IKBY Başkanı Mesut Barzani 7 Haziran’da Erbil’de yaptığı toplantıda, 25 Eylül’de Kuzey Irak’ın bağımsızlığı için referandum kararı aldıklarını açıklamıştı.
Kan gölüne dönen Ortadoğu coğrafyasında alınan bu karar uluslararası toplum nezdinde pek destek bulacak görünmüyor. Başta Türkiye, İran ve Irak olası bölünme ihtimaline karşı son derece sert tepki gösterecektir. Bağımsızlığa destek vereceğini açıklayan tek devlet ise İsrail oldu. Fakat ABD ve Suudi Arabistan’ın tutumunun ne olacağı henüz net değil. Barzani’nin bu iki devletin desteğini aldığı da iddia ediliyor. PYD ile her türlü kirli ortaklığa girişen ABD’ye bu konuda da asla güvenmemek gerekmektedir.
IKBY’nin hedefleri arasında şuan kendi bölgesi dışında Musul, Kerkük, Salahattin ve Diyala şehirlerini de kapsayacak bağımsız bir Kürdistan devleti kurma hayali olduğu biliniyor. Hatta IKBY’nin bahsettiğimiz bölgeleri de kapsayan bir sınır hattı oluşturmak için bu bölgelere hendek kazdığı iddia ediliyor.
Irak’ın işgali neticesinde ABD ile ortaklığın neticesinde Talabani Irak cumhurbaşkanlığıyla, Barzani ise Özerk Kürt Bölgesi’nin başkanlığıyla ödüllendirilmişti. İşgalden beri ABD’nin desteğini alan peşmerge bölgedeki şehirlerin etnik yapısını değiştirerek olası yapılacak bağımsızlık referandumuna dünden hazırlık yapmıştı.
Türk, Kürt ve Arap grupların yoğunlukla yaşadığı bu bölgede bir tarafın böyle bir adım atmasının hem Irak’a hem de bölge ülkelerine son derece olumsuz etkisi olacaktır. Savaşların, ölümün eksik olmadığı coğrafyada en mantıklı yol hem Irak hem de Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunarak bu ülkelerde demokratik rejimlerin inşasındadır. Türkiye, İran ve Irak’ın kabul etmediği bir bağımsız Kürdistan’ın yaşama şansı yoktur.
1055’de Büyük Selçuklu İmparatorluğu Sultanı Tuğrul Bey’in Irak’a girmesiyle bölge Türk egemenliğine girmiştir. Bölgede Türk izi silinemeyecek kadar belirgindir. Misak-ı Milli sınırlarımıza dâhil olan Musul ve Kerkük şehirleri Irak’ın toprak bütünlüğü sağlanması koşuluyla Ankara Anlaşması ile devredilmişti. Olası bir bölünme Türkiye’nin hem Musul hem de Kerkük’e müdahale hakkını doğuracaktır.
Türkiye ne Irak’ta ne Suriye’de bölünmeye asla müsaade etmemeli ve bu iki ülkenin toprak bütünlüğünün garantörü olmalıdır. Bölgede yaşayan tüm milletlerin ortak çıkarı bu yoldadır. Bağımsızlık hülyasına kapılan aşiret lideri Barzani, Türkiye gibi bölgesel bir gücü karşısına almayı düşünürse hiç kuşkusuz bundan en büyük zararı kendisi görecektir.
Bağımsız Kürdistan planıyla PKK ve PYD’yi de etkisi altına almayı ve tüm Kürtlerin önderi olmayı planlayan Barzani gün gelecek hem Suriye, hem İran hem de Türkiye’den toprak koparmayı düşleyecektir. Türkiye’nin girişimiyle İran ve Irak için bu kirli İsrail projesini ekonomik, siyasi ve askeri tüm seçenekleri değerlendirerek bozmaktan başka çare yoktur.
Fatih DERELİ