1967 yılından beri İsrail'in işgali altında dinlerin kesiştiği nokta olan Kudüs öcesinde ya da sonrasın da Amerika'nın dahliyle İsrail'in başkenti ilan edilmiştir. Bu oyunun içinde Amerika'nın sinsi şekilde oyunları bütün herkes tarafından anlaşıldı ve hiç ses çıkarılmadan kabul edilip herkes üstüne yattı. Konunun her seferinde İsrail-Kudüs ayrımına gelmesi normaldir.
Kudüs'ün güç merkezi değil dinlerin yaşadığı, gelip geçtiği dinsel ağırlığı mevcut olan yerdir. Kudüs bir devlet değil, İsrail olmazsa bir devletin politikaları, yaptırım gücü yoktur. Yani Kudüs politik olarak edilgen bir yerdir.
Başka bir anlamda Kudüs'ü uluslararası platformda üst sıralara yerleştirme çabasında haklıdır. Uluslararası bir şirket tutularak her zaman gündemde kalabilirsiniz. İsrail'in yapmak istediği İsrail'in uluslararası düzeyde kabul görmesidir.
Türkiye'de azınlık halinde bulunan cemaatten hiç kimse gerçek manada İsrail uzmanı değildir. Kudüs bu yüzden sadece dinsel özelliğinden dolayı bu ortamda gün yüzüne çıkamaz. Bu çetrefilli durum daha çok Yahudi olması ya da Yahudiliği sevmesi ve kabul etmesindendir. İsrail'in Amerika'yla olan bağlantısı bu noktada net olarak ortaya çıkıyor.
İsrail tuttuğu, desteklediği satılık adamlarla Türkiye'de ona karşı uygulanan bir Yahudi oyunudur. İsrail'in tavrıyla Türkiye kullanılmaya çalışılıyor. Ancak haal faşist bir tutum içinde olan Yahudiler lionsları kurdurarak, paraları harcayarak güzel olarak görülmeyi bizim insanımızı etkilemek için kullanıyor.
Türkiye imparatorluk parçası olarak görülmekte bu yüzden İsrail'e karşı değişik duygu ve düşünceler içinde olabilir deniyor. 1967'den buyana Kudüs işgal eden de yeniden işgal eden İsrail'dir.
İsrail bize ters duyguları yaşıyor. Bizi kıstırmaya çalışıyor. İşlam dünyasını kendine mahkum olmasını sağlıyorlar bu amaçla yaşıyorlar. Bu minvalde alınan kararlar çok dikkatli olarak alınmalı ve öncelikle Kudüs Yahudi işgalinden kurtulmalı ve dinlerarası özgürlüğü eline alarak bir devletin hizmelisi değil dinler şehri olmalıdır. Bunun için herkes çaba sarf etmelidir. Böylece dinler kullanılan değil Allah'ın dini olmalıdır. Tabi bunu gerçekleştirirken insanlar kendi yazdıkları dine değil sadece Allah'a güvenmelidir. İslam Allah'ın dinidir. Pek tabi ki diğer dinler de kendilerinin Allah'ın dini olarak görmektedir. Ancak Allah'ın dini bizim dinimiz olan İslam dinidir.
Kudüs'e bütün dünya saygı duymalıdır. Ve Kudüs tüm dünya tarafından dinler şehri olarak yeniden tüm dünyanın elvermesiyle yeniden yapılandırılmalıdır. Turamp acil olarak burayı İsrail'in başkenti olarak görmeyi bırakmalı ve herkes "dinler şehri" olmasını sağlamalıdır.
Kudüs şehri; Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Emeviler, Kudüs Krallığı, Eyyubiler, Moğollar, Memlüklüler, Osmanlı İmparatorluğu, Britanya İmparatorluğu ve İsrail gibi birçok devlet tarafından ele geçirilmiştir. Her biri kendi miraslarını bırakmıştır.
Sağlıcakla kalın!