BAYRAMDA YAŞADIKLARIMIZ

Fikri ATILBAZ

 

Kendi vatanları için bir şey yapmayanların, ülkemiz için ne yapacağını sanıyorsunuz da Suriyelileri Türk vatandaşı yapmaya kalkıyorsunuz? Yanlış anlamayın; fakat çok sevdiğiniz anketlerden biri AKP sitesinde yapılmış, ankete katılan 27 bin kişiden 24 bini Suriyeliler Türk vatandaşı olsun mu sorusuna -Hayır cevabı vermişler. Bir tek siz bu işe evet diyorsunuz.

Rusya önünde kıvırın, İsrail önünde İsrail havası oynayın, Sisi'nin yaptıklarını görmezden gelin, Millet merak etse Rabia'yı nasıl kaybettiniz kimseye söylemeyin. Sisi'nin, Mursi'cileri terör örgütü ilan etmesini kabul edin, nasıl olsa sizde aynı yolu izlemiş, kendine sizi örnek almış. Sizde İsrail'e, Rusya'ya söylediğiniz sözleri unuttuğunuz gibi Mısır için söylediklerinizi de unuttunuz. Mısır'dan özür dileme aşamasına geldiniz. Nasıl olsa elinizde, 'Ben değil, o yaptı' diyeceğiniz bir günah keçisi de var.

Ülke öyle karıştı ki, tek işgal edilmemiş; ancak edilmek için canla başla çalışılan, ülkenin teminatı olan MHP'de bile ayrıştırmanın yolları arınıyor. Ülkücüler birbirine düşürülmeye çalışılıyor. Kadife bir eldiven içinde çelik yumruk olduğu iddia edilen Milliyetçi Ülkücülerin aslında öyle olmadığı, isteyenin istediğine söz söyleme hakkına sahip olduğu, itibarsız bir mekanizma olduğu ispata çalışılıyor.

Hemen herkes doğru kabul ettiği bir fikrin, birilerinin peşinde… Çeşit çeşit görüşler orta yerde. Bazen doğru kalabalıklar, bazen de yanlış kalabalıklar oluşuyor. Fitne-fesatçılar tam bu sırada ortaya çıkıyor. İstemezükçüler tam bu sırada ortaya çıkıyorlar. Çeşitli senaryolar, algı yanıltması ile virüs gibi ortalığı sarıyorlar.

Kalabalıklar arasında üç beş genci linç girişimini Ülkücülükten sayan, Ülkü Ocakları Genel Merkezine dil uzatarak, 'bozduk' diyen zavallılar, gerçek manada bozulmanın ne demek olduğunu bilmeyen hadsizler, enaniyetleri tavanı patlatmış olan Ülkü devleri, Ülkü eskileri, Ülkücü görünen, Ülkücüden geçinen zatlar, Hareketi bu hale düşürmeniz yakıştı mı sizlere? Elbet bir gün devran döner ve dönecek de. Hak, haklıdan, haksızdan sorulacak!

Dün yaptığımız bayram sohbetinde Ahmet B. Ağabeyimiz olanları değerlendirirken, "kabahat Lider Devlet Bahçeli'de.  Bugün karşısında olan adamları Lider başımıza bela etti, dedi. İsimleri bir bir saydık, kimi TBMM başkan vekili, kimi TBMM Grup Başkan vekili, kimi Divan üyesi, kimi 1.sıra milletvekili, kimi yıllarca İl Başkanlığı yapmış, eski milletvekili, şimdi istenen ne parti gençleşsin; ama ben vekil, başkan yardımcısı, makam, mevki sahibi ben olayım diyen insanların milletvekili, başkan, hatta ilçe başkanı olma kavgasına dönüşmüş. Gençler nerede onlar hele bir dursun biz bu görevlere gelelim sonra diyenler ortada gezinip, terbiyesizce, hadsizce, 'Bu Devlet Bahçeli'yle olmaz' diyerek seçim zamanları ayda toplam 10 dakika yer vermedikleri televizyon kanallarında adeta her gün boy gösteriyorlar.

Yanılmıyorsam 2011 kongresinde gençleşme oranı yüzde 27 olmasına rağmen, işleri güçleri sureti haktan gözükmek. İşte bunları konuşurken ben, "Ahmet ağabey, bunlara makam verdi, mevki verdi, vekillik sıralaması verdi, başkan yaptı diye niye Bahçeli suçlu olsun? Biliyorsun bu konular üzerine ben de Lidere suçlusun diyerek -umarım haddimi aşmamışımdır- iki yazı yazdım. O muhteşem adam, Liderliğini gösterdi ve şahsıma bir kötü söz söylemedi.

Şimdi aklıma geldi. Hz.Ali'ye sormuşlar: 'Bu adamlar hepsinin aleyhine konuşuyorlar, bu adam sizin için kötü konuşmuyor, neden' Hz.Ali cevap vermiş 'gayet normal. Benim o adama bir dahlim olmadı; ama bu adamların hepsine bir iyiliğim dokundu', demiş. Ne kadar manidar, anlamlı bir söz...

İyi de burada anlamadığım nokta iyiliğe neden kötülükle karşılık verilir? Hem de bu kadar beyaz bir kişiye karşılık bu yapılır mı? Yapılmazsa o zaman Lider bunlara iyi davrandı diye nasıl suçlanabilir?" Ahmet ağabey de, bu sitemi görünen haklı nedenlerden yapmış olsa da Hareketin içinde bir grubun yapılan her şeyi kötüye yorduğunu anlattı ve zamana bırakıp olayın, gerçek yüzlerinin kendileri tarafından ortaya çıkması halinde bu tabanın doğru olarak algıladığını söyledi. Her söylediği doğru çıkan Lider Devlet Bahçeli'nin, muhalif diye ortaya çıkanların maskelerini yırtmak yerine yüzlerindeki maskeleri çıkarmalarına yine o insanlara yardımcı olmakla en doğrusunu yaptığını açıklamıştır.

Bu duygu ve düşünceler içinde bir kez daha bayramınızı kutluyor ve diyorum ki:
Bugün ne diyorsak dünde onu diyorduk,
Dün ne söylüyorsak bugünde onu söylüyoruz.
Gittiğimiz yol belli, durduğumuz yer belli,
Milliyetçi Ülkücüyüz biz!

Diyenlere selam olsun, bizleri bu yolda dik, omurgalı kılan, şahsiyetli kılan Cenabı Allah'a milyonlarca kere hamdüsenalar olsun!

Sağlıcakla kalın!

 

Fikri ATILBAZ

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.