bir şeydir. Ahmet Hakan böyle düşünemez. Sabahattin Önkibar bunu bilmez. Ülkücülerin bölünerek kavga etmesi, hiç bir Ülkücünün kabul edemeyeceği bir cinnet halidir. Ortalık durulana, olay anlaşılana kadar, ortada cinayet bile olsa, asla kendi Ülküdaşından taviz vermez!..
MHP liderinin belirleneceği yer, holding, cemaat veya havuz medyası değil, her türlü etki ve baskıdan uzak, “Ülkücü iradeyle” toplanacak olan MHP Kurultaylarıdır. Kendine güveni ve iddiası olan Ülkücünün, adap ve usul çerçevesinde Kurultaya hazırlanması da geleneği henüz oluşmamış, demokratik bir haktır...
Türk Milliyetçiliği, Türk Milletine karşı beslenen derin sevgi, bağlılık duygusunun, müşterek bir tarih ve müşterek hedeflere yönelme şuurunun ifadesidir. Türk Milliyetçiliği insanî duygularla beslenen bir anlayıştır. Türk Milliyetçiliği kin ve garazı esas almayan, sevgiyi esas alan bir düşünce tarzıdır. Milliyetçilik; milletini sevmek, vatanını sevmek ve milletinin tehlikelere karşı korunması için her fedakârlığı göze almak duygusu ve düşüncesidir.
Türk Milliyetçiliği bütün Türkleri kardeş sayan bir düşüncedir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan ve kendisini Türk milletinin bir mensubu kabul eden herkesi kardeş sayan bir düşünce ve görünüştür.( burada, ülkücüleri ellerinde mezurayla ölçüm yapan, ülkücülerin milliyetçiliğini kafatasçılık, ırkçılık, ayrımcılık olarak nitelemeye çalışanların Sözlerini hatırlatma ihtiyacı hissettim, sadece bilgi olarak araya giriyorum) devam ediyoruz.. …
Milliyetçilik, Türk milletine karşı beslenen derin sevginin ifadesidir. Kalbinde başka bir ırkın gururunu taşımayan ve kendisini samimî olarak Türk hisseden ve Türklüğe adayan herkes Türk'tür. Biz; Türk milletine mensup olduğumuza göre, bu milletin içinden çıkmış insanlar olduğumuza göre, elbette ki kendi milletimize karşı derin bir bağla bağlı olacağız ve bu milletin yükselmesi için, bu milletin haklarını daima her çeşit tesirlerden uzak, her şeyin üstünde bulundurulması için çalışmayı görev tanıyacağız. İşte bu sebeplerden dolayı bizim milliyetçiliğimiz, Türk milletine karşı duyulan derin, köklü bir sevgi ve Türk milletinin içinde bulunduğu müşkül durumdan bir an önce, en modern uygarlığın en ön safına geçirilmesini sağlamak duygusundan kuvvet alır.
Milliyetçiliğimiz başkalarına karşı kin, garez duygularıyla beslenmez. Demek ki, Türk milliyetçiliği, Türk milletine karşı duyulan derin sevgi, bağlılık ve onu güç durumdan, baskıdan uzak, şerefiyle yaşayan, müreffeh, mutlu ve modern uygarlıkta en ön safa geçmiş bir hâle getirmek isteği ve bu isteğin yarattığı duygudur. Birinci prensibimiz olan milliyetçiliğimizin özet olarak tarifi budur”