Kime Küfür Ettim?

Fikri ATILBAZ

"Önce Türkiye'm diyen kardeşlerim, hayır bataklığından kolay kurtulamazsınız. PKK'nın, Y-CHP'nin, EMEP'in, ÖDP'nin, TKP'nin, elinde Ülkücü kanı olan Aydınlıkçıların kuyruğuna takılmak ve bu batağa saplanmak akıl işimi, vicdan işi mi? Allah aşkına bu ne işi? Ve sizlerin yani önce ülkem ve milletim diyenlerin burada ne işi var? Yani PKK, EMEP, ÖDP, TKP'yle işiniz ne, ilişkiniz ne? Hele hele Ülkücü katilleri Aydınlıkçılarla ilişkiniz ne, ne derecede? Siz bu birlikteliği içinize sindirebiliyorsanız, başka sözüm yok!"

Hala daha Ülkücüyüm diyenler, Bu yazı da ne gibi bir mahsur görüyorsunuz? Bu kısa yazıyı facebookta paylaştım, aman Allah'ım sormayın gitsin. Neler neler yazdılar. Demek oluyor ki bazılarının canını acıtmışız. Bu paylaşımın hemen altında yani iki paylaşım önce Lider Devlet Bahçeli'nin ne dediğini yazdım, hiçbir yerine dokunmadan yazıyı koydum. Sonrada Lider Bahçeli'nin grup konuşmasından, "Evet derken, dünkü sözlerimizle çelişmiyor muymuşuz; niye çelişelim, PKK'nın, CHP'nin, EMEP'in, ÖDP'nin, TKP'nin, elinde Ülkücü kanı olan Aydınlıkçıların kuyruğuna takılmak asıl çelişki ve çürüme değil midir? Diyerek sarf ettiği sözün içinden bir kısmını ve en etkili kısmını çıkartarak aldım ve yukarıda yayınladığım yazının içine monte ettim. Ve sonrasına da "ve bu batağa saplanmak akıl işimi, vicdan işi mi?" yazdım.

Vay sen misin yazan, arkadaşlarımız yaralanmışlar, meğerse görünen tabloya göre arkadaşları çok rahatsız etmişiz. Yani oluşturduğum ve tamamen arkasında durduğum yazıyla çok kişiye rahatsızlık vermişiz.

Beyler bu köşenin sahibi olarak, sayın Recep Tayip Erdoğan tarafından köşkle ilgili yazımdan dolayı mahkemeye verilmiş biriyim. Ve mahkememiz takipsizlikle sonuçlandı. Onun için yazdıklarınıza, söylemek istediklerinize dikkat edin, bir Ülkücü kardeşinize hakaret etmeyin. Allah aşkına sizi yoran söz buysa, "PKK'nın, Y-CHP'nin, EMEP'in, ÖDP'nin, TKP'nin, elinde Ülkücü kanı olan Aydınlıkçıların kuyruğuna takılmak ve bu batağa saplanmak akıl işimi, vicdan işi mi?" bunun neresi yanlış ve yaralayıcıdır? Bu grubun peşinden bilinçli şekilde gidenler için söylenmiş bir söz. Bu kadar hiddet niye, şiddet niye, hakaret niye?

Ve bu paragrafın sonuna da, "Siz bu birlikteliği içinize sindirebiliyorsanız, başka sözüm yok!" diye ekleyip bitirmişiz. Vay efendim sen misin öyle yapan, yaz Allah yaz, hatta birbirine haber vererek yazanlar, neler neler. Kardeşim şimdi açıkça yazıyorum, bir köşe yazarı olarak, her şeyden önce bir Ülkücü yazar olarak istediğimiz konuda hakaret olmadan doğru olarak yazmakta hürüz. Bu paragrafta da bunu dile getirdim, yazdım. Kabul etmek ya da etmemek sizlerin yani okuyanların elinde; ama böyle saldırgan bir tavırda bulunmak hiçbirinize yakışmıyor.

Kabul edersiniz etmezsiniz, beğenir ya da beğenmezsiniz, niyetinizi normal şekilde anlatan yorumda bulunabilirsiniz. Size kalmış bir şey; ama bu kadar saldırgan olamazsınız. Bana bırak bu işleri diyen arkadaşlara sözüm, asıl siz bırakın bu işleri. Yıllar önce Ülkü için çarpışmaların içinde olmuş kişiler, bari sizler akılcı olsaydınız, söyleyeceğinizi doğru ve dürüst şekilde söyleseydiniz, ne olurdu?

Herkes söyleyeceğini adam gibi, hakaret etmeden, düşüncesi ne ise söylesin. Ancak kimse haddini aşmaya kalkmasın. Bize görevde bulunduğum süre içinde herm yaşça ve makamca büyük olan kişiler bunu öğretti. Saygısızlık asla! Ancak eskiden İlçe Başkanlığı ve köşe yazarlığı yapmış ve yapmakta olan biri olarak, anlatmak istediğimizi anlatalım.

Anayasa değişikliğine karşı taarruzda bulunan hayırcı arkadaşlar gibi davranmadığımız halde, bize yanlış yapmışız gibi davranmayın, önce kendinize bakın! Yarın yine yüz yüze geleceğiz. Oylamayla ilişkilerimiz kesilecekse o başka! Lütfen biraz sakin olun, ilişkilerimiz zedelenmesin. Birbirimize hakaret etmeden iletişim kurarsak çok daha iyi olur. Beraber olduğunuz kişileri Ülkücülere, Ülkücü Harekete güldürmeden hareket edelim.

Liderimi de bu mevzuya kattığım için kendisinden özür dilerim. Ancak herkes, kimi, neden, niçin eleştirdiğini bilsin! Sağlığında Başbuğun karşısına dikilenler şimdi de Lider Bahçeli'nin karşısına dikilmektedir. Sular yine akacak, rüzgarlar fırtına koparacak; ama asla dosdoğru duran yapılardan bir şey alamayacaklardır.

Hal çaresi yok mudur? Pek tabi birbirimize iyi davranmamız gerekir. Öyle de olmalıyız. Ancak şerefsizler, vatan hainleri aynı davranışı beklemesinler! Ve Yüce Türk Milletini küçük görmesinler.

"Türk milliyetçiliğinin açtığı yolda, milli ruh ve ahlakın belirlediği ilkeler etrafında devletin yeniden yapılandırılmasına evet diyoruz, evet diyeceğiz." "Şehitler ölmez vatan bölünmez seslenişindeki cesaretiz.

Biz, Ne Mutlu Türküm Diyenlerin son kalesiyiz.

Ve 16 Nisan'da yeminlerine bağlı kalarak evet diyecek olan Milliyetçi-Ülkücü Hareketiz."

Herkes duysun ve bir kez daha Lider Bahçeli'nin bu sözüne iyice kulak versin: "Elbette biz devlet için evet, millet için evet, Cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet, Türkiye için evet diyeceğiz, millet-devlet kaynaşma ve kenetlenmesine seve seve destek vereceğiz."

Biz de Milliyetçi Hareket Partisinin üyeleri Ülkücüler olarak sonuna kadar "Evet" diyecek ve gereğini yapacağız.

Sağlıcakla kalın!

 

Fikri ATILBAZ

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.