Meydanlardayız Dilimiz Tekbir Getire Getire

Fikri ATILBAZ

Bu istenç isteyen herkese nasip olsun. Allah eksikliğini göstermesin. Kimi şanslı görür kendini, kimi umurlu. Oysa her daim tepki vardır onlara. En azından tepki duydukları kadar tepki alırlar. Dikkat, soyadlarından önce yazılmalıdır. Bu rezil ilişkiye girmeden önceki tüm ilişkileri için olmalıdır. Hayat öylesine bir şeydir, onlar için. Onlar çıktıktan sonra mekan kurtlanır. Rezillik sahne alır. Her şey istedikleri gibi gelişir. Pespaye bir hayattır ellerinde kalan. Kaçınılmaz.

Bazen bir fotoğraf yaşananları ortaya serer. Seyredilir fakat anlatılmaz. Bu durum aynen o. Karakter sıfırın altında, buz tutmuş. Hainlikler gırla. Yaşanan ne? Meyledilen ne? İhanet mi? Anlamsızlaşan gecede anlamlı olan ne kaldı? Bize ne kaldı? Nerede, kimlerleyiz? Sonumuz ne? Bu soru işaretleri dolduruyor gözlerimin önünü ve ben aklıyorum kendimizi. Bu kalleşlik sokakta beslenmiş gibi. Dava ne, kök ne, neresindeyiz zamanın?

Bizi kirletmek isterler; ama nafile üstümüz leke bile tutmaz. Hainlerden uzak yepyeni bir yerdeyiz. Hava sıcak mı sıcak... Gün batımında, günün ortasını yaşıyoruz. Ölüyoruz, şehit düşüyoruz, yanıyoruz beraberce yakıyoruz gönülleri. Bu nedir Yarabbi, nasıl bir şehadet mertebesi? İçinde biz varız, çocuklarımız var, top yekun hedefteyiz, vatan için. Anlaşılmaz bir mertebe!

Saklasalar da ne olduğunu gerçek orta yerde görünüyor? Kahpeler birleşmiş, düğmüşler kurdun peşine. Bre hainler, bre tutsaklar, olmayacağız sizin gibi! Biz çıktıysak meydana, meydan ayak sesimizden titrer. Ölüm güzelleşir bizim için, en kötü halimizle ne manzaralar içinde ölüme çıkarız, dilimizde La ilahe illallah eşşedühenle Muhammeden Resulallah. Aldırış etmeden hiçbir şeye, yine yollardayız. İşte Ülkücülük böyle bir şey! Var mı gayrısı? Varsa vatandır, bayraktır. Türk'tür, Türk olmalıdır.

Var mı ötesi, kelime-i şehadet. Ötesi ne ola ki? Vatan, bayrak, Türklükten başka? Biz ki bunları biliyoruz. Kimi olduğumuz yerde, kimi gittiğimiz yerde, kimi zaman ölüm meydanlarında. Kimi zaman uykumuzda, savaşta, her yerde Eşhedü enla diye başlayarak, arkasını getiriyoruz korkusuzca, ya Allah duy sesimizi. Şimşek olalım çakalım, anlamayan gönüllerde anlam bulalım, Allah diye.

Şehadet mertebesi bizim mertebemiz. Sonsuza kadar bizde kalacak. Biz o mertebeyle çıktık yola. Yine diyoruz ki; "Eşhedu enlâ ilâhe illallah ve eşhedu enne muhammeden abduhu ve resuluhu"

Yine hak sözdeyiz, yine hedefteyiz, kargalar karşısında bayrak gibiyiz Allahın izniyle. Ölüm yok bize şehadet var. Şehide ölüm ne ki? Bizi bilemezler, onlar için diriyiz biz. Dünya karşımıza dikilse ne ki? Biz dimdik dikilmiş karşılarına "Eşhedu enlâ ilâhe illallah ve eşhedu enne muhammeden abduhu ve resuluhu" diyoruz korkusuzca. Haykırıyoruz gücümüzün, nefesimizin yettiği yere kadar. La ilaha illalalah. Varsa önünde durabilecek bir yiğit dursun. Kadını, erkeği yok bunun. Muktedir olan hak bilme, hakkından gelmedir. Güç Allahtan, niyaz Allaha…

Allah-u ekber! Sonsuz ilmine, şehadetine Allah-u ekber. Umut bize, gelecek nesillere hayır ola. Hayır olmayacak olan ne anlaya!

Sağlıcakla kalın!

 
Fikri ATILBAZ

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.