Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran fikri altyapı Türk Milliyetçiliği idi

Fatih DERELİ

Yusuf Akçura’nın “Üç Tarzı Siyaset” kitabında bahsettiği gibi Osmanlı’nın son dönemiyle birlikte devleti ayakta tutabilmek için önce Osmanlıcılık, sonra İslamcılık ideolojileri uygulanmaya çalışıldı. Sonunda kurtuluşumuzun Türk Milliyetçiliğinde olduğunu o dönemdeki aydın sınıfımız gördü ve Türkçülük fikrine dört koldan sarılındı. Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde yürütülen milli mücadelenin ardından Göktürk Devleti’nden sonra tarihte ikinci defa adında Türk geçen devletimizi kurmuş olduk. İşte bu yüzden rahatlıkla ifade edilebilir ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin mayasında Türk Milliyetçiliği vardır.

Atatürk’ün ölümünün ardından devletin kuruluş felsefesi olan Türkçülük ve Türk Milliyetçiliği fikrinden kopulmaya başlandı. Atatürk’ün resminin ve bozkurdun Türk parasından kaldırılması da bu kopuşun belirtilerindendir. Özellikle Sovyetlere hoş görünebilmek adına Türkçülere karşı uygulanan baskılar, komünistlere uygulanan müsamaha 1944’e kadar artarak devam etmiştir.

Hüseyin Nihal Atsız’ın öncülüğünde bir grup Türk Milliyetçisi aydın Türk Milliyetçiliğinden kopuşa ve 2. Dünya Savaşı nedeniyle Türkiye’yi bekleyen tehlikelere karşı yöneticileri uyarmak için harekete geçti. Bunun neticesinde Türk Milliyetçisi aydınlar tarafından o zamanki yöneticilere yapılan uyarılar millet tarafından da destek görmüştür.

Hüseyin Nihal Atsız tarafından Orhun dergisi aracılığıyla başbakan Şükrü Saraçoğlu’na yazılan mektuplarda; memlekette açıktan komünizm propagandası yapıldığından bahsedilmekte ve bu propagandaya izin veren dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ya görevden alınması ya da istifa etmesi istenmekteydi.

Mektupların ardından Atsız’ın edebiyat öğretmenliği görevine son verildi ve Orhun dergisi kapatıldı. İlk başta hükümet doğrudan olaya müdahil olmamış Sabahattin Ali’ye hain dediği için Sabahattin Ali’nin Atsız’a hakaret davası açması sağlanmıştır. Bu dava daha sonra zamanla Türk Milliyetçilerine yönelik Irkçılık Turancılık Davası’na dönüşecektir.

Atsız-Sabahattin Ali Davası’nın ilk duruşması 26 Nisan 1944’te yapılmış olup Atsız milliyetçi gençler tarafından sevgiyle karşılanmıştır. Ayrıca Türk Milliyetçileri “Kahrolsun Komünizm, Yaşasın Atsız” sloganlarıyla Ulus Meydanı’na yürümüşlerdir. Milliyetçi gençlerin Atsız’a olan desteği tüm duruşmalar boyunca katlanarak devam etmiştir.

Dava 3 Mayıs 1944’e ertelenmişti. 3 Mayıs 1944 günü Atsız’ı desteklemek için sokaklara dökülen Türkiye sevdalısı Türk Milliyetçisi gençlere sert bir şekilde müdahale edilmiştir. Ayrıca Atsız’la birlikte o zaman üsteğmen olan Başbuğ Alparslan Türkeş’in de aralarında bulunduğu onlarca isim Atsız’la irtibatlı oldukları gerekçesiyle tutuklanmış ve Irkçılık-Turancılık diye bilinen dava başlamıştır. İşte Atsız’ın isteğiyle o gün aradan geçen yıllarda artan coşkuyla Türkçülük Günü olarak kutlana gelmiştir.

Türk Milliyetçiliği fikrini olgunlaştıran tüm fikir adamlarımızı, bu davanın kutlu şehitlerini rahmet ve minnetle anıyorum. Türk Milliyetçileri aynı ruh ve aynı kararlılıkla Turan’ın, Kızıl Elma’nın güçlü Türkiye’nin ardından koşmaya devam edeceklerdir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.