Bir dakika sonrasında ne olacağını, gündeminde ne konuşulacağını öngöremeyeceğimiz bir hal aldı memleket.
Her gün bir başka türlüsünü yaşıyoruz millet olarak acının, hüznün...
Dün akşam saatlerinde yüreklerimiz yine yandı.
Bu kez adres Aladağ'ydı.
****
Felaketin yaşandığı andan itibaren ağzı olan konuşmaya başladı.
****
Bir tarafta feryat figan çocuklarının cesedini teşhis etmeye çalışan aileler...
Diğer tarafta da bir takım siyasi hesaplarla bilgi sahibi olmadan fikir yürüterek yaygın medyada konuşanlar...
****
Herkes kendince bir sorumlu ilan ediyor.
Kimse "suçu üstlenmek" noktasında gereken hassasiyeti göstermiyor.
"İhmal var efendiler" diyoruz.
"Yangın tüpü yok binada, yangın merdiveni kilitli, kapıda bir nöbetçi yok, o yaştaki çocukların yurttaa kalması yasal değil" diyoruz.
Ama Soma'da "ihmal var" cümlesine aldığımız "Bu işin fıtratında ölüm var" cevabından farklı olmuyor cevap.
"Yangın merdiveni kilitli değildi" diyor Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak.
O masumlar kapı kilitli olmadığı için pencereden atlamak zorunda kalmış demek ki (!)
O masumlar kapı kilitli olmadığı için eğitmene sarılarak can vermiş yangın merdiveni kapısı önünde demek ki (!)
O masumlar kapı kilitli olmadığı için üst kata kaçmışlar dışarı çıkmak yerine demek ki (!)
Kapı kilitli olmadığı için kapıyı kırmayı tercih etti itfaiye ekipleri demek ki (!)
****
Giden canlar gitti...
Sorumluluk sahiplerinin şu saatten sonra "atanmışları aklamaya çalışma" konuşmaları çocukları geri getirmeyecek.
Konuşanlar da "yangı merdivenine giden kapı kilitli değildi" diyerek işin içinden çıkacaksa şayet...
Susun efendiler...
Böylesi vahşet içeren bir tablo karşısında susun!
Susun ve (en azından bundan sonrası için) tedbir alın!
Eğitimi ve bu milletin evlatlarını, geleceğini cemaatlerden (o cemaat bu cemaat ayrımı gözetmeksizin) kurtarın!