Herkese inat haykırıyoruz; Ne ABD - AB, RUSYA, NE ÇİN, HER ŞEY TÜRK TARAFINDAN, TÜRK İÇİN. Biz olanları ve olacak olan olayları, dün olduğu gibi bu gün de Türk ve Türkiye merkezli okuyoruz.
“Türk Düşüncesi ve Türkiye Merkezli”, Türkiye eksenli düşünme, üretme, mücadele etme zamanı.
Dünya Küreselci ve Ulusalcı olarak ikiye bölenlere inat, bize seçenek var gibi gösterip, "Benim ezberlettiğimi söylediğin sürece, istediğin kadar konuşabilirsin." anlayışına karşı, batı, doğu dayatmasına karşıyız. Türk milleti dünyadaki bütün grup ve ülkelerle dengeli ilişkiler kurma gayretindedir. Bu kimse için tehdit olarak algılanmamalı.
Kendi coğrafyamızda cepheler, güç alanları ürettiler ve Türkiye’nin karşısına dikenler kaybedecek, Türkiye kazanacaktır.
Türkiye’deki siyasi akımlar “Türkiye Yükselişi” yerine bizi kendine mahkum etmek isteyenlerin, "mankurtlaştırdıkları gibi gönüllü mahkûm" olmamız istiyorlar.
Batı mekanizmaları bütün siyasi, ekonomik ve toplumsal nüfuz alanlarını teyakkuza geçirdiler, var güçleriyle saldırıyorlar. Hatta kendi ürettiği değerleri yok etme pahasına saldırıyorlar.
Sabah akşam bütün görsel, yazılı ve sosyal medyada, Türkiye gündemini belirleyen tartışmalar, ithamlar, suçlamalar, konu başlıkları kurgulanmış bir program olarak bizim hassasiyetlerimiz kullanılarak, normal, gündelik, olağan tartışmalar olarak önümüze konuluyor.
Kurgulanmış yalanlar üzerinden zihinlerimiz, düşünce dünyamız mahvediliyor. Bütün ülke dışarıdaki sömürgeci güçlerin içerideki deynekçileri aracılığı ile kurgulanan gündem başlıkları meşgul ediliyor. Zihnimizi, aklımızı, ufkumuzu, düşünce dünyamızı işgal etmeye gayret ediyorlar.
Yapay gündemle oluşturulan algıyla milletimize öfke, kin, nefret pompalayarak; bedelini Türk milletinin ödeyeceği kötülük, zehir dağıtıyorlar.
Başınızı kaldırıp zihinsel ambargo hayır diyerek, dünyada ne oluyor, dünya nereye gidiyor, Türkiye nerede durmalı, ne yapmalı, nasıl bakış geliştirmeli?
Türkiye, yeniden medeniyetine tutunarak ayağa kalkıp, kendine gelmeli. Medeniyet coğrafyamızda küresel dizaynın ezberini bozacak, tarihte olduğu gibi Türk İslam medeniyeti emperyalizme karşı bir güç olarak yükselecektir.
Biz Doğu'dan veya Batı'dan yana pozisyon almak yerine, denklem değiştirme kapasitesinin farkına vararak, Türk milletine hazımsızlığı olanlara, gereken cevabı vermeliyiz.
Sonuç: Virüs kaynaklı salgın hastalık döneminde, ekonomik olarak güç kazanan birkaç ülkeden biri Türkiye oldu. Ülkemiz, siyasi olarak özellikle Kafkaslar ve Doğu Akdeniz'de genel olarak da tüm bölgemizde güç kazandı.
Türkiye, Küresel oyunu çizen mimarların hesaba katması gereken, göz ardı edilemez bir güç olma mücadelesi vermektedir.
Dünyadaki Türkiye tartışmaları, Ülkemizin jeopolitik müdahalelerinin ve güçlü yükselişinin arkasından geliyor, Dünya ise bunu anlamaya çalışıyor.
Türkiye Coğrafi olarak Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlarken, Avrasya’nın emredileni yapan ülkesi yerine, oyun kuruculardan biri olmaya, fikri sorulan merkez ülke, Türkiye ne düşünüyor, nasıl hamleler yapar diye düşünülen ülke haline gelme gayretindedir. Türkiye için olağanüstü büyük sözlere de çok pirim vermeden objektif olmalıyız.
Dünyada Türkiye ile ilgili yapılan tartışmaları, yazılan yazıları medyamızda, siyasi çevrelerimizde, entelijansiyamızda, kültür adamlarımızda, muhalefetimizde, sivil toplumumuzda duymuyoruz, görmüyoruz?
Çünkü evimizdeki, sokağımızdaki lambalar söndürülmüş, olağanüstü bir karartma uygulanıyor.
Anadolu her zaman Medeniyetimizin siyasi, ekonomik yükselişinin anavatanıdır..
Allah bize ömür verirse, Türk milletinin yıllardan beri özlemini çektiği, hakkımız olan o büyük sözleri de söyleyeceğiz. Şimdi bırakın hayallerimizi duyalım.
Dr. Abdullah BUKSUR
İnsan Hakları Eksperti
(İHAF) İnsan Hakları Avrasya Formu Gn. Sek.