Ermeni güçlerinin saldırısı karşısında Azerbaycan ordusu cevap veriyor. Azerbaycan, Ermenistan karşısında savunma dönemini sona erdirmiştir.
Bu savaş durduğunda Azerbaycan işgal altındaki topraklarını geri alıncaya kadar Zengezur koridorunun açılması ile sona ermelidir.
Türkiye ve Azerbaycan için durum farklı değildir. Toprakları işgal edilmiş olmasına rağmen, BM’in 4 kararında Azerbaycan’ın haklı olduğu, Ermenistan’ın işgal ettiği Dört il ve Dağlık Karabağ'dan çekil demesine rağmen çekilmeyen, vekalet anlayışı ile kuşatma planları yapmaktan daha da ileri giderek; yeni Azerbaycan topraklarını işgal etme planı gerçek olacak zannıyla, saldırılar başlatan Ermenistan, Azerbaycan tarafından gerekli cevabı aldı. Alacaktır.
Gerekli cevabı vermek yerine, Azerbaycan savunmada kalsaydı, ne Dağlık Karabağ kurtarılır ne de diğer bölgelerdeki işgal sona erecektir. O nedenle bunu gören Azerbaycan devleti gereken cevabı verdi., Ermeni işgali altındaki bölgelere bakışını değiştirmesi, savaşı Ermenistan’a doğru taşıması gerekiyor. Azerbaycan bunu yapacak güç ve kararlılıkta diye düşünüyorum.
Eğer yukarıda söylediğim gibi Ermeni işgali altındaki toprakların tamamını geri almadan Nahçıvan bağlantısı olan Zengezur yolu bağlantısı açılmadan şu veya bu nedenle ateşkes sağlanırsa Ermeni saldırıları durmayacaktır. Ermenilerin saldırgan tutumu sona ermesi için bunlar yapılması gerekir.
Ermenistan, 12 Temmuz'da Tovuz (Oğuz) saldırısında amaçladığı gibi Türkiye Azerbaycan ilişkisini baltalamaya yönelik saldırıdan sonra isteğine ulaşamayınca dün her zaman yaptığı gibi bir kez daha Azerbaycan köylerine, sivil yerleşim birimlerine saldırdı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, BM Genel Kurulu dâhil, birçok platformda, günlerdir, Ermenistan’ın saldırıya hazırlandığına dair dünyayı uyarmaya çalışıyordu. Ve beklenen oldu.
Bir kez daha ateşkes sağlansa bile Ermenistan saldırıları durmayacağı son saldırı ile belli olmuştur. Azerbaycan ve dostları görülmüştür ki adaleti sadece uluslararası topluma ihale etmek, sadece kendini savunmak, sadece barış istemek Azerbaycan’a ve dostlarına haklarını almak için yetmeyecektir / yetmemiştir.
İşgal altındaki Azerbaycan toprakları, tek, tek adım, adım kurtarılacaktır. Gelinen noktada her şey bitti diyenler, Türk’ün kudretiyle yeniden tanışacaktır.
Azerbaycan'dan her seviyeden yapılan açıklamalara bakarsak, Azerbaycan ordusunun daha güçlü inisiyatif alma eğilimini görüyoruz. Bu açıklamalar “işgale sesiz kalınmayacağını, gerekli cevabın verileceğini” anlayana açıkça söyler niteliktedir.
Çünkü Ermenistan’ın her saldırısında, Azerbaycan ordusu daha da hırslanmış, geldiği noktada yarış turnikesinde bekleyen atlara dönmüştü, Ermeni işgali altındaki vatan topraklarını adım adım, söke söke bölgeleri geri almak için bilendiler.
