14 Mayıs 1919'da İngiliz, Fransız, Amerikan ve Yunan donanmaları İzmir limanına girdiler. 15 Mayıs sabahı Yunan kuvvetleri İzmir rıhtımına çıktılar. Rumların çılgın sevinç ve alkışlarıyla karşılandılar.
İzmir'in işgali ve bu işgal esnasında meydana gelen kanlı olaylar İstanbul ve Anadolu halkı tarafından duyulduğu zaman yer yer mitingler yapıldı. İzmir katliamı milleti susturup sindiremedi.
****
İzmir'in işgalini Türk Milleti sindirememiş ve düşman baskısının yakinen hissedildiği o günlerde boyun eğmemiş dik ve onurlu duruşun simgesi olarak İzmir'in işgaline suskun kalmamışlardır.
****
1919'dan 2017'ye çok şey değişti memlekette.
İzmir için de öyle...
1919'da düşmana ilk kurşunun atıldığı, işgal karşısında dimdik direnen İzmir yıllar sonra birilerinin dilinde miting meydanında "Gavur İzmir" oluverdi mesela(!)
Sonra İzmir'e "gavur" nitelemesi yapan zat-ı muhteremler "gavurların yönlendirdiği, beslediği" PKK ile 'çözüm masası'na oturdular.
O masada Türkiye'nin yalnızca o günü değil geleceği de şekillendi.
'Çözüm'ün kararları Türk Milleti'nin kaderini de tayin etti.
Yıl 2017'ye gelindiğinde ise bu daha net görülmeye başlandı.
Terörle müzakere, teröristle çözüm masası 'ihanet'i İzmir'de Adliye önünde sonuca ulaştı.
Geçici bir durulmanın daha da güçlenerek dirilebileceğini göz ardı edenler, "bakın artık şehit haberleri gelmiyor" diyerek milleti avutanlar terörün İzmir'e kadar gelebilmesinin sebebi oldu.
İzmir'de adliye C Kapısı yakınlarındaki hakim ve savcıların otoparkına kadar yanaşabildi terör.
Doğu'da 'çözüm' sunuyoruz diyerek akil insanlar heyeti oluşturabilecek kadar bunu sindiren AKP iktidarı Türkiye'nin en batısında terör eylemlerinin yapılabilmesine zemin hazırladı.
****
Fakat Türk Milleti'nin dik duruşu 1919'da nasılsa bugün de öyle, milletin ruhu değişmedi.
Türk Milleti Yunan'a boyun eğmediği gibi teröre de teröre destek verenlere boyun eğmez.
****
Ne diyordu 9'uncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal İstanbul Sadaret makamına gönderdiği raporda:
"Türklüğün yabancı yönetimine tahammülü yoktur. Millet yek vücut olmuş ve millî hakimiyet esasını ve Türklük duygusunu, yani Türk milliyetçiliğini kabul etmiştir"
İşte bugün tam olarak öyle...
Millet yek vücut olmuş ve Türk Milliyetçiliğini kabul etmiştir.
****
Bir diğer husus...
İzmir'de adliye önündeki saldırının görüntülerini izlerken hafızamı kurcalamaya başlayan bir soru var:
-Fethi Sekin neden tek başınaydı?
Evet kahramanca son kurşununa kadar mücadele etti fakat neden tek başınaydı?
Orası adliye binası önü...
Adliye içerisinde onlarca polis bulunur, duruşma salonu kapılarında üniformayla adliye içinde belli başlı noktalarda sivil olarak.
Bu Türkiye'deki tüm adliyelerde böyledir.
Peki diğer polisler Fethi Sekin saldırıyı gerçekleştiren teröristlerle çatışırken neredeydiler?
****
Hakkını helal etmiş midir Fethi Sekin sizce?
Vakti zamanında verdiği imtiyazlarla bugün terörü İzmir'e kadar getiren dönemin iktidar ve hükümetine...
O'nu teröristlerle çarpışırken tek başına bırakan meslektaşlarına...
Ve O'nun bir adliye binası önünde şehit edilmesine karşı suskun kalanlara...
Hakkını helal etmiş midir?