Ülkü kelime manasıyla hedef, amaç, ulaşılmak istenen nokta olarak tarif edilebilir. Ülkücülük ise ulaşılmak istenen hedefler bütünü olarak tarif edilebilir. Bu tanım itibariyle ülkücülüğü hedefcilik, amaçcılık ve ulaşılmak istenen nokta olarak tanımlayabiliriz.
Yusuf Akçura, Ziya Gökalp, Hüseyin Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Dündar Taşer ve Seyit Ahmet Arvasi gibi ideologlarımız fikirleriyle yoğrulan ve şuan ki halini alan fikir sistemimizi ülkücülük olarak tanımlıyoruz. Ülkücülük denilince günümüzde aklımıza Türk-İslam ülküsü gelmekte ve ülkücüler Türk-İslam medeniyetinin lider ülkesi konumundaki Türkiye’yi bölgesinde ve dünyada etkin bir güç haline getirebilmek uğruna mücadele etmektedirler.
Ülkücü görüşe göre insanımız tıpta, fende, tarımda, hayvancılıkta, sanayide, sporda vb. diğer alanlarda en iyi hale gelecek ve milleti için katma değer üretecektir. Her birey kendi kabiliyetlerine uygun işe yönlendirilecek ve yaptığı işle ülkesinin gelişimine katkı sunacaktır.
Biz ülkücülerin dilimizden düşürmediği TURAN da hayal değildir. Güçlü Türkiye’nin öncülüğünde kurulacak Türk Birliği zaten TURAN demektir. Serbest dolaşım, ekonomik entegrasyon, dil ve alfabede birlik, ortak para, ortak dış politika ve askeri birliktelik Türk Birliğinin omurgasını oluşturacaktır. Üstelik tarihi, kültürel ve coğrafi açıdan birçok ortak yön barındıran Türk coğrafyasının AB benzeri bir birliktelik kurması daha kolay olacaktır.
Ülkücülük dini ve milli değerlere bağlı kalarak Türkiye’yi çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmak, bölgesinde ve dünyada etkin bir güç haline getirerek Türkiye Devletinin öncülüğünde insanlığın huzur ve barışını sağlamaktır. Bu kutsal amaca gönül vermiş tüm gönül erlerine selam olsun…