Son günlerde Türkiye'de referandumla yarışabilir nitelikle konuşulan bir gündem:
-CHP Adana Milletvekili, Başkanlık Divanı Üyesi Elif Doğan Türkmen'in haberleşme gideri.
****
1 milyon lirayı aşan bir fatura var ortada.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ortada yasal olmayan bir durum olmadığını ancak bu harcamanın etik olmadığını söyledi ve Türkmen'in istifasını istedi.
Türkmen'den peş peşe gelen açıklamalarsa o fatura kadar şaşırttı:
"Vatandaşın parası sokağa gitmedi", "İstifa edilecek bir durum olduğunu düşünmüyorum".
****
Tüm bu konuşmalar, tartışmalar nereye uzar gider bilemiyoruz.
Bildiğimiz bir şey varsa o da Elif Doğan Türkmen'e CHP Genel Merkezi ya da parti disiplin kurulundan yapılacak yargılamanın ve bu yargılamadan çıkacak olumlu/olumsuz hiç bir sonucun etkisi yok!
****
Elif Doğan Türkmen, kamu vicdanına teslim!
****
Çünkü Türkmen partisi tarafından değil Adanalı vatandaşlar tarafından milletvekilliğine layık görüldü.
Ön seçimden birinci çıktı ve CHP genel merkezi tarafından görmezden gelinmeyerek birinci sıra milletvekili adayı gösterildi.
O'nu alıp ön seçimden birinci çıkaran Adanalı, kendi cebinden çıkan paranın Türkmen'in bir sonraki dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığı hayallerine kurban gitmesini alkışlamaz!
****
Siyasette gayet tabi siyasiler gelecek planı yapabilir.
Hatta bu planlama dahilinde çalışmalar da yapabilir.
Ancak millet siyasilerin şahsi hayallerinin kasası değildir.
Adana'da... Özellikle Çukurova ilçesinde Türkmen'in mektuplarının girmediği ev yok!
****
Demem o ki siyaseten söylenenlerin...
"Haberim yoktu, uyarmadılar" gibi savunmaların...
Millet nezdinde hiç bir karşılığı yok!
Kamu vicdanında aklanabilmek için bunlar yeterli değil!