"Satanlar satmaya alıştıkları için kısaca satışçılar olarak isim yaptılar."
Şimdi çok dikkat etmeli, yapılan nedir, yapılacak olan nedir? Buna bir bakmalı ülke bir kargaşa içindeyken karambole oynayanların kimseler huzurunda içinden rahatlıkla çıkılacak bir tablo yoktur. Bu yaratılan tabloda kıstırılmaya çalışırken bazı müptezeller ağızlarına geldiği gibi konuşuyorlar, bazıları da vilayet eliyle okullarda dağıtılması için kitap kontrol edilmeden dağıtılıyor. Kitap olayı şöyle gelişmiş; Kayseri'de 'Kentimi Tanıtmaya Gönüllüyüm' projesi kapsamında okullarda öğrencilere dağıtılmak üzere hazırlanan Abdullah Ayata'nın yazdığı 'Sırlar Bohçası' adlı kitap, içeriğindeki uygunsuz ifadeler nedeniyle tepkilere neden oldu. İki ilçede dağıtılan kitap, tepkiler üzerine Valilik kararıyla toplatıldı.
Konuyla ilgili Valilik, inceleme ve soruşturma başlatıldığını açıklayarak, "Bazı haber kaynaklarında, ilimizde başlatılan 'Kentimi Tanıtmaya Gönüllüyüm' projesi kapsamında okullarımıza dağıtılması planlanan ancak kitap içeriğindeki bazı ifadelerin öğrencilere uygun olmadığı haberinin medyada yer alması üzerine dağıtımı yapılan az sayıda kitap toplatılmıştır. Valiliğimizce konuyla ilgili gerekli inceleme ve soruşturma başlatılmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur" denildi.
Ne bohçaymış demi… Uygunsuz kitaplar incelenmeden okullarda dağıtılmış. O zaman okullarda dağıttığınız kitap incelenmeden dağıtılmış olmalı ki çıkan haberden dolayı valilik kitabı toplatmış. İyi de dağıtmadan önce bu çocuklara bu kaypaklığı nasıl yaparsınız? En ufak bir olayı disiplin meselesi yapanlar niye böylesine büyük bir günahı hiç incelemeden çocuklara "Kentimi Tanıtmaya Gönüllüyüm" kitabı ne oldu da dağıtılmış, basında yazılanlar olunca kitaplar toplatılmış.
Valilik üzerine düşeni yapmış, peki bu kitabı okumadan, incelemeden dağıtılmasına izin verenler, çocuklarımızın geleceğini emanet ettiğimiz okullarda istediğiniz gibi böylesine rahatça yayınlanamaz.
O konu şöyle dursun, bir ilahiyatçı Nurettin Yıldız herkesi ilgilendiren bir konuda söyledikleri; "Asansör halvet ortamı oluşturur" fetvasıyla gündeme gelen İlahiyatçı Nurettin Yıldız, "Kadınlar, kocalarından dayak yedikleri için şükretmeli." Dedi ve herkesi bu konuyla bilgilendirmedi ama ilgilendirdi.
Daha önce "Asansör halvet ortamı oluşturur" fetvasıyla gündeme gelen Yıldız, bu kez de 'Şehvet duygusu nasıl dizginlenir?' başlığıyla verdiği fetvada yatak şeklinin, battaniyenin ve yorganın "erkeği gıdıklayabileceğini, cinsel dürtüleri rahatsız edebileceğini" söyledi. Yıldız, "şehvet duygusu nasıl dizginlenir?" sorusuna cevaben "Yatağın şekli, yorgandan battaniyeye varıncaya kadar cinsel dürtüleri rahatsız eden bir yapıda olmamalıdır" demişti.
Bu kişi din alimi değil sex uzmanı mübarek. Onun için din alimliğini bırakıp gazete sayfalarına yazı yazan uzmanlar gibi. Milleti bu vaziyetteyken bu tür işlerle oyalayanlar zalim yolda yürümek isteyen ve zalimliklerine Türkiye'yi alet edenler, bizi hem terör hattında hem de düşün alanın da vurmaya vuranlarla birlikte olmaya çalışırlar. Ancak nafile bir işin içindedirler.
Türkiye hem teröristleri pişman edecektir hem de düşün alanında düşünmeden hareket edenleri yani kafasını kullanmayan alim diye gezen kafasızları eğitecektir. Bu bab da terörizme hizmet edenleri yok etmeye bu kafasızları eğitilecektir.
Sağlıcakla kalın.