Barış Pınarı Operasyonunun ardından Suriye sınırımızdaki terör tehlikesi önemli ölçüde azaldı.
PYD/PKK terör örgütü Türkiye Suriye sınırından 30 km içeriye doğru çekilmek zorunda kaldı. PYD/PKK’lı çapulcular Türk Ordusu karşısında tutunamadılar. Çok güvendikleri ABD yine onları yalnız bıraktı.
PYD’ye verilen binlerce tır silahı, lojistik desteği dün gibi hatırlıyoruz. Türkiye ile doğrudan düşmanlığı göze alamayanların ve Türkiye’yi topyekün kaybetme korkusu yaşayanların her fırsatta terör örgütleri üzerinden Türkiye’yi yıpratmaya, hizaya getirmeye çalıştıklarını biliyoruz.
Daha 100 yıl önce Sevr ile Anadolu’da küçük bir alana hapsedilmeye çalışılan bir milletin verdiği mücadele unutulmuş, Kılıçarslan’ın koskoca Haçlı Ordusu’na karşı verdiği mücadele unutulmuş, Alparslan tarafından bozguna uğratılan Doğu Roma Ordusu’nun akıbeti unutulmuş görünüyor. Millet olarak sanırım periyodik aralıklarla bize içten içe kin, nefret ve düşmanlık besleyenlere Türk’ün ne demek olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı ufak bir hatırlatmaya neden olmuştur diye düşünüyorum.
Sadece sınırlarımızı ve milletimizi teröre korumak maksadıyla yaptığımız operasyonlardan dolayı bizleri yaptırımlarla tehdit eden batı çok gerilere gitmeye gerek yok 45 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı’nı kimlere ve hangi tehditlere rağmen yaptığımızı unutmuş görünüyor. Türk milleti yaptırımlarla, ekonomik ambargolarla korkutulabilecek ve sindirilebilecek bir millet olmadığını tarihte defalarca göstermiştir ve göstermeye de devam edecektir.
Suriye’nin kuzeyinde terörle mücadelemizde edindiğimiz en önemli tecrübe kendi göbeğimizi kendimizin keseceğini idrak etmiş olmamızdır. Batılı ülkeler tarafından teröre yönelik endişelerimizden dolayı öne sürülen planların sadece bizi oyalamak için tasarlandığını maalesef sürekli öğrenmek zorunda kalıyoruz.
Burada bir husus daha var dikkat çekmek istediğim. Türk milletinin çok çalışmaktan, sanayide, eğitimde, bilimde, teknolojide, tarımda, savunmada en ileri noktaya varana kadar çaba göstermekten başka çaresi yoktur. Bugün birçok ülkenin karşı olmasına rağmen Barış Pınarı Harekatı’nı yapabilmemizi yine güçlü bir ülke olabilmemize borçluyuz. Atalarımızdan miras aldığımız 96 yıllık cumhuriyeti daha ileriye taşıyana kadar yılmadan, yorulmadan çalışmak ve kendi kendine yetebilen bir ülke konumuna getirebilmek boynumuzun borcudur.