Yıl 2011, Lider Devlet Bahçeli yaptığı bir açıklamada, durumun günden güne kritikleştiğini anlattıktan sonra, Fethullah Gülen cemaatinin faaliyetlerini durdurmasını söylemiş. Sonra olan olmuş… Başta Bakanlık, Başbakan Yardımcılığı yapmış AKP'liler hep birden saldırmışlar Lider Bahçeli'ye. Herkes hizmet hareketinin öneminden söz etmiş. Ülkü Ocaklı eskiciler çıkmış piyasaya, rahmetli Türkeş'in sağlığında ayrılıp parti kuranlar, Kürtler, Kürtçülük hakkında görüş belirten bunun üzerine hâlâ Ülkücü geçinen şahıs dahi karşı görüş bildirerek Lider Bahçeli'ye saldırmış ve hepsi o zamanın cemaat televizyonlarında, gazetelerinde bu görüşlerini ifade etmişler.
Bizi en çok ilgilendiren AKP'li yüksek düzeydeki insanların, şimdi paralel diye peşlerine düştükleri, daha da ileri giderek bu hareketi, Fetocu ya da FTÖrgütü diye suçlayan, haklarında tutuklama kararı çıkartan, bu AKP'li tayfa için ne diyeceğiz? Dün dündür bugün bugündür deyip geçecek miyiz?
Bu siyasetçilerin o günkü açıklamaların karşısında durmak onlarla işbirliği içinden kaynaklanıyor olabilir. Aynı görüşte olduklarından kaynaklanabilir. Bu, bugün paralel yapı en hassas yerimize kadar bizi sarmış diyenlere ithaf olunur. Sayın Cumhurbaşkanı bu paralel dediğiz, nasıl buralara kadar geldi? Bunun bir muhasebesini yapın. Önce destek verdiğiniz, hattı zatında sizin de dile getirdiğiniz gibi, 'ne istediniz de vermedik' diyerek açıkladığınız birliktelik cemaati top yekun siyasete bulayan tavrınızın payı yok mudur? Ölülerin bile referandum da oy atmaya çağrılması sizi de mutlu etmiştir. Cemaatin seçim öncesi parlak kâğıtlara bastırdığı, cami önlerinde dağıttırdığı 2002 ile 2011'in mukayesesini yapan ilanları dağıttırması gözlerinizi boyamış olmalı ki, hemen her noktaya cemaatten referanslı kişilerin atamasını -yoksa şimdi tutukladığınız polisler, yargı mensupları, müdürler vb.leri nereden çıktı?- yaptınız, yaptırdınız, bunların olmasına göz yumdunuz.
Cemaat şimdi paralel adı altında en büyük düşman, terör örgütü ilan edilmişken. Ey AKP'liler, cemaat son iki paralık dandik kalkışmanın başı gösterilirken hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Biz bu ülkenin kaderiyle oynamışız diye hiç mi sormuyorsunuz kendinize?
Hadi kendiniz göremiyorsunuz. Ancak uzağı gören, zahirin arkasındakini gören ve zaman zaman sizi ikaz eden bir Lider Devlet Bahçeli çıkmış, onu da dinlememişsiniz, işi oy toptancılığına getirip politik oyunlarınızın içine çekmişsiniz. Böyle bir yaklaşım bakın sizleri ve bu yollarda beraber yürüdüğünüz cemaati ne hale getirdi. Eğer doğruysa bu kalkışma sayın Cumhurbaşkanının anlatımıyla bir paralel yapı girişimiyse bunun vebalinden nasıl kurtulacaksınız?
161 vatan evladı, PKK'yla çatışmada değil, askerin polisi vurduğu, halkın içinden psikopatların askerleri kestiği, linç etmesiyle 161 vatan evladı şehit olmuştur. Bu aynı zamanda konuşulmuyor ama iç savaş görüntüsü oluşturmaktadır. Belki sırası değil; ancak halkı sokağa davet etmek, eli silahlı, Meclisi bombalatacak kadar gözü dönmüşlerin karşısına dikmek, inanmadığınız demokrasiye sahip çıkmaya davet etmek. Minberine bayrak asmaya utandıkları, korktukları, Allah'ın ayetini okutmadıkları camilerimizden önce sala okutup sonra cihat çağrısı yaptıran zihniyet iyi bilmelidir ki, Türkiye Mısır değildir. Hiçbir meydanımızın Tahrir meydanıyla benzerliği yoktur ve olmayacaktır da.
Türkiye Cumhuriyeti hukuku ve demokrasiyi, bundan sonraki yaşamı için ön koşul, şart olarak seçmiştir. Bunu anlamayan yabancı mercilerde anlasınlar artık. Böyle fasa fiso kalkışmalar Türkiye'yi istedikleri noktaya getiremez. Kara Cuma operasyonu bugüne kadar yaptığınız en tehlikeli girişimdi. Lakin unuttuğunuz Türk Milletinin Allah'ın korumasında olduğu gerçeğidir. Yüzyıllardır, İslam'ın kılıcı, bayraktarı, tebliğcisi olan Türk Milleti, başıboş ümmet senaryolarına teslim edilemezdi, edilmedi de!
Bugün bir gerçek daha ortaya çıkmaktadır ki, dün PKK'ya nasıl göz yumduklarını, izin verdiklerini ve böylece Kandil'in gerçek paralel olduğunu ve bununla birlikte cemaati nasıl paralel ilan ettiklerini Yüce Allah gözümüzün içine sokuyor; ama gözleri, kalpleri, kulakları mühürlü olanlar bu gerçekleri göremiyor.
Sağlıcakla kalın!
Fikri ATILBAZ