Ermenistan-Azerbaycan çatışmalarında daha önce Rusya belirleyici olmasına rağmen, gelinen süreçte taraflara ayrılın demekten öte gitmiyor. Bunun sebebi Batı çizgisin de harekete etme güdüsüne sahip Ermenistan Devlet Başkanı da olsa, Türkiye Rusya Federasyonu arasında var olan geniş bir bölge de derin çıkarlarda olsa, Rusya Azerbaycan topraklarına Azerbaycanlıların kavuşmasına sessiz kalacak gibi görünüyor. Öte yandan Türkiye ve Azerbaycan Ermenistan’ı gerek vekaleti olarak kullanmak isteyen ülkeler veya stratejik iş birliği yapan ülkelerle gerekli görüşmelerin de yapıldığı görülmektedir. Kısaca güç dengesi değişmiş olmasına, Rusya ve İran’ın eski bölgesel etkinliği olmayacağı, ortada olmasına rağmen, sessizlik buna delalettir diyoruz.
Ancak Rusya’nın Ermenistan’a askeri yardımlarını İran üzerinden göndermesine, İran ise terörist kimlikli kişileri bölgeye intikali için kendi topraklarını kullanıyor.
Ermenistan bundan sonra Azerbaycan’ı tehdit edemeyecek, Ancak bu iki ülkeyi kendi amaçları doğrultusunda kullanmak isteyenler, baskı altına alamayacaktır.
Türkiye, Ermenistan’ı vurur mu?
Ben buna hiç ihtimal vermiyorum. Ermenistan’ın son saldırısı Azerbaycan’ın gücünü ortaya çıkaracaktır. Rusya ise gayet temkinli davranarak; Paşinyan’a seni benden başka kimse koruyamaz mesajını beynine kazıyacaktır.
Azerbaycan ordusu savunmayı bırakıp topyekûn taarruza geçebilir ve bu da Ermenistan’ın bütün gücünü yok edecek, Azerbaycan Türklüğü öz vatanına kavuşacaktır.
Tovuz saldırısından sonra Türkiye ile Azerbaycan’ın yaptığı ortak askeri tatbikatlar, aslında bu denklemin değiştiğini ortaya koymuştur. Denklemin değiştiğini okuyamayanlar, bir anda masaya davetli olmaktan çıkarak, Ermenistan’ın menüde yer almasına neden olmasınlar.
Tarih bu dönemi, Ermenistan’ın Tovuz saldırısı öncesi ve sonrası diye yazacaktır.
İki saldırıdan sonra Türkiye’nin (Dışişleri Bakanlığı); “Azerbaycan’a desteğimiz tamdır. Azerbaycan nasıl isterse o şekilde yanında olacağız” cümlesi, kritik mesajlar taşımaktadır. Yani Türkiye Azerbaycan’a desteğini matematikle değil de gönülden verdiğini, Türkiye olarak gerekirse Ermenistan’la savaşı bile düşünebileceğini ortaya koymuştur.
Ermenistan son saldırısıyla sadece Azerbaycan’ı hedef almadığını, Türkiye’nin çıkarlarına vurmaktan hiç çekinmeyeceğini ortaya koymuştur. Kendilerince Türkiye’nin Irak, Suriye ve Doğu Akdeniz de başı kalabalıkken yeni bir cephe açarak, bize kuşatma hesabı yapılmasına zemin hazırlamaktadır.
Tovuz’a (Oğuz) yapılan Ermeni saldırısı, Türkiye’nin merkezinde olduğu enerji jeopolitiğini yapılmıştır. Ermenistan yaptığı bu hamle, çokuluslu bir Jeopolitiği yeniden altlıklar oluşmasına neden olmuştur. Belli risklerden kaçınmak yerine, o riskleri nasıl göğüslememiz zorunlu hale gelmiştir. Akdeniz deki çatışma iklimi, Kafkaslara taşınması, daha geniş bir coğrafya da enerji hesaplaşması şeklinde Güney Kafkaslara taşımasına neden olabilir.
