Duyduğumuz nedir? Kapı gıcırtısı mı, tak sesi mi, uyum sağlamayan hayatlar mı? Zorumuz, zorluğumuz ne, zorunluluğumuz nu? Neye bakıyoruz, ne istiyoruz? İstediğimiz anayasal değişiklik gündemde. Sizin istediğiniz anayasal değişimde gündem de, o zaman ne gerek var bozukluğa? Kim geldiyse kapıya hep maruzat, hep şikayet? Gerçek nerede? İbadet nerede? Biz neredeyiz?
Dünya uçsuz bucaksız… Evren sahipsiz. Biz kendimize mukallit, kendimize sapasağlam, kendimize dim dikiz. İktidar olma durumumuz da zorluk çıksa da, imkansızlık olsa da hürriyet bizimle olduğu müddetçe, her yol bize açıktır. Açık olan bu yola küs olanlara karşıyız. Küs olanlara karşıyız. Bu yolda bize düşman olanlara düşmanız.
Bu acı ortamın birliğinde yüreğimiz yanıyor, Bosna'da tutsak, Habur'da vuruşan, Irak'ın bilinmez noktalarında kaybolduk. Bir yel sardı bizi, oradan oraya savuruyor. Dümdüzüz Allah-u Ekber dağlarında, Musul'da, Kerkük'te, düpedüz Ortadoğu'da terkedilmişliği, eyyam perestler tarafından eyyamcılığı yaşıyoruz. Bugün mübarek bir gün kandil!
Yalanları, riyaları üzerimizden atıyor, yep yeni bir güne bakıyoruz. Eyyamcılara karşıyız? Türk olarak durduk, Türk olarak yürüyoruz. Askerlerimizin imanı ile bu kıvranan yolda, doğrularla birlikte yürüyoruz. Allah'ın korumasındayız, birlikte çok yol aldık. Yolumuz hak, derdimiz Cenabı Allah'ın derdidir. Bu hak yolda bizi durdurmak isteyen şerefsizler oldu. Önümüze çıkan insan müsveddeleri oldu, Kitapsızlar oldu. Bölgeyi babalarının malı sayanlar oldu. İnsanlık zor geldi şerefsizlere, karşımızda duranlar oldu.
Biz yine yola çıktığımız gibiyiz. Şerefsizlere karşıyız. Ölümüne bu yoldayız. Bizim ideallerimiz tüm Türklüğü, tüm İslam alemini bağlamaktadır. Abartıyorsun diyenlere Bozkurt'u yem yapıyorsunuz da, Bozkurt'a yem olabileceklere neden bel bağlıyorsunuz diyenlere.
Bu dönülmez akşamın şafağında, zorluğunda, bizi hapsetmek isteyenler, Türklüğe acı çektirenler, durun biraz, aklınızı kullanın her şey sizin istediğiniz gibi kolay değil. Aklı başına gelmiş olan Türkler boş değil. Ve dönecek devran, kurulacak hesap sofrası, yemek isteyenler yiyecek biz seyredeceğiz. Şişenler hala yiyecek. Acınmak yok, boş işler yok, Türk yine başta, elde ok yol gösterecek.
Çıkacağız, Ergenekon'dan çıkar gibi, çiçekler elimizde, öylesine yumuşak geçeceğiz, öylesine yumuşak ki dost elini incitmemek için vefasız biz olmayacağız. Ölümle beraber yürüyeceğiz her zaman olduğu gibi vatansızlara, arsızlara… Bizi cihan yenemeyecek. Biz o boyuttan boyuta Türk, gelecek kokan, özgürlük isteyen şanlı Türk olarak şan, özgürlük istedik. Herkese özgürlük diyor ama mesafede özgürlük istiyor, rahat uçan, koşana, özgür yaşayana kısılmayı, bir kıyı da yaşamayı doğru görmüyoruz.
Yaşasın bu yolda bizimle olup Allah'ı idrak edenlere. Hak la ilahe illallah…
Sağlıcakla kalın!