ENDÜSTRİ VE TEKNİKÇİLİK

Fatih DERELİ

Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ’in temellerini attığı Dokuz Işık Doktrini’nden biri Endüstri ve Teknikçilik.

Ülkücü fikir sistemimiz Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmayı hedeflerken bu hedefe ulaşmanın ilkelerinden birini de dokuz ışık doktrini ile endüstri ve teknikçilik olarak belirlemiştir.

Türkler Orta Asya’dan başlayan ve Osmanlı’nın yükselişine kadar devam eden medeniyetinin özelliği teknikçi bir toplum oluşuydu. Demiri en iyi kullanan, hayvancılığı en iyi bilen, at’ı en iyi süren ve oku en iyi kullanan bizdik.

Günümüzde at’ın yerini savaş uçakları, okun yerini ise füzeler almış durumda. Osmanlıyı çöküşe götüren süreç, yapılan onca reforma rağmen endüstri alanında yeterli ilerlemeyi gösterememiş olmamızdı. Endüstri ve teknikte geri kaldıkça gelişmiş ülkelerle aramızdaki makas gittikçe açıldı.

İçinde bulunduğumuz dönemi uzay ve bilim çağı olarak tanımlayabiliriz. Teknoloji ülkelerin ekonomisinin lokomotifi durumundadır. Çünkü teknolojideki ilerleme doğrudan tarımı, hayvancılığı ve hizmet sektörü gibi birçok sektörün de gelişmesini ve büyümesini sağlamaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti yüzüncü yılına doğru endüstri ve teknik manada değerlendirecek olursak önemli mesafeler kat etmiştir. Hem Türk hem de İslam dünyasının en gelişmiş endüstrisine sahip ülkesi Türkiye’dir. Fakat şuan bulunduğumuz nokta yetersizdir ve muhakkak geliştirilmesi gerekir.

Dünyada gelişmiş ülkeler uzay çağını yaşamaktadır. Uzay’da üsler kurulmakta, kıtalararası füzeler geliştirilmekte, insansız ve yapay zekaya dayalı teknolojiler geliştirilmektedir. Hatta şuan gelişmiş ülkeler uzaya seyahat ve uzayda yaşam konusunda birbiriyle yarışmaktadır. Türkiye ise halen teknoloji transfer etmeye çalışan ülke konumundadır. Hatta ağır endüstrimizi dahi tam manasıyla kurmuş sayılmayız.

Dikkat çekmek istediğim diğer hususta elektronik ve yazılım alanı. Şuan birkaç basit eleman dışında elektronik devre elemanlarını üretemiyoruz, bu alanda yeterli girişimimiz yok. Yazılım alanında da üreten değil kullanan ülke konumundayız.

Öncelikle gelişmiş ülkeleri endüstri ve teknik alanında yakalamaya çalışacağız. Fakat geriden giden ve takip edenin öndekini yakalamak için daha fazla çalışması gerektiğinin farkında olmalıyız. İnternet ile bilgiye erişimin son derece kolay hale gelmesi bizim için son derece büyük bir fırsat. Bilgiyi özümseyebilen ve yorumlayabilen bireyler yetiştirebildiğimiz zaman gelişmiş ülkelere ait teknolojiyi rahatlıkla transfer edebiliriz.

Bilim, teknoloji ve endüstri alanında devletin maddi teşviklerinin işe yarayabilmesi için 7’den 70’e milletimizin tamamının Türkiye’nin bu alandaki kalkınmasına katkı sağlaması ve bu alanda yapılan hamleleri sahiplenmesi gerekir. Yani hem gençlerimiz hem de çalışan kuşak Türkiye’nin bir endüstri hamlesi yapması gerektiğinin bilincinde olmalı ve elinden geleni yapmalıdır. Bunun için Türk Milli Eğitim Sisteminde gerekli reformlar yapılarak genç kuşaklar gerekli şekilde yetiştirilmelidir.

Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ’in öngördüğü Endüstri ve Teknikçilik alanında biz ülkücülere düşen görev bu alanda milletimizde gerekli bilincin oluşmasına katkı sağlamaktır. Bunun için gencinden yaşlısına herkesin gözünde dokuz ışığımızdan endüstri ve teknikçiliğin parıldaması için daha çok çalışmalıyız. Allah kendini milletine adamış Türk-İslam Ülkücüleri ile beraberdir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.