Türkiye Cumhuriyetinin teminatı olduğunu gösteren Milliyetçi Hareket Partisi üzerinde oyun oynama heveslileri o kadar çok ki, sormayın gitsin. Medyasından, iktidara, ana muhalefetine, sağlı sollu Türk düşmanları oyun kurucu olmaya çalışıyor. Türkiye'nin felaketine sebep olacak darbe girişiminin sorumlularının MHP'yi de kalkışmanın içinde başrol oyuncusu, BOP eş başkanı gibi bir konuma getirmeye meyilli bir projeleri varmış son anda ortaya çıktı. Tabiri caizse Lider Bahçeli bu oyunu bozdu Türkiye kurtuldu.
Oyunu oynayanlar planlarını önceden kurdular; ama hiçbir şey umut ettikleri gibi gitmedi. Bazı adaylar MHP'yi sarayın arka bahçesi yaptırmayacağız derken, hocanın çöplüğü yapmaya karar vermişler, dünya umurlarında değil. Bu planda çöpçü başı olmayı düşleyenler, üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptılar.
Bahçe üzerine muhabbet kuranları birisinin Katolik nikâhından söz etmesi, ana muhalefetten de Hıristiyan birinin söz etmesi. Ve bu kadının söylemini aynı tiplerin beğenmesi oyunda eşlik edenlerin söylem birlikteliklerini de ortaya çıkarıyor. Bu demokrasi adı altında Kandil hayranı kadının dediklerini beğenenlerin, onun söylemi üzerinden MHP'ye saldıranların Ülkücülükle ilgisi, alakaları olamaz.
Kendilerine gereken en iyi cevabı MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın net bir şekilde vermiştir; "Sayın Bahçeli'ye 'kongresini Saray'ın bahçesinde yapabilir' diyen arızalı zihniyetlere de kongrelerini Kandil'de yapmak yaraşır."
Davul-zurnayla halay çekerek, Şivan Perver'den, "megri megri" diyerek, Ahmet Kaya'dan, "Şehirlere bombalar yağardı her gece Biz durmadan sevişirdik…"şarkılarını çalar, devrimciliğinizi yaşarsınız.
Tekrar ediyorum, bu kadının hadsiz çıkışına beğeni atanların uzaktan yakından Ülkücülükle ilgisi olmaz. Kendilerini MHP ve Türkiye üzerine oynanan küresel oyuna kaptırmış kimselerdir. Gördükleri işkenceyi bile yabancı güçler önünde dile getirmeyi Türkiye'yi ispiyonlama olarak kabul eden bir Hareketin, Liderini kötüleyen birisini beğenmeleri mümkün değildir. O benim Liderim değil diyen birini konuşmaya dahi değmez. O zaten Milliyetçi Ülkücü olmamayı kabul edenlerdendir.
Türkiye'de mücadelenin son merhalesine gelinmiştir. Burada saflar "Söz konusu olan vatansa gerisi teferruattır." Atatürkçü anlayışın yanında ve karşısında tutulmaktadır.
Lider Devlet Bahçeli ve Milliyetçi Ülkücü iman erleri saflarını, "Söz konusu olan vatansa", teferruatları, nefislerini ve her türlü siyasi kazanç konularını elinin tersiyle bir kenara itmiş, vatanın geleceği ve bekası için itmesini bilmiş, önce vatan demiştir.
Birde bu hareketin karşısında olanlar, siyasi kazançlarını vatanın geleceği ve bekasının önünde tutanlar vardır. Mücadele bu iki zihniyet arasında var gücüyle devam etmektedir.
Görünen o ki Atatürkçüyüz diyen maskeli balo oyuncularının, Başbuğ diyen laf ola beri gelecilerin, Lider Devlet Bahçeli'ye karşı çıkanlar, üçünü de anlamamışsınız. "Söz konusu vatansa" diyen Atatürk'ü, "Hepiniz birer Türk bayrağısınız" diyen Başbuğ Alparslan Türkeş'i, "Önce Milletim ve Devletim" diyen Lider Devlet Bahçeli'yi hiç mi hiç anlamamışsınız…
Sağlıcakla kalın!
Fikri ATILBAZ