Ermenistan Tovuz saldırısından sonraki süreçte, ülkemize karşı ihale alırken karşımıza çıkacak bu cephenin, patronları, Libya’da Hafter’e, Irak ve Suriye’deki PKK ve DEAŞ’a yükledikleri misyona benzer biçim de, Güney Kafkasya da Ermenistan’a yüklemeye çalışıyorlar.
Türkiye ve Azerbaycan bu koalisyonun varlığından ve ne yapacağından bilgi sahibi olmalarına rağmen: “Gereğini yapmaktan geri durmayacaklardır” ve ettiler / edeceklerdir.
Azerbaycan’ın Ermenistan karşısında ortaya koyacağı güç projeksiyonu, sadece bölgede değil, Türkistan coğrafyasında etkilerini gösterecektir. Bu denklemde yaşanan değişiklikler, Ortadoğu denklemine kadar Türkiye’nin güç haritasını şekillendirecektir.
Rusya, İran, Fransa ve BAE, Ermenistan üzerinden başlattıkları oyunu istedikleri gibi sonuçlandırırlarsa, Türkiye’nin Türkistan kapısı kapanacaktır.
Türkiye, bedeli ne olursa olsun, Doğu’daki bu kuşatma, çevreleme planlarını bozacak askeri ve dış politik hamleler yapmak zorundadır. Gerekirse Azerbaycan cepheleri Türkiye için de cephe olacaktır.
Bu hesabı yapanlar Hazar denizi ve Güney Kafkasya, enerji, ulaşım koridorları, Azerbaycan, Türkiye etki alanından çıkarmayı planlıyor. O nedenle Azerbaycan ve Türkiye Ermenistan saldırısına karşı cevabını buna göre üretmiştir.
Ermenistan’ın her türlü lojistiğini üslenen İran bu tutumunun bedelini içerde ve dışarıda öder.
Yaşananlar ve yaşanacak olaylar Ermenistan’ın boyunu çoktan aşmıştır. Bu ateş İran’ı da, Kuzey Kafkasya’yı yakmakla kalmaz, Gürcistan’ı ve topyekûn bölgeyi istikrarsızlaştırır.
Son söz, Azerbaycan Türklüğünün verdiği mücadele, sadece Ermenilerin işgal ettiği topraklar için yaşanan bir çatışma olmaktan öte; Akdeniz de ısınan suların, Irak ve Suriye den, Hazar’a uzanan bir güç mücadelenin Güney Kafkaslara yansımasıdır. Amaç; Sorgulayan pozisyondan uzaklaştırmak ve istenilen pozisyona getirmek - Azerbaycan’ı verilenlere razı olan diz çöktürmüş bir hale getirmek amaçlanıyor. Çok katılımlı bu senaryonun yeni oyunu Ermenistan’a Azerbaycan'a saldırtmak olmuştur.
Kafkasya’dan da bir zafer gelecek!
Azerbaycan, Türkiye diye ayrım yamamışlardır. Bizi aynı pakete sarmak istiyorlar. O nedenle Ermenistan’ın son saldırısı matematiğe aykırı ama senaryoya uygundur. Türkiye’ye karşı terörist faaliyetlerinin başı pozisyonundaki PKK ve DEAŞ Ermenistan'ın yanında yer alması bunun açık bir göstergesidir. Bu teröristlere, hedef Türkiye ise nerede kiminle beraber olduklarının önemi yok. Amaç Türk milleti.
O nedenle Azerbaycan – Ermenistan çatışmasını ideolojik bilincimizle değil, Jeopolitik aklımızla ve ülkemizin savunma stratejisiyle okumalıyız. ‘Vatan ne Türkiye'dir Türklere, ne Türkistan. Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan.’
Kafkasya, Kafkas İslam Ordusundan sonra Türkler için “zaferin” adı olacaktır.
Dr. Abdullah BUKSUR
İnsan Hakları Eksperti
(İHAF) İnsan Hakları Avrasya Formu Gn. Sek.