İKİZ RUHLU CEMAAT

Fikri ATILBAZ

 

Bir kafa travması yaşıyoruz, adeta akıl tutulması değil, yok olması yaşıyoruz. Yıllardır cemaatin niyetini çözümleyemeyenler, PKK'nın amacının bağımsız Kürdistan olduğunu göremeyenlerdir. Cemaati çözümleyemeyenler, PKK'yla çözüm süreci diyerek bir oyun içinde olanlardır. PKK'nın isteklerinin; bir millet yaratıp, bir çaputun altında toplanmak, dil dedikleri acayip grameri kullanılır hale getirmek… Böylece ikiyüzlü PKK, Türkiye'yi bölmek, kendine verilen görevi ifa etmek üzere tüm gayretini sarf ediyor.

Herkes görevini başarıyla tamamlamak zorundadır. Türkiye çok kötü, felaket içeren bir yapıyla bir oyunun içine düşürülmüştür. Cemaatin gerçek yüzünü göremeyenler, onun her tarafa girmesine izin verdikleri gibi, kurumları emirlerine amade yapmıştır. Bu gerçeği gözden kaçırmamalıyız. Benim gibi bunların tavrına, korkaklıklarına, derviş tavırlarına, saçsız sakalsız hallerine, ince seslerine bakarak, silah kullanamayacaklarını, katil olamayacaklarını, sigara bile içmeyen insanların haşhaşi olamayacaklarını savunup; ancak Türkiye ve İslam dünyası için tehlike olduklarını savunanlar, cemaatin çift ruhlu olduğunu görememiştir.

Biz hiç olmazsa, cemaatin bir aşikar, herkesçe görünen, evleri, yurtları, okulları, Abant toplantıları adı altında demokrasi yuvaları, Gazeteciler Vakfı, gazeteleri, televizyonları, yardım kuruluşları göz boyarken bile ihanetin yanında durmasını, hiç değilse gördük. HDP'yi destekleyen, yanında duran tavrını gördük.

Bunu göremeyenler, bizim olmaz ya dediğimiz şiddeti içeren ikiz ruhları ile darbe girişiminde bulunan, kendi milletine kurşun sıkan, polisine kurşun sıkan, PKK'yla yoldaşlık eden, tehlikeli yapısıyla ilk ruhunu tanıyamadan darbe girişimiyle tanıştı.

Bu tanışma oluncaya kadar bütün devlet kurumları bunlara tevdi edildi. Cemaatten insanlar göreve getirildi. Daire başkanı, genel müdür ya da müdür yapıldılar. HSYK bu tip insanlarla dolduruldu. Hocanın duasıyla dünya sallanır dediler. Ancak Hoca Amerika'nın istemediği hiçbir şeyi yapamazsınız diyordu. Dünya gemisinin dümeninde Amerika var diyordu. Haşa Allah'ın yerine Amerika'yı koyuyordu!

Evet, cemaatin bir makul, yumuşak görünen ruhu vardı, bir de şiddet içeren, ölümcül duyguları taşıyan ikinci bir ruhu vardı.  İşte kananlar ilk ruhuna, makul gözüken, hoşgörülü, demokrat ruhuna kanarak kendini ve devlet kadrolarını onlara teslim ettiler. Bizim (kendi adıma konuşuyorum) gibi ilk ruhunda dahi bunların sapkınlığını görenler uyardı. Uyanmak istemeyenler, onların yanında, onlarla beraber yol aldılar. Onları, özellilikle de Fethullah Gülen'i korudular, etrafında canlı kalkan oldular. Uyarı yapanları din dışı olmakla itham ettiler.

Ta ki 15 Temmuz Kara Cuma'ya kadar. Tank sesleriyle, kurşun sesleriyle, bomba sesleriyle uyandılar. Ne oluyoruz, yapan kim, cemaat ya da sizin koyduğunuz isimle paralel. Bir uyandınız ki hayata kurmuş pusu diyerek, paniklediniz, telaşa düştünüz, Mona Lisa tablosunun tamamını gördünüz. Cemaatin ikiz ruhunu tüm Türkiye, hatta tüm dünya gördü. Ama yine de işbirlikçi emperyalist devletler, demokrasinin beşiğiyiz diyenler, tek dişi kalmış canavarların medeniyeti, cemaati kötülemediler, yaptıklarını kınamadılar, onların yaptıklarına susarak ortak olduklarını gösterdiler.

Şimdi bu iki ruhlu cemaatle mücadele başladı, Devleti bunlardan arındırma başladı. Kurunun yanında yaş yanmaması gerekiyor. Her şeyin hukuk dahilinde adaletle yapılması gerekiyor. Hem suçlu olanlar cezalandırılmalı, hem de yaşlar ateşe atılmamalı, gayet ince çizgiye sahip bir iş. Vebali var.

Şahsım olarak bu mücadele yapılırken doğru şekilde yapılması için, öncelikle, AKP'nin, iktidarın, hocacılardan, cemaatçilerden arındırılması gerektiğini söyledim. Bir operasyon yapıyorsunuz, operasyonun başındaki kişi cemaatçi başarıya ulaşamazsınız. Darbe girişimcilerine ilerisi için engel olamazsınız diye uyarıyorum.

Beni haklı çıkaran bir olayı yazayım. Haber doğruysa; "Basın İlan Kurumu'nun (BİK) Malatya'da Cemaat soruşturması kapsamında ortağı firar ettiği ileri sürülen Sonsöz gazetesine ortalama aylık 52 bin lira ilan parası verdiği iddia edildi."

Haberin devamında şöyle diyor:

"Malatya Cumhuriyet Savcısı Aziz Yaşar Yetkinoğlu tarafından hazırlanan FETÖ iddianamesinde, Sonsöz Gazetesinin ortağı olan her iki işadamının mütevelli heyet içerisinde esnaftan bağış, kurban, himmet ve burs adı altında toplanan paraları il imamı ile birlikte koordine kurarak nereye aktarılması konusunda görev aldığı belirtildi.

BİK'in kasasından Cemaat'e yakın Sonsöz'e son üç aylık dönemde (Mayıs: 47 bin 840 TL, Haziran:73 bin 777,60 TL Temmuz:35 bin 733,36 TL) 157 bin 350 lira ödemenin yapıldığı ileri sürüldü."

Şimdi ne demek istediğimi daha iyi anlamışlardır. Bu mücadele tavrıyla başarıya ulaşamazsınız.

Sağlıcakla kalın!

 

Fikri ATILBAZ

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.