Çıksak şu tepelerin başına da haykırsak, bu uluma sesimize dünya karşılıksız kalmasa. Dostlarımızı bu uluma sesimize katkı sağlayanlardan seçsek. Ne mutlu Türküm diyenlere, bir arada olsak. Gönülde iman, elde bayrak, Allah-u Ekber diye haykırsak. Sesimizi ulaştırsak bizden haber bekleyen insanlara… Korku versek bize karşı olan gruplara... Ölümse ölüm desek, hoş geldin dediğimiz gibi yeni gelenlere, ölümse ölüm diyerek güle güle deriz gidenlere. Biz Türkoğlu Türkler olarak, Türkçe olarak bizi anlamanız için, "Merhaba dünya" diyoruz, bekleyenlere selam gönderiyoruz. Açık yüreğimizde kapalı olan bir şey yok. Selam olsun allı bayrağımızla, selam olsun yiğitlere, tunçtan bileklilere… Bizi kabul eden herkese selam olsun!
Bir başka dem, bir başka bahar, her nerede yazılıysa mutlaka orda... Hoş geldin Türk demek için, bu karışıklıklar altındaki dünyaya. Kol kola girmek için, bir arada bulunmak için aynı safta. Yaradan'a kurban, Yaradan'a hayran olarak, yazılmış olan çizgimiz de devam etmek için durmak yok, her daim bağırmak, kızıl elmaya demek, uğrunda ölmek, ne muhteşem şey olsa gerek. Kızıl elmaya diyerek dolaşsak dünyayı, kaba yerlere güzellik taşısak, Allah uğruna yaşamak, açları doyurmak ne güzel bir şey, aynı hedefte buluşanlara kardeş demek ne güzel bir şey olsa gerek. Korkusuzca kapıları açık bırakmak, bu dünyanın pisliklerden temizlenmiş olduğunu gösterir ki, bu da bize yeter. Merhaba dünya, sessizce seslenmektir merhaba dünya diye.
Kızıl elmadan yola çıkanlar mı bu işi başaracak? Diyenler hala uyuya dursunlar. Ancak bir gün davulların onlar için vuracağını anlasınlar. Merhaba Türk, hoş geldiniz demekten vazgeçmesinler. Hayatın bizimle anlam bulacağını idrak etsinler. Bizimle birlikte yol alsınlar. Böylece dilimizi öğrensinler, bu açmazda Merhaba dünya, haydi hep beraber Kızıl Elmaya diye bağırmayı öğrensinler.
Türk'le birlikte yürümenin, olmanın beraberliğini, Türk olarak Allah'ın kulu olmanın muhteşemliğine varsınlar. Hainlerin ebedi hain olduklarının farkına varsınlar. Bazen hainlerin bile doğru adım atmalarının kendi istekleri ile mümkün olmadığını bilsinler. Buna kader diyebilirler. En büyük kader, dünyanın Türksüz olmayacağını bilmeleri, inanmalarıdır. O zaman dünya daha güzel, daha mutlu olacaktır. Her şey Türk'ün başarısına, koşusuna, erkekliğine bağlı. Erkekliği erkek-dişi manasında ele almayın. Ki kadınında, erkeğinde ne erkekleri olacak. Dünya onların rehberliğinde dünya olacak.
Mağlubiyet, ne demekmiş bilmeyen, yarı yolda kalmış olsa da, hak olan, doğru yolu bulmuş olan Türklerle yan yana olmak, aynı yolda yürümek ne güzel bir şey olmalı. Allah'ın bu isteğinin gerçekleşmesi için, Ya Allah Ya Bismillah Allah-u Ekber demekten kimseyi alı koymasın.
Bu yolda yürürken vefat edenleri, alkanlar içinde yüzenlerden olanlardan eylesin. Kahpelere kahpece ölümü nasip etsin. Hakkı olanların hakkı bulmalarını nasip etsin. Akıbeti ne yazılıysa o olanları hak içinde muhafaza etsin. Merhaba dünya demeyi nasip etsin. Hak içinde, hak üzere olanların hakkını nasip etsin. Dünya Türk'ün kudretiyle nefes alacak, azametiyle esaretten kurtulacaktır. Bu yolda önümüze engel olarak konulan projeleri, Allah'ın izniyle çiğnemeye hazır olun. Hem lokmalarını, hem de Büyük Ortadoğu Projelerini kullanarak kendilerini üstün sınıf sananları.
Ne mutlu Büyük Ülkü Yolunda yürüyenlere, Allah diyerek ölümsüzleşenlere, dünyaya hakkaniyet getirenlere, Ülküdaşlara selam olsun! Allah'ımıza şükürler olsun ki bizler o mukaddes yolun yolcuları ve hakkın fedaileri olarak davamıza devam ediyoruz.
Yolunuz yolumuz olduğu gibi yolumuz yolunuzdur. Bu Allah Yoludur. Bu yol Allah'a kul olan Türklerin yoludur. Bu yol Allah'ın hizmetkarlarının yoludur. Saadete Allah'la kavuşacaklarına inanan Türklerin yolludur.
Sağlıcakla kalın!
Fikri ATILBAZ