Dev Cücenin Emrinde

Fikri ATILBAZ

Konumuz açıklandığı günden beri Kudüs'ün Yahudilerin başkenti ilan edildi. Turamp bu ilanı kimseden çekinmeden açık etti. 70 yıl ardan sora başkent seçimi bu kez Amerika sayesinde kabul oldu ama tanıyan devletler azınlıkta.

İngiliz mandası altındaki Filistin'de bir Yahudi yurdunun kurulması çalışmaları, XIX. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmıştı. Filiistin, Osmanlı devleti içerisinde yer alıyordu. Dünya Siyonişt Örgütünün Başkanı Theodor Herzl,Yahudilerin Filistin'e göç etmesine izin verilmesini istedi. Buna karşılık II. Abdülhamit'e Osmanlı imparatorluğunun dış borçlarını ödemeyi kabul etmiş ama başarılı olamamıştır. Yahudiler, 1914'de kolonileri 46'ya ulaşmıştı.

Başkan Wilson'un Yahudi sorununu benimsemesi İngiltere'yi harekete geçirdi. İngiliz Dış İlişkiler Bakanı Balfour İngiltere'nin Filistin de bir Yahudi devleti kurulmasını kabul ettiğini resmen bildirdi. "Balfour Deklerasyonu" bu işin öncüsü yani İsrail'in kurulmasına ön atak oldu. Bu olaydan sonra Yahudiler kitleler halinde Filistin'e göç etmeye başladı.

İngiltere'nin aldığı bu karardan sonra Araplar sert tepkiler gösterdiyse de bu tutumları Yahudileri yollarından çevirmedi. Çözüm olarak Filistin'in ikiye bölünmesi ortaya atıldıysa da bu düşünceden bir sonuç çıkmadı. Yahudiler Filistin'e göç etmeye devam ettiler1880 yıllarında 35.000'i geçmeyen Yahudiler 1939 yılında 463.000'e ulaştı.

İngiltere, bugün olduğu gibi İsrail'in yanında olan Amerika o gün de Amerika'nın desteğini alan 1947 yılında Filistin sorununu BM'ye taşıdı. Burada alınan karar gereği Filistin'in ikiye bölünmesine ve Kudüs'ün tarafsız kalmasına karar verildi. Yani özel bir statü verdiler.

Bu karardan sonra Araplarla Yahudiler arasında çatışma çıktı. 1948 yılında İngiltere Filistin üzerindeki manda yönetimini kaldırdı ve aynı gün İsrail kurulduğunu ilan etti. İşte o günden sonra Arapların Yahudiler arasında çatışmalar ve hiç bitmeyen Filistin sorunu başladı.

Amerika'nın son aldığı karar Ortadoğu bölgesini büyük bir batağın içine itmiştir. Dünyanın öbür ucunda olan Amerika için savaşa girme durumu yoktur. Amerika niye birden bire durumunu değiştirmiştir. Niye Yahudilerin etkisi altına girmişlerdir. Müslümanlara bu kadar düşman mıdırlar? Bu zıtlığın, karşılığın sebebi dinler savaşı mıdır? Bunu bilemiyoruz, bunu kendileri bile bilmiyor, ancak; dünyayı karıştıran Turamp kocaman imzasıyla bölgeyi cehennem çukuruna döndürmüştür.

Tarihi sürece baktığımızda Yahudiler için toplum hayatına başlamak, devlet kurmak İngiltere'nin emperyalist politikasıyla gerçekleşmiştir. Bu aşamada ve yıllarca Kudüs bu olayın dışında bırakılmıştır. Son olarak Kudüs'ün başkent yapılması emperyalizmin ne kadar cesur hareket ettiğini göstermektedir. Çok da akıllıca kabul edilmeyen bir olayla Kudüs İsrail'in başkenti olarak kabul edilmiştir. Burada düşündürücü olan; bu olayın İsrail tarafından değil de Amerika tarafından başkent olarak ilan edilmesi, Alınan bu kararla huzur bozulmuş, ortalık karışmış, Müslümanların da kutsal mekanı olan bu şehrin aslında zorbalıkla Yahudilerin eline, kullanım alanı olarak sunulmuş olmasıdır.

Burada tüm dünyanın dikkatini çeken olay dev cüssesiyle Amerika'nın cüce olan İsrail'in isteklerine alet olmasıdır. Devin bir kez daha cücenin emrine, kullanım alanına girmesidir. Bu olaya tarihi olarak İngiltere'nin ön ayak olduğunu tarihi olayları etüt ederek öğreniyoruz.

Bakalım dünya bu işe bir oldu-bitti olarak mı kabul edecek yoksa kısmen çıkan alevler kaçınılmaz bir yangına mı dönüşecek, bu sonucu hep beraber göreceğiz. Amerika girdiği olayla boğazına geçirilen ilmikten attığı imzadan bellidir.

Bu olayda dikkati çeken olay boyuna, aklına, cüssesine bakmadan yanında cüce kabul olabilecek birinin emri altına girmesidir. Oynanan oyun nasıl bir oyundur ki devler cüceler karşısında diz çöküyor.

Sağlıcakla kalın!